İlhami Yıldız
İlhami Yıldız
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AK Parti 1 Ağustos’tan itibaren tam kadro sahada

TBMM tatilde, fakat vekiller sahada.

Genel olarak baktığımızda, önümüzdeki yılın da seçim yılı olacağını varsayarsak, siyasi partilerin tamamı seçimlere odaklanmış durumda.

İşte bu noktada Bursa milletvekilleri açısından değerlendirdiğimizde, çoğunluğunun sahada olduğunu görüyoruz.

Vekiller hem seçmenle buluşuyor, hem de seçmenin nabzını tutuyor.

İşte bu noktada, seçmenin nabzını tutarken, her türlü eleştiriye yanıt veren vekiller arasında AK Parti ve MHP milletvekilleri bulunuyor.

Özellikle enflasyon ve fiyat artışından, yaşam pahalılığından şikâyet eden halkın sorunlarını sabırla dinleyen milletvekillerini ayrıca tebrik etmek gerekiyor.

Bu açıdan bakınca 2023 yılında gerçekleşecek genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri AK Parti açısından oldukça zorlu geçeceğe benziyor. Kurulduğu ilk günden ve girdiği ilk seçimlerden bu yana sandıktan hem birinci hem de iktidar olarak çıkan AK Parti’nin önümüzdeki seçimlerde sandıktan sadece birinci çıkması iktidara gelmek için yetmeyebilir.

AK Parti açısından değerlendirdiğimizde ilk defa tehlike çanlarının bu kadar şiddetli çaldığını görüyoruz.

Bu noktada AK Parti’nin sandıkta mevcut konumunu koruması için seçim sathına kadar birçok sorunu çözmesi yine sahada basılmadık yer bırakmaması gerekiyor.

Halka da mevcut durumu bahane göstermeden anlayabilecekleri şekilde anlatması öncelikli şart gibi gözüküyor.

İşte bu noktada AK Parti kurmayları hem kararsızları hem de kendilerinden başka siyasi partiye oy verme eğiliminde olan seçmeni ikna etme adına tam teyakkuz halinde sahaya çıkmak için gün sayıyor.

Bu noktada Bursa teşkilatlarının tamamı 1 Ağustos tarihinden itibaren bu hafta sonu seçim olacakmış gibi sahaya inecekler. Halkla buluşacaklar, halkın dertlerini dinleyecekler, halka bir anlamda hesap verecekler.

Yaparsa tekrar AK Parti yapar diyecekler.

Sonuçta yüzde 50+1’i bulmak için çalışacaklar.

Bu çalışmalar sonuca ulaşacak mı?

Onu da gerçekleşecek ilk ankette görmüş olacağız…

OKULLAR SALGINA GERÇEKTEN HAZIR MI?

 

Önceki gün Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in Erzurum’da yaptığı bir açıklama dikkatimi çekti. O açıklamada tekrar hortlayan Covid 19 salgını için okullarımız hazır, dedi.

Sayın Bakan’ın iyi niyetinden asla şüphemiz yok.

Ama bu açıklama inandırıcılıktan uzak geldi…

Ben de merak ettim.

Acaba Sayın Bakan okulları olası salgına nasıl hazırladı?

Misal, okullara ne kadar temizlik malzemesi gönderecekler?

Burada kıstas öğrenci sayısı.

Yine olası bir salgında öğrenciler ve eğitim camiası çalışanları için okullara haftalık derslik sayıları da göz önünde bulundurularak ne kadar dezenfektan gönderilecek?

Yine okullara maske gönderilecek mi?

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…

O açıdan okullar açısından salgına hazır olduğumuzu düşünmüyorum.

Ne zaman mı hazır oluruz?

Yukarıda yazmış olduğum ihtiyaçlara cevap verildiği an…

GERÇEKTEN AŞI ÖNLEM Mİ?

 

Özellikle son günlerde vaka sayılarının artmasının ardından önlemler tekrar geri gelecek mi?

Bu soru bugünlerde fazlasıyla soru sorulmaya başlandı. Bunun yanıtı basit, herkes kendi önlemini alırsa büyük önlemlere gerek yok.

O da maske, mesafe, hijyen.

Yine bu süreçte bazı bilim adamları da hatırlatma dozunu unutmayın, diyor.

Aşılamanın gerekli olduğunu her fırsatta yazan, dile getiren birisi olarak buna diyeceğim o ki vurulacağınız aşı güncellendi ise bu öneriye uyabilirsiniz, yoksa iki kere düşünün!

Neden mi?

Malum virüs değişti, deniyor.

Aşılarda değişmeyen varyantlara göre üretildi.

Malum her sene yenilenen grip aşısı var.

O zaman o bilim adamlarına sormak lazım.

Bu sene geçen senenin grip aşısını olmak doğru bir tercih olur mu?

Buna verilecek yanıt hayır ise bu kararı da size bırakıyorum, sevgili okurlar…

HABERLER