Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Siyasilerin hedefi olan gençlerin asıl derdi

Bir bayram daha geride kaldı.

Gençliğimizi kutladık.

19 Mayıs ruhunu andık.

Özellikle de sosyal medyada ciddi bir seçim malzemesi oldu!

Mesajlar havada uçuştu. 19 Mayıs ruhuyla vatanı kurtarma teması işlendi bolca. Ve gençlere düşen vatanı kurtarma görevi.

Sandığa gitme çağrısı için bir fırsata döndü gençlerin bayramı!

“Sosyal” dediğimiz medya mecrasındaki havaya bakacak olursak memleket bir işgal olmalı.  Çünkü her kesimden bir vatanı kurtarma rüzgarı estiriliyor.

Karşı taraf kazandığında ülke el değiştirecek gibi bir hava estiriliyor iki tarafça da! Gençler de kendi geleceklerini kurtarmak zorunda.

Bir taraftan da bolca korku rüzgarı estiriliyor. “Battık, mahvolduk” mealinden bolca lakırdı dolaşıyor sosyal medyamızda.

Orada yazılanlara inanan ya da işine gelen bazı medya kuruluşları da benzer bir dili tercih ediyor!

Netice ise bolca ayrıştırma, kamplaştırma ve güven erozyonu…

Ne yazık ki bu dil kısa vadede birilerinin işine yarasa da uzun vadede Türkiye kaybediyor.

Ve sosyal medyanın bir özgürlük alanı olması kadar manipülasyon alanı olması da kamuoyuna madalyonun iki farklı yüzü olarak yansımakta!

Meslek etiğine ve yasalara uyma konusunda daha fazla bağlayıcı unsurlarla yüz yüze olan yaygın medya kuruluşlarının önemi de daha net anlaşılmak durumunda.

Sağlıklı, tarafsız, çarpıtılmamış, şişirilmemiş bilgi ve haberlere ulaşmak herkesin hakkı. Özellikle de gençlerin. Ve bu anlamda da medya kuruluşlarını üst kalite hizmet için zorlamak da vatandaşların görevi olmak zorunda!

Sandığa giderken önemsenen vatandaşlık görevi medya kuruluşları konusunda da benzer bir duyarlılığı hak ediyor.

Neticede…

Seçim döneminde daha da bulanıklaşan havanın dağılması ve ülkenin daha iyi yarınları için medyaya fazlasıyla görev düşmekte. Ama aynı zamanda doğru ve faydalı haber ve bilgi paylaşımı için vatandaşın da seçtiği ve itibar ettiği medya mecralarıyla bu sürecin denetleyicisi olması şart!

19 Mayıs 2023 itibarıyla manzaraya ayrıştırıcı bir gözlükle bakmadığınız takdirde görülebilecek önemli birkaç temayı sıralayalım.

Öncelikle memleket bir yere gitmiyor. Yerinde duruyor. Jeopolitik bazı risklere rağmen gücü kuvveti yerinde Türkiye’nin. Ve seçmen de milli değerlere sandık başında vurgu yaptı zaten!

Ekonomik açıdan ciddi yapısal sorunlar var. Ama henüz batma arefesinde değiliz. Rahat olun.

Enflasyon belası fakiri daha da fakirleştirdi! Öncelikli derdimiz bu. Adaletsiz gelir dağılımı daha da körüklendi son yıllarda. Çalışanların milli gelirden aldıkları pay dip yaptı.

Yani uygulanan politikalar zengini daha zengin fakiri daha fakir hale getirdi.

Asgari ücretin aşırı yaygın hale gelmesine karşın alım gücü açısından aşırı yetersiz kalıyor olması başlıca nedenlerden biri konumunda!

Ve gençleri de umutsuzluğa iten faktörlerin başında gelmekte ücret meselesi. Kalifiye olarak mezun olabilecekleri üniversite sayısı çok az. Buna karşın milyonlarca genç illa ki üniversite okuyup deli gibi masraf yapıyor!

Ama mezuniyet sonrası iş bulmak çok zor. Dört gençten biri işsiz kalıyor neticede. İş bulunsa bile insanca yaşanacak ücreti veren bir iş bulmak adeta lüks ötesi!

Eğitim ve iş kalitesi gençlerin kafasını kurcalayan ana tema olmayı bu yüksek enflasyon ortamında sürdürüyor haliyle.

Fırsat eşitliği ise apayrı bir gündem. Fırsat eşitsizliği tavan yaparken sosyal yaraların derinleşmesi için uygun ortam yaratılmakta. Yüksek çevre duyarlılığı olan genç kuşaklara yepyeni bir anlayışla gelecek inşa etmemiz gerekiyor!

Ama ellerini kollarını bağlayan yapısal ekonomik sorunlara bir an önce çare yaratılamazsa nice kuşak eriyip gidecek.

HABERLER