Sonunda geldi.
Haftalardır bir türlü gelemeyen…
Nedir gelen? Müdahale…
Aslında gelen müdahalenin kendisinden ziyade müjdesiydi öncelikle!
Yani piyasalara müdahale edileceğinin önce resmi olarak duyurusu yapıldı. Davul ve zurna eşliğinde olmasa da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uzun bir mektubu eşliğinde geldi müdahale haberi.
Duyuruda, “Başta enflasyon ve dolar kuru olmak üzere gündemimizde yer alan bazı ekonomi başlıklarında, ekonomi yönetimimiz Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde, hızlı ve çözüm odaklı adımlar atmaya devam edecek olup; atacağımız yeni adımlar silsilesi bu akşamdan itibaren Bakanlığımız ve ilgili kurumlarca kamuoyu ile paylaşılacaktır.” mesajı öne çıktı.
Demek ki;
Ekonomideki gidişata dur diyecek adımlar geliyormuş çok şükür!
Ama tek seferde değil. Taksit taksit gelecek bizi kurtaracak adımlar.
Hiç acelemiz yok ya zaten! Aheste aheste de olsa bekliyoruz. Yeter ki gelsin müdahale adımları.
Ne yazık ki somut adımlardan ziyade sözlü müdahalenin öncü nimetlerini toplama gayreti öne çıkmış gibi görünüyor!
Bakanlık’tan gelen uzun ve duygusal mektupta yapılacaklara dair tek satı olmasa da aslında ekonominin ne kadar güçlü olduğuna vurgu yapılmış. Ve ince ince uyarı mesajları da serpiştirilmişti!
“Yakın bir süre önce kısa vadeli çıkarlarının peşinde koşanların oluşturduğu tedirginlik ortamı sonrasında, 20 Aralık 2021’de spekülasyonla şişirilmiş döviz kurunun bir günde ne kadar düştüğünü tüm dünya tecrübe etmiş durumdadır.
Bu bağlamda tüm vatandaşların bu tecrübeyi unutmayarak bazı kesimlerin manipülatif çıkarlarını gerçekleştirmelerine imkan vermeden sağduyulu olmasında büyük fayda vardır”.
Şişirilmiş kur ve 20 Aralık uyarısı, aslında sözlü müdahalenin özünü oluşturdu. Amaç herhangi bir müdahale olmadan dahi piyasaları kontrol altına almaktı.
Geçici ve kısmen olsa da bu hedefe ulaşıldığını söylemek mümkün!
Neden mi?
Çünkü müdahale adımlarına dair hiçbir net ipucu yokken dahi doların 17 liranın altına inmesi sağlandı.
Açıklamadan önce 17,37 TL’yi gören dolar açıklamanın ardından 16,76 seviyesine kadar düştü.
Ama akşam saatlerinde beklenen daha somut duyurular bir türlü yapılmayınca kur 16,92 liranın üzerine attı kendini. Yine de müdahalenin adı bile belli bir fonksiyon icra etti diyebiliriz!
Neyse ki gece yarısına bir saat kala Hazine Müsteşarlığı’ndan açıklamalar gelmeye başladı.
Karşımıza ne mi çıktı?
GES!
Güneş Enerjisi Santrali değil tabi ki… Gelir Endeksli Senet, TL’yi teşvik için yeni enstrüman yani yeni silah olarak sahaya sürülüyor. Yani Hazine ve Maliye Bakanlığı gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi ihraç edecek.
Talep toplama işlemleri 15 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek.
Sadece gerçek kişilere sunulacak olan bu enstrüman ülke genelinde duyuru ve talep toplama işlemleri yoluyla ihraç edilecek.
Senede ilişkin talep toplama işlemleri ile senedin ihracı, kupon ve anapara ödemeleri Bakanlığın sitesinde yayınlanacak ve duyuruda belirtilecek bankalar aracılığı ile gerçekleştirilecek.
Söz konusu senetler üç ayda bir yatırımcısına kupon getirisi sağlayacak ve kupon ödemelerinde asgari getiri garantisi olacak.
Peki hangi gelirin getirisine kavuşacak vatandaş?
Senedin kupon ödemesine esas teşkil edecek getiri oranı ve vade yapısı ihraç duyurusunda ilan edilecek.
Senedin yatırımcıya sağlayacağı nihai getiri oranı, ihraç aşamasında Bakanlık tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ile çarpılması yoluyla belirlenecek.
Yani bütün bu yuvarlak ifadelerden anladığımız ortada henüz kesin bir şey yok!
Haliyle kimin ne kazanacağı belli değil. Sonuçta da doların yeniden kendini 17 liranın üstüne attığını gördük bu açıklamaların ardından.
Bir nevi “dağ fare doğurdu” algısı miras kaldı müdahale macerasından geriye!