Yüzyılın en büyük felaketlerinden biriyle mücadele ediyor Türkiye.
İki dev depremle gelen deprem fırtınası 10 ilimizde çok acı manzaraları karşımıza çıkardı.
Felaketin boyutları daha yeni yeni anlaşılır hale gelmeye başladı. Yaklaşık 13 milyon vatandaşın yaşadığı deprem bölgesinde neredeyse etkilenmeyen kimse yok bu felaketten.
Şu andaki tek teselli enkaz altından canların kurtarılmaya devam edilmesi! Felaket bölgesinden gelen kurtarma haberleri ana moral kaynağımız.
Halen hayatta olan canlara ulaşılması birinci öncelik!
Ve elbette ki yaraların acilen sarılması ivedilikle sağlanmalı. Yani tüm topluma her birimize görev düşüyor fazlasıyla.
Çünkü zamana karşı bir yarış var. Kurtarılmayı bekleyenler var. Yaralı olarak kurtulanların kaliteli sağlık hizmetine ihtiyacı var.
Sağlık malzemesi, ilaç, gıda, su, giyim, battaniye, ısıtıcı… Çok uzun bir ihtiyaç listesi var felaket bölgesine ulaşması gereken! Numaralı gözlük bile önemli ihtiyaç malzemesi konumunda.
Ama aynı zamanda enkazların temizlenmesi yolların açılması zarureti de net biçimde görülüyor. Yoksa ihtiyaç sahiplerine ulaşmak ve yardımları teslim etmek de kolay olmayacak.
Herkese bu anlamda karınca kararınca görev düşüyor. Bu anlamda yoğun bir gayret de göze çarpıyor. Milletin seferber olma çabası çok değerli!
Ama koordinasyon ihtiyacı da net biçimde göze çarpıyor. Özellikle sosyal medya üzerinde bilgi kirliliği de var. Haber akışının sağlıklı olmasını engelleyen yoğun bir trafik de dikkat çekiyor… Yardımların organize şekilde yürütülmesi ve resmi yetkililere ulaştırılması hayati önemde!
Ve yardım malzemelerinin de kullanılmamış olması gerektiği resmi makamlarca sıkça ifade ediliyor.
Kısacası yardım etmenin çok boyutu var. Belli kurallar çerçevesindeki yardımların gerçek anlamda bir faydası olacağı unutulmamalı!
Ancak, bireysel yardımlar kadar kurumsal desteğin önemi de aşikar. Yani özel sektörün ve iş dünyasının elini taşına altına bir an önce sokması gerekiyor.
Mesela yardım turları yola çıkmaya başladı Bursa’dan. Bunlar örnek hareketler.
Ama çok daha geniş kapsamlı ve organize biçimde iş dünyasını sahada görmeye ihtiyacımız var!
Örneğin iş makinaları, prefabrik konteyner ve jeneratör gibi ekipmanlar bir an önce deprem bölgesine ulaştırılmalı.
Bu konuda harekete geçen bazı SİAD’lar var. Ancak henüz yeterli düzeyde değil yapılanlar. Hazırlıklar yapıldığına dair duyumlar var. Umarız ki hazırlıklar somut sonuca dönüşür kısa sürede.
Özellikle barınma ihtiyacı adına geniş çaplı çözüm için özveri şart görünüyor!
Çadırlar çok kısa süre için geçici çözüm. Keza öğrenci yurtları da öyle. Zaten yeterlilikleri de ayrı bir mesele.
Gözler turizm sektöründe!
O cepheden umutlu haberlerin gelmeye başlaması sevindirici.
Türkiye Otelciler Federasyonu TÜROFED, ilk etapta 50 bin yatağı depremzedelere tahsis edeceklerini açıkladı. Bursa da dahil çeşitli şehirlerdeki TÜROFED üyesi oteller depremzedeleri kabul edecek. Ama elbette ki ihtiyaç sahiplerinin ulaşımı ayrı bir mesele olarak karşımıza çıkıyor bu kez!
Havayolu ve otobüs firmalarının daha fazla katkı sağlaması gerekeceği aşikar.
Açıkçası özellikle ecza depoları başta olmak üzere özel sağlık kuruluşları, zincir marketler, ülkenin ünlü giyim markaları da bir an önce yardımlarını organize edip bölgeye ulaştırmalı. İş dünyasında hiç kimsenin bu yara sarma sürecinin dışında kalmaya hakkı yok!
Özellikle de bölgedeki insanlar sayesinde yıllardır kar elde eden ulusal çaptaki firmaların bol bol yardım etmesi boyunun borcudur.
Ve unutmayalım ki çok uzun soluklu bir yara sarma sürecinin daha çok başındayız.
Devletin olanakları yanında gücü yeten herkesin organize ve uzun vadeli bir destek süreci için şimdiden kafa yormasında fayda var!