Türkiye, 31 Mart 2024’teki yerel seçimlerin sonucu ile büyük bir kırılma yaşadı.
2002’den bu yana iktidar lehine şekillenen güç dengesi, muhalefetin büyükşehirlerin neredeyse tamamını alması ile yön değiştirdi.
19 Mart 2025 tarihinde Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan ve bizim de Özgür Özel öncülüğünde ‘yeni muhalefet’in doğuşuna tanıklık ettiğimiz bugünler, ibrenin kuvvetli bir şekilde CHP’ye dönmesini sağladı.
Günlerimiz erken seçim çağrıları ve beklentileri altında şekilleniyor.
Geride bıraktığımız bir sene içerisinde göreve gelen belediye başkanları da, projelerini ve hedeflerini kamuoyuna sunmak için programlar düzenliyor.
Mudanya ile açılışını yaptığımız organizasyonlar serisi, dün de Nilüfer Belediyesi ile devam etti.
Toplantıya katılan isimlerden olan CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, gün içerisinde yaptığı Ekrem İmamoğlu ziyareti ile ilgili verdiği ayaküstü bilgide, “Ekrem Bey son derece moralli, meseleleri yakından takip ediyor. Memleketin geleceği için çalışmalarını sürdürüyor” dedi.
Yerel seçimlerde kullanılan tanıtım şarkısı ‘Gülmek Nilüfer’e Yakışıyor’ ile çıktı sahneye Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir. Nilüfer’in mutlu insanların kenti olduğunu göstermek istercesine de neşeli bir giriş yaptı sunumuna. Memleketin siyasi atmosferine nazire yaparcasına…
Sonrası, belediyeciliğe dair bülten bilgileri.
Açılan parklar, pazar yerleri, çok önemsediğim ve sayısının daha da artmasını dilediğim kreşler, ilçenin tarımının gelişmesine yönelik hamleler ve üniversite öğrencilerinin yaşam konforunun artmasına yönelik çalışmaları anlatan konu başlıkları gördük.
Mahir Polat’ın tutukluluğunun ev hapsine çevrilmesini ‘buruk sevinç’ olarak değerlendirdi, Mudanya ve Gemlik Belediye Başkanları ile cuma günü Ekrem İmamoğlu’nu ziyarete gideceklerini duyurdu Şadi Özdemir.
Elbette hepsi haber değeri taşıyan cümleler, ayrıntılarını Norm Haber’in sayfalarında okumanız mümkün.
Seçimden önce kamuoyu ile paylaştığı ‘100 Güldüren Projeler’den bazılarının bir yıl içerisinde hayata geçtiğini gördük, büyük projeler ise tahmin edildiği üzere ödenek ve kaynak sorununa takılıyor.
Özdemir, sunum sonrası basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Göreve başladığı tarihten bu yana belediyedeki mali dengeyi sağlamak için uğraştıklarını, yönetimde yeni bir anlayışı benimsediklerini söyledi Özdemir. Son zamanlarda çokça konuşulan personel maaşları için ise “Maaş günü geldiğinde elimizdeki paranın durumuna göre hareket ediyoruz. Bütçede toplam ödemenin yüzde 88’i varsa, çalışan arkadaşlarımızın da maaşının yüzde 88’ini ödüyoruz. Kalan yüzde 12’lik fark da iki-üç gün içinde hesaba geçiyor” dedi, bu durumun her ay tekrarlanmadığının ise altını çizdi.
İlk günden bu yana Nilüfer’de devam eden inşaatlarla ilgili olarak geçmiş dönemi eleştiren ve çözüm noktasında kararlı bir duruş sergileyeceklerini belirten Özdemir, konu hakkında ilginç bir yanıt verdi bu kez. Kararlı duruşunun devam edip etmediğine yönelik konuşan Özdemir, “İnşaat çözülmesi çok kolay bir alan değil. Bu işi çözmek için başladığımda çok cesurdum. Gözüm karaydı, öyle de çözerim böyle de çözerim diyordum. İstanbul’daki olaylardan sonra artık o kadar cesur değilim” sözleri dikkat çekti. Ancak Özdemir’in İstanbul göndermesini ne amaçla yaptığı ya da söylediğinde ne kast ettiği konusunda net bir anlam çıkmadı diye düşünüyorum.
Sunumdan sonra masaları tek tek gezen Özdemir’e, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot hareketine CHP’li belediyeleri de davet ettiğini ve Nilüfer’de CHP mitinglerini görmeyen basın kuruluşlarının aboneliklerine dair iptallerin olup olmadığını sordum ve “Genel Başkan istedi, iptal diyorsa iptal edeceğiz” yanıtını aldım. Yapılan çağrıdan yaklaşık 20 gün sonra…
Toparlayacak olursak;
Bursa’nın en prestijli ilçesi olarak lanse edilen Nilüfer’de Şadi Özdemir’in ilk yılı bolca tartışma, eleştiri, polemik ve iddialar eşliğinde geçti.
Başkanlık görevinin kalan dört yıllık döneminde ise, icraat anlamında ortaya bugüne kadar yapılandan fazlasını koymak gerek.
Gülümsemenin anahtarı sorunları çözmekten geçiyor.