Memleketin en mağdur kısaltmalarından biri EYT.
Her anlamda bir mağduriyet ifadesi haline gelen emeklilikte yaşa takılanların durumu, hala çözümden uzak.
Üzerinde bu kadar uzun süre bu kadar çok konuşulan nasıl ve ne zaman çözüleceği belli olmayan başka bir konu yok bu memlekette!
Yani sadece mağdurların maddi kaybı söz konusu değil elden uçup giden. Uzun yılların birikimi olan çözümsüzlüğün dayattığı umutsuzluk başta olmak üzere, pek çok psikolojik sorunu da yaşıyor EYT’liler.
Mesela…
Daha kısa süre öncesine kadar ekonomi yönetiminden “Gündemimizde EYT ile ilgili bir düzenleme yok.” mealinden çok söz işitildi. Yani yaşa takılanların ısrarla savundukları haklarını verme konusunda devletin isteksizliği başlı başına bir sorundu!
Nihayetinde seçim sandıklarının kurulmasına dönük takvimde günlerin hızla eksilmeye başlamasıyla emeklilik meselesi daha ciddi biçimde konuşulur hale geldi. Ciddi bir siyasi malzeme olarak seçimlerde rol oynayacağı kesin olan EYT için kolların sıvanması sevindiriciydi.
Ama milyonları yakından ilgilendiren bu hassas mesele bir süredir de bir bilmece hüviyetine büründü!
Neden mi?
EYT mağduriyetinin nasıl giderileceği henüz belli değil. Aylardır düzenleme yapılacağına dair çeşitli açıklamalar duysak da nasıl bir modelle sorunun çözüleceğine dair hiçbir kesin bilgi hala yok! Ve haliyle yüksek haber değeri taşıyan bu konuya dönük her türlü asıllı ve asılsız haber büyük ilgi uyandırmakta.
Bu nedenle de haber ve yorum bolluğundan geçilmiyor bugünlerde… Ama EYT’lilerin ne beklemeye dermanı kaldı. Ne de içi boş haberlere umut bağlamaya mecalleri var artık!
Son haftalarda adeta bir formül okyanusunda dayatılan çok olasılıklı seçeneklerin EYT’lileri hesap manyağına dönüştürdüğü de bir gerçek.
Erken kısmi emeklilik, prim gün sayısı tamamlama, yıpranma desteği gibi uygulamaların masada olduğu iddialarının kafaları karıştırması doğal. Maaş kesintisi olursa ne kadar olur? Prim tamamlama gerekirse ne ödenecek? Erken emeklilik karlı mı, zararlı mı olacak? Tarzında soruların EYT mağdurlarının moralini bozması da haliyle normal!
Çünkü öyle ya da böyle gündeme gelen her formülde aslında yine bir hak kaybı göze çarpmakta.
Kafaları karıştıran seçenek bolluğu “dağ fare mi doğuracak” tarzı endişelerini de körüklüyor neticede.
Resmi açıklamaların çok kıt olması da bu atmosferin oluşmasını kaçınılmaz kılmakta!
Ve nihayetinde bu gerçekliği keşfeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’den biraz da olsa somut bir EYT açıklaması geldi.
Bilgin, bir ara haberlere yansıyan ve 7’ye kadar ulaşmış olan formülleri toplayıp çöp kutusuna attı.
“Hollanda, Almanya modellerinden bahsediliyor, bunlar doğru değil. Masamızda sadece bir tane EYT formülü var. Kapsamlı bir çalışma Aralık veya Ocak ayında Meclis’te olur. Kamuoyunda konuşulan modeller doğru değil.” diyen Bakan Bilgin, ‘tek formül’ kavramını ilk kez net biçimde ortaya koymuş oldu.
Oysa ki yakın geçmişte alternatif çözümler üzerinde çalışıldığını ifade eden de kendisiydi!
Yani yapılan bu son resmi açıklamaya göre alternatif çözümler teke inmiş. Yani aslında artık yol haritası belli.
Peki detaylar niye açıklanmıyor?
Konunun 2023’e kalması zaten bir hak kaybı!
Mağdurların bir an önce nasıl emekli olabileceğine dair formülü net biçimde görmeye ihtiyacı var. Önünü görmeden hesap kitap yapamadan bir beklentiye sokuluyor yine EYT’liler.
Yıl sonuna kadar bir bilmecenin esiri olma durumu söz konusu!
“Masamızda sadece bir tane EYT formülü var.” ifadesinin aslında önemli ölçüde bir netlik barındırdığı söylenebilir.
Peki formül belli ise bürokratlar masada neyi çalışıyor?
Bitti ise bu sihirli formül niye açıklanmıyor?
Süreç uzadıkça devletin kar ettiği aşikar. Buna dönük bir gayret mi söz konusu? Yoksa Bakan Bilgin siyasi bir manevra ile zaman kazanma babında mı yaptı son açıklamayı?
Görünen o ki EYT düzenlemesi devletin zirvesinden onay alana kadar daha çok vakit geçecek.
Milletten onay alıp almayacağını ise zaman gösterecek!