İlhami Yıldız
İlhami Yıldız
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa sahil bandındaki mahalleler özel statüye kavuşturulmalı!

Yaşı 70’e yaklaşanlar veya üstünde olanlar bilir.

Geçmişte, özellikle sahile yakın olan bölgelerde kız evlatlarına miras olarak denize yakın araziler verilirmiş.

Nedeni basit.

Oraları o zaman değersiz, hatta bataklık.

Değerli olan araziler ise erkek evlatlara verilirmiş.

İşte kader dedikleri olgu bu…

Değersiz denilen araziler, sahillerin keşfedilmesi ve bacasız ekonominin devreye girmesi ile bir anda cazibe merkezi olmuş.

Kısaca dağdan bu sefer denize inilmiş…

Ondan sonrası malum.

Bugün ülkemizin güney ve Ege sahillerine paha biçilemiyor.

Keza, Bursa’da Armutlu’dan başlayan Gemlik’e ulaşan, oradan da Mudanya’dan başlayarak, Karacabey’e kadar toplam 115 km’lik sahil şeridi Bursa’da değerli arazi statüsünde.

Bu sahil bandı resmen yazlıkçıların gözdesi.

Kimi zaman günü birlikçiler, kimi zaman çadırcılar, kimi zaman pansiyoncuların, kimi zamanda hepsinin ortak buluşma noktası.

Eski adı köy, yeni adı mahalle; aslında yazları da ilçe görünümünde olan bu bölgelerin artık özel statüye kavuşması gerekiyor.

Misal, örnekleyecek olursak buralarda imar izni yok, ama imar affından faydalanan çok insanımız var.

Kaçak yapılar da her bölgede ayrık otu gibi bitmiş.

İlçe belediyeleri de şikâyet gelmeyince uyumuş…

Bunlar bir realite…

Ama böyle gitmemeli.

Hem hizmet isteyeceksin hem taşın altına hizmeti isteyen olarak elini koymayacaksın!

Kısaca hem üç kuruş olacak hem de şoför mahalli.

Sıkışınca seçim var, diye siyasetçilere size oy vermeyeceğiz, diye parmak göstereceksin!

Bu mesele günü birlik mesele değil.

Kim gelirse gelsin neşter atılması gereken bir mesele olmuş.

O neşteri vurmaz isen en büyük arıtmayı da yapsan, 10 bin tonluk su deposu da açsan nafile…

Peki, o neşteri nereden vurmalı?

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın Eşkel’de gerçekleştirdiği basın toplantısı sonrası aklıma şu geldi:

En azından hizmetlerin daha düzenli olabilmesi ve aksamaması adına yazları burası kırsal alan olarak değil, Büyükşehir’in kırsal olmayan bir mahallesi olarak değerlendirilmeli.

Neden mi?

Gayet basit…

Özellikle vatandaşın en şikâyetçi olduğu konuların başında su ve kanalizasyon sıkıntısı geliyor.

Su fiyatlarını merkezle eş değer hale getirirsen su tüketimi tarlaya değil, içecek ve zorunlu ihtiyaçlar için kullanılmış olur.

Yine elde edilecek gelir artışı da bu sayfiye yerlerinin altyapısına kullanılır…

Bir de imar yönünden uygulamalar gerçekleştirilmeli…

Öneri bizden, değerlendirmek yetkililerden…

İŞÇİ VE MEMUR SENDİKALARI BURSASPOR İÇİN TAŞIN ALTINA NE ZAMAN ELİN KOYACAK?

Bursa’nın ortak markalarından en önemlisi Bursaspor.

Maalesef bu sene 2. Lig’de oynayacağız. Belki küllerimizden doğmak için bir fırsat.

Aynı geçmişte olduğu gibi…

Bursaspor’un 2. takımı amatör kümeden başladığı serüveni her sene bir lig atlayarak o zamanki adı ile TFF 1. Lig’e kadar ulaşmıştı.

O zaman başarının mimarları Bursalı oyuncular ve Bursalı antrenörlerdi.

Şimdi benzer bir heyecan başlıyor.

Bu heyecan hepimizi mutlu eder inşallah.

Ama heyecanın önünde en büyük engel mali sıkıntı.

İşte bu mali sıkıntıyı aşma adına Bursa’da herkese görev düşüyor.

Bu görev düşen kurumlardan biri de sendikalar…

Bursa’da önemli ölçüde üye sayısına ulaşan Türk Metal, Birleşik Metal başta olmak üzere memur sendikaları da üyelerinden bir sefere mahsus 50 TL ya da diğer bir ifade ile 3 dolar gibi bir sembolik rakam alsalar, en azından 2 milyon dolara yakın gelir elde edilebilir.

Bu da kulübü döndürebilir…

Bunu yapamıyorsanız en azından satışa çıkan kombineleri alsalar, o bile ilaç gibi gelir…

Bakalım Bursapor’un ilacı olan maddi destek gelecek mi?

Bekleyip, görelim…

 

HABERLER