Ankara’da 6 muhalefet liderinin bir araya gelmesiyle birlikte olası bir erken seçim senaryosunda ‘Kimler kimlerle beraber’ faslının önemli bir kısmını geçmiş olduk, kalanı da bugün ben tahminlerle desteklemek isterim.
Öncelikle;
Millet İttifakı bileşenlerine mevcut tabloda DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin kıyıdan köşeden dahil olma ihtimali hayli yüksek görünüyor.
Bindelik partilerin bile artık önemli olduğu bu sistemde Bağımsız Türkiye Partisi’nin de Millet İttifakı’nda yer alması sürpriz olmaz.
Cumhur İttifakı’nda AK Parti, MHP ve BBP’nin kader ortaklığını devam ettirmesi yüksek bir olasılık gibi görünse de Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin ‘İttifaka ortağız iktidara değiliz’ çıkışını yabana atmamak gerekiyor. Tabii AK Parti ve MHP’nin liderler düzeyinde olmasa da partililer düzeyinde zaman zaman fırtınalı seyreden ilişkisini de…
İşte tam bu noktada memleket siyasetinde bir şekilde belirleyici unsur olan HDP’yi de konuşmak gerekiyor. Bugünlerde Türkiye Komünist Partisi, Sol Parti ve EMEP ile ‘Sol İttifak’ arayışında olan HDP, bu girişimde başarıya ulaşırsa hem Meclis’in çok sesliliğine katkıda bulunur, hem de Cumhur İttifakı’nda olası senaryolara büyük sekte vurur.
Ancak, seçim yaklaştıkça AK Parti-HDP flörtlerine ilişkin sıkça haber okuyacağımızı, MHP’nin de bu konuda tepkili olacağını söylemek sürpriz olmaz. Sandık yaklaştıkça denge unsurları değişir, bakarsınız yeni mektuplar, yeni süreçler beliriverir önümüzde. Kim şaşırabilir ki?
Ya da Cumhur İttifakı bünyesine Vatan Partisi’ni de katar ve bindelik dilimlerin usta ismi Perinçek’in TBMM’de boy göstermesine olanak sağlar…
Öte yandan Cumhur İttifakı’na katılma ihtimaline ilişkin ’20 yılın günahına son dakika dahil olunmaz’ demecini veren Yeniden Refah Partisi Lideri Fatih Erbakan’ı, Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’ni ve kah türkü söylediği kah il başkanı fırçaladığı TikTok videoları ile siyasette anormal bir seyir izleyen Mustafa Sarıgül’ün TDP’sini, yeniden teşkilatlanma çabası içinde olan Genç Parti’yi, geçmişini mumla arayan DSP’yi ve ANAP’ı ne şekillerde görürüz orası muamma.
Ayrıca seçim öncesinde milyonlarca insanın beklediği EYT ve 3600 ek gösterge meselesinin, genel af mevzusunun, sağlık ve eğitim atamalarının da çözüme kavuşturulacağının sinyali veriliyor. Bakarsınız ilerleyen günlerde faturalar da ‘incelir’, pavyon hesabından normal rakamlara iner.
Elinde ekonomik açıdan çok da hamle şansı olmayan, günübirlik çözümlerle pansuman yapmak durumunda olan iktidar için seçimin zamanında yapılması mı erkene alınması mı daha riskli, varın siz hesap edin.
31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde elindeki büyük şehirleri kaybeden, yalnızca Bursa ile yetinen iktidar için de, Millet İttifakı için de seçimler bu sefer gerçekten ‘beka’ meselesi.
2019’dan bugüne gidişatın iyiye doğru yönelmediğini varsayarsak, tabandan tavana yayılacak bir ‘değişim’ çağrısı çok şeyi yerinden oynatır.
Seçime adım adım yaklaşırken Tarkan’ın yeni şarkısının ana muhalefeti hareketlendirdiği, iktidarı ise tedirgin ettiği şu siyasi düzlemde güvenlik uzmanlarına ve TV yorumcularına büyük iş düşüyor. Saatler sürecek havanda su dövme çalışmalarında ortaya kim bilir ne parlak fikirler çıkacak.
Şarkıyı muhalefetin marşı sananlara da, ilk dakikadan müzikalitesini sorgulayan muhteremlere de kulak asmayın. Müzik ruhun gıdasıdır, dinleyin keyiflenin.
Ama unutmayın da: Geççek geççek elbet bu da geççek…