Reel ekonomi cephesinden ilginç sinyaller geliyor.
Özellikle imalat tarafında trend aşağı yönlü bir manzara çizmeye başladı.
Geleceğe dönük beklenti göstergeleri de pek pozitif bir manzara içermiyor!
Son verilerin ışığındaki analizimize imalat tarafındaki somut tablo ile başlayalım.
Ekonominin üretim tarafında yavaşlamanın fren izlerini artık rakamlarda net biçimde görebiliyoruz. Açıklanan son istatistiki veriler kasımda Türkiye’de imalat sanayinde kapasite kullanım oranının bir puan gerilediğini gösterdi!
Kapasite kullanımı yüzde 75,9’a geriledi.
Yani daha az çark devredeymiş kasımda ekim ayına göre…
Kasım ayı itibarıyla sanayicinin mevcut durum ve geleceğe dönük beklentilerini ifade eden ve reel kesim güven endeksindeki sert düşüş de dikkat çekti.
Endekste 2,4 puanlık gerileme kaydedildi. İnilen 97,9’lik seviye bu yılın en düşük düzeyi olarak karşımıza çıktı!
Kasımdaki verilerin detaylarına kısaca baktığımızda üretim tarafında özellikle dış ticaret anlamında yavaşlama kendini hissettiriyor.
Nitekim gelecek 3 aya dönük ihracat tarafındaki beklentiler pek de iyimser değil.
İç talebin de eski formundan uzaklaştığına dair izlerin varlığı söz konusu! Maliyetler fiyatlara eskisi kadar yansımıyor. Dolayısıyla verimlilik ve karlılık da eski tadında değil.
Kur hareketlerinin de ihracat üzerinden üreticiyi desteklemediği aylardan geçiyoruz.
Dolayısıyla sanayicinin hem maliyetler özellikle yüksek enerji maliyetleri bağlamında hem de rekabetçi kur bağlamında beklentileri giderek artmakta!
Sanayicinin şikayetleri de doğal olarak artmış vaziyette.
Nitekim güven endeksleri bunu net biçimde gösteriyor.
Özellikle de küresel anlamda enflasyon baskısı hala gündemdeyken dünya ekonomisinde yavaşlamasın sinyallerinin artıyor olması sanayicimizin de doğal olarak endişelerini arttırmakta!
Peki bu anlamda ekonomi yönetimi neler yapıyor?
İlk olarak hemen göze çarpacak faaliyet faizlerdeki indirim süreci.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında dün itibariyle 150 baz puanlık indirimle birlikte iki yıl arının ardından politika faizimiz tek haneye yüzde 9’la inmiş oldu!
Ancak bankacılık sektörünün para kaynakları açısından bu faiz oranı belli bir rahatlamayı sağlamakla birlikte hala çok yetersiz.
Çünkü…
MB’nin fonladığı tutar bankacılık sektörünün ihtiyacının üçte biri bile değil. Bankacılık sektörünün kredi faizlerinin yüzde 30 civarında bir tabanda olduğunu görüyoruz bu nedenle!
Ve sektör temsilcilerinin genelde çok zor kredi kullandırdıklarını görüyoruz ayrıca. Haliyle mevcut kredi tablosu üreticinin de tüketicinin de yanında bir görüntü vermiyor.
Ancak, kuvvetle muhtemeldir ki Kredi Garanti Fonu mekanizması ile yılbaşından itibaren sanayicinin artacak olan yüklerinin hafifletilmesi için adım atılacak!
Piyasayı seçim öncesi canlandıracak adımlar da geleceği için ilk yarı itibariyle 2023’ün iç piyasa talebi açısından pozitif geçme ihtimali güçlü.
Buna karşın yüksek maliyet faktörü gündemde hala. Dış talebin nispeten zayıf kalması ihtimali da mevcut!
Dolayısıyla 2023’ün ilk yarısının total anlamda sanayici için kamu destekli ılımlı bir büyüme olacağı görülüyor. Ancak seçim sonrası aynı tablonun görülesi kolay değil.
Neticede üreticinin gelecek yıla şimdiden çok iyi hazırlanması şart!