Furkan Kahraman
Furkan Kahraman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Siyaset yapınca ne oluyor ki?

Haber bültenlerine düşen haliyle yazalım önce yaşanan büyük trajediyi:

“Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki 238 kişinin konakladığı otelde çıkan yangında 76 kişi yaşamını yitirdi.”

Yangının çıkış anından itibaren pek çok görüntü düştü sosyal medyaya, pek çok bilgi ortaya çıktı yanan otelle ilgili.

30 bin liralık gecelik ücreti, milli yası, yangın çevresinde kayak yapanları ve hayatını kaybedenlerin teşhisinde kullanılan ‘kızarmış piliç’ görselli tırı yeterince konuştu herkes…

Ama bir fotoğraf var ki en azından benim açımdan uzun süre unutulmayacak.

Garip bir şekilde on küsur katlı ‘tamamen ahşap’ otelde bir yangın merdiveni aradık tüm ülke. ‘Var’ dendi, ‘yok’ dendi, ‘ancak oteli iyi bilenler bulabilir yerini‘ diyen bile oldu.

Otelin içindekiler bulamadı.

O otel nasıl oraya dikildi, tamamen ahşap oluşuna nasıl izin verildi, kontrollerini kim sağladı, mühendislik hizmeti ne boyuttaydı, restoran katında çıktığı söylenen yangın öncesinde mutfakta temizlik ve bakım periyotları nasıldı; hepsi zamanla ortaya çıkacak. Yani umarız…

Ummaktan öteye gidemiyoruz çünkü otel sahibinin siyasi bağlantıları ve ‘görev sorumluluk krizi’ sebebiyle yayın yasağı geldi yangın haberine.

Olaydan saatler sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Gün siyaset yapma değil, dayanışma, bir ve beraber olma günüdür” dedi. Bölgeye giden tüm bakanların, iktidara yakın haber kanallarının ve sosyal medya trollerinin gümbür gümbür siyaset yaptığı bir günün akşamında…

Aslında biraz siyaset yapılsa fena olmaz ne dersiniz?

Yukarıda sorduğum ve bir çırpıda aklıma gelen soruların bir kısmı siyasi mekanizma aracılığı sayesinde cevap bulsa, yetkili kimse ortaya çıksa ve olayda ihmali veya hatası var ise sorumluluğu gereği ‘istifa mekanizması’nı çalıştırsa. Bütün dünya buna inansa, bir inansa…

22,5 sene oldu neredeyse mevcut iktidarın yönetiminde.

2004’teki hızlı tren kazasını, Soma, Ermenek, Amasra maden facialarını, Aladağ yurt yangınını, orman yangınlarını, sel felaketlerini, depremlerde yıkılan binaları akla getirince, ve bu saydıklarım sebebiyle yaşanan can kayıplarında hatası olan bir kişinin dahi istifa etmediğini düşününce insan bir ürperiyor.

Ya hadi istifayı geçtim, bir kişi bile kusuru dolayısıyla görevden alınmaz mı?

Neyse, siyaset yapınca böyle oluyor demek ki.

Peki, gün siyaset günü değilse madem normal bir vatandaş olarak ‘tweet atar gibi’ soralım:

Bizim dirimiz ne zaman kıymetlenecek? Bu ülkede insan hayatı ne zaman önem kazanacak?

HABERLER