Piyasaların kafası yine karıştı.
Karışıklığın nedeni klasik bir sebep.
Yani belirsizlik!
Oysa ki seçimlerin ardından ayrı bir coşku havası ayrı bir beklenti atmosferi oluşmuştu kısa sürede.
Adeta “şimşekler” çakmıştı piyasalarda!
Ekonominin direksiyonuna Mehmet Şimşek geçiyor diye pozitif beklentiler maksimuma çıkmıştı bir anda.
Borsa İstanbul rekora ramak kala coşkulu bir çıkışa sahne oldu bu süreçte.
Dolar uzun süredir tutulduğu kafesinden fırladı ve enflasyon canavarı ile kol kola girdi!
Aslında olması gereken doların yükselmesiydi. Ancak kurdaki ani hareketlerin ani tansiyon yükselmesinin bedende yaptığı etkiye benzer sonuçları olmakta.
Dolayısıyla TL’de günlük yüzde 7,5 değer kaybı gibi manzaralar ortaya çıkınca da fren mekanizması çalışmaya başladı!
Uzak olmayan bir tarihteki yerel seçimlerin atılacak ekonomik adımları frenleme potansiyeli olduğu da net biçimde şimdiden görülmüş durumda.
Yani Mehmet Şimşek ismi ve etrafında gelişen yeni kadroların bir anda rasyonel ekonomik adımlarla Ortodoks politikalara tam anlamıyla dönmesinin kolay olmayacağı görünüyor.
En azından bu bağlamda ciddi soru işaretleri var.
Çünkü piyasaların da reel ekonominin de beklediği ekonomik atmosferin daha belirgin bir hal alması meselesi havada kaldı!
Yani ekonomik rotanın netliği konusunda ciddi soru işaretleri var.
Mesela…
Şahap Kavcıoğlu’nun BDDK başkanlığı, soru işaretleri arasında yer alıyor karar verme mekanizmaları açısından.
Ve sırada bekleyen çok sorun var. Onlara dair net bir açıklama cümlesini henüz duymadık. Yol haritası ve takvimlendirme de ortada yok.
Piyasaların da, reel ekonomik aktörlerin de beklemeye tahammülü yok oysa ki!
Belirsizlik en büyük sıkıntı.
Kur nasıl bir sistemle işlem görecek? Hedef seviyeler var mı? Faizler hangi bantlarda hareket edecek? Enflasyon hedeflemesi nasıl çalışacak? Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış süreci nasıl ve ne zaman gerçekleşecek? Bankalar üzerindeki yoğun kontrol mekanizmaları ne zaman serbestleşecek? İhracatçı firmalara dönük kur tedbirleri ne zaman değişecek? Büyümeyi destekleyici kredi politikaları nasıl şekillenecek? Ekonomiyi soğutmadan enflasyonla mücadele nasıl gerçekleşecek? Ciddi biçimde düşen alım gücü, enflasyon yaratmadan ve rekabet gücünü olumsuz etkilemeden nasıl yerine konulacak?
Soru listesi çok ama çok uzun!
Çiçeği burnunda yeni ekonomi yönetiminin ise çok da hazırlıklı olmadığını veya hazırlıkların hayata geçmesi için elinin rahat olmadığını gördük.
Dolayısıyla bundan sonraki adımların netliği ve etkisi tartışılır niteliğe bürünmeye aday!
Yani yatırımcının sabra ihtiyacı var.
Yukarıdaki uzun soru listesine net yanıtlar bulunmadıkça piyasalarda oynaklığın görülmesi gayet doğal. Reel cephede de bekle gör politikasının öne çıkması kuvvetle muhtemel.
Bu atmosferde yabancı yatırımcıyı da kısa vadede beklemek hayal.