Piyasaların tadı tuzu yok.
Belirsizlik bulutları dağılmış değil. Siyaset sahnesi toz duman olunca yatırımcının önünü görmesi de zorlaşıyor haliyle.
Özellikle 28 Mayıs yaklaşırken derinleşen propaganda faaliyetleri ekonomide felaket senaryolarını da öne çıkarınca piyasa reaksiyonlarının negatif olması doğal karşılanmalı.
Ancak bugün taze açıklanan TÜİK verilerine göre “vatandaş halinden memnun gibi görünüyor” ekonomik açıdan!
Tüketici güven endeksi mayıs ayında da tırmanışını sürdürdü. Ulaşılan 91,1 puanlık seviye dikkat çekici.
Çünkü son 5 yılın en yüksek düzeyini temsil ediyor bu rakam! Endeksin alt detaylarına baktığımızda gelecek beklentilerinin nispeten olumlu olduğu görülüyor.
Yani vatandaşın 6 Şubat’taki depremler sonrası ekonomik beklentileri olumluya dönüyor yavaş yavaş.
Görünürde bunun en temel nedeni seçimler nedeniyle pompalanan para ve maaş zamlarına dönük vaatler!
Az da olsa durulan enflasyon ve dolardaki kısmi istikrar da moralleri yerine getirmiş gibi görünüyor.
Yani seçim atmosferinin yarattığı belirsizliğe karşın tüketicinin beklenti düzeyi pozitif bir manzara çiziyor.
Peki gerçekten böyle parlak mı görünüyor ekonomik geleceğimiz?
Mevcut tabloda tutulan ve giderek üzerindeki baskının arttığı 3 temel faktörün ciddi sorun yaşatması kuvvetle muhtemel.
Enflasyon, faiz ve dolar olması gereken seviyelerde değil.
Aslında birbirine sıkı sıkıya bağlı olan faktörler bunlar. Baz etkisiyle gerileme sürecinde olan yıllık TÜFE seçim nedeniyle bekletilen kamu zamları dolayısıyla şu anda dizginleniyor.
Ancak, başta enerji olmak üzere mecburen yapılanacak olan kamu kaynaklı zamlar enflasyona otomatik olarak ivme katacak!
Temmuzda artacak olan asgari ücret, memur ve emekli maaşları da hem maliyet hem de talep yoluyla TÜFE’yi yukarı itecek bir potansiyel taşımakta.
Halihazırda eksi reel faiz ortamında olmamız nedeniyle yeniden yükselişe geçecek olan enflasyonun piyasa faizleri üzerinde de yukarı yönlü bir etkisi olacaktır.
Ancak bu atmosferde artan talebin körüklediği döviz açığındaki yükseliş kurları yukarı itme gücü biriktirmekte!
Neticede bu faktörlerden bir veya ikisinin tetiklemesi ile yaşanmaya başlamış olan likit sıkıntısının körüklenmesi ve bir sarmala dönüşmesi ihtimal dışı değil.
Dolayısıyla yazın getireceği nispeten uygun fiyatlı meyve sebzenin ve turist dövizinin çok az soluklandırma imkanı sunması yanıltıcı olmamalı.
Mevcut para politikasında ve ekonomi stratejisinde belirgin biri değişim olmadığı taktirde tüketici umutlarını törpüleyecek bir manzaranın oluşması ihtimal dahilinde!