Siyaset doludizgin koşuyor.
Siyasetçi vatandaşın oyunun peşinde.
Vatandaşın öncelikli derdi ise ekonomi.
Peki ekonomi ne durumda?
Herkesin kendince farklı yanıtları olacaktır elbette.
Çünkü her bireyin ekonomideki yeri farklı.
Genel çerçeveyi ise makro verilerle okumak mümkün.
Reel ekonominin temel göstergelerine baktığımızda temkinli bir iyimserliği görüyoruz!
Nasıl mı?
TÜİK ve Merkez Bankası’nın açıkladığı son veri setleri, martta ortaya çıkmış olan durgunluk sinyallerinin nisanda kısmen devre dışı kaldığını gösteriyor.
Mesela sanayi tarafında deprem sonrası olan ivme kaybı durmuş görünüyor!
Nisan ayı kapasite kullanım oranını açıklayan MB’ye göre bir önceki aya kıyasla 1,4 puanlık artış gerçekleşti. Ve kapasite kullanımı yüzde 75,6 seviyesine yükseldi.
Kapasite kullanımı martta 1,5 puan azalarak 74,2 seviyesinde gerçekleşmişti.
Yani eski seviyesine geri dönmüş oldu sanayideki çarkların kapasitesi!
Mevsimsel etkileri arındırdığımızda ise 1,9 puanlık artış dikkat çekiyor. Dolayısıyla önümüzdeki aylara dair de umutlanmak mümkün bu veriye bakacak olursak.
Ürün gruplarındaki kapasite tablosu ise daha ziyade tüketim malları ile dayanıksız tüketim malları ağırlıklı görünüyor.
Kapasite kullanımı tüketim mallarında 71,7’den 73,2’ye yükseldi. Buna karşın
dayanıklı tüketim mallarında martta 71,7 seviyesinde olan kapasite nisanda neredeyse yerinde sayarak 71,9’a çıktı.
Dayanıksız tüketim malları kategorisinde ise kapasite kullanımı 1,7 puan arttı. Aynı artış değeri ara mallarında kaydedilirken yatırım mallarında kapasite sadece 0,5 puan artış kaydetti.
Bu verilerde kısmen depremsellik etkisini ve dış talep azlığının izlerini görmek mümkün! İç piyasa kaynaklı ve hızlı tüketimi önceleyen bir talep söz konusu.
Ayrıca seçim belirsizliğinin de frenleyici etkisini görmek mümkün bu verilerde.
Nitekim sanayicinin ekonomik duruma bakışını aktaran reel kesim güven endeksi nisanda kaydettiği yükselişi ağırlıkla seçim sonrasındaki beklentilere borçlu görünüyor!
Endeks mart ayına oranla 2,8 puan artarak 108 değerine çıktı. Mevsim etkileri arındırıldığında ise artış bir puan olarak kayıtlara geçti.
Sanayicilerin anket sorularına verdiği yanıtlar geçen 3 aylık dönem için endeksi aşağıya çekerken mevcut durum nispeten durağan olarak yorumlanmış.
Gelecek 3 aya dönük beklentilerse hayli parlak!
Sabit sermaye yatırım harcaması ile gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, toplam istihdam ve üretim hacmine dönük beklentiler endeksi yukarı taşıyor.
Yani seçim sonrasında sanayinin geneline yayılacak olan bir canlanma öngörüsü öne çıkmakta.
Diğer ana sektörlerin güven endeksleri ise karışık sinyaller veriyor. Güven endeksi nisanda hizmet sektöründe yüzde 1,1 artış kaydederken perakende ticaret sektöründe yüzde 1,3 ve inşaat sektöründe ise yüzde 0,1 azaldı.
Bu verilerin açılımı ise özellikle alım gücü ile ilgili konuların henüz umut veren bir manzara çizmediği yönünde!
Açıklanan son rakamların ışığında yılın ikinci yarısında özellikle sanayi cephesinde bir hareketlilik mümkün görünüyor.
Sözün özü; seçimlerin sonrasında iş dünyasının önünü görür hale gelmesi işlerin hızlanmasına katkı koyacaktır.