Gerçek olan şu: 2024-2025 eğitim ve öğretim yılı fiilen geçen hafta, resmen de hafta başı pazartesi günü başladı.
Öncelikle yeni eğitim ve öğretim yılı vatanımıza, eğitim camiasının aktörlerine hayırlı uğurlu olsun.
Pandemisi ve hastalığı olmayan güzel bir yıl olur inşallah…
Ders başı zilinin çalması okullardaki ve eğitim camiasındaki eksikliklerin tamamen giderildiği, sorunsuz olarak yeni dönemin başladığı anlamını taşımıyor.
İşte bu noktada zaman zaman eğitim camiasının önemli aktörlerinin, sendikaların açıklamalarını bu köşeden yayınlamaya devam ediyoruz.
Bu minvalde son zamanlarda en sert eleştiri yapan sendikaların başında Eğitim Bir Sen Bursa 1 No.lu Şube Başkanı ve aynı zamanda Memur Sen Bursa Şube Temsilcisi Ramazan Acar geliyor.
Özellikle birileri tarafından iktidara yakın diye eleştirilen Acar, son açıklaması ile eğitim ve öğretim hayatında yaşanan aksaklıkları yazmış, çözüm yollarını da bir anlamda göstermiş.
Özellikle bu minvalde okulların en büyük ihtiyacı olan temizlik personeli çözümü için hükümet tarafından çözüm olarak ortaya konulan İUP işgücü Uyum Programı‘nı sert bir şekilde eleştiren Acar, “çözüm değil” diyor.
Bana göre de onun adı ucuz işgücü pazarı… Asgari ücretin de altında bir rakama kimse çalışmaz. Program dahilinde önce bir hafta, sonra günde 7,5 saat üç gün çalışıyorsununz. Elinize de aşağı yukarı ay sonunda 10 bin TL gibi bir rakam geçer.
Bu rakama çalışsa çalışsa 3308 sayılı çıraklık eğitim kanunu ile çalışan öğrenciler çalışır. Onlar bile haftada üç gün staja asgari ücretin brütününün yüzde 30’unu alıyor.
O bile 7 bin TL ediyor.
O zaman geriye çözüm olarak meslek liselerine temizlik personeli yetiştirme bölümü açmak kalıyor. Bu öğrenciler de stajını okullarda yapsın demek gerekiyor.
Acar çözüm olarak şunu öneriyor:
“Okulların temizlik ve güvenlik personeli açığı sorununa kalıcı çözüm bulunmalı, personel ihtiyacı tamamen karşılanmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli, bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmeli ve özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda daha fazla zaman geçirilmeden adım atılmalıdır.”
Kısaca okul bazlı bütçeyi de çok lafın özeti olarak ifade etmiş Acar…
Öte yandan Acar mevcut durumu özetlerken de ana başlıklar halinde sıralamış.
İŞTE O BAŞLIKLAR:
“Eğitim çalışanlarının sorunlarından arınmış olarak işinin başına gitmesi önemlidir.”
“Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması sona erdirilmelidir.”
“Sıra tayinini de kapsayan kalıcı bir yer değişikliği sistemi kurulmalıdır.”
“Eğitimcilerin motivasyonunu artıran bir kariyer sistemi için yasal düzenleme yapılmalıdır.”
“Meslek kanunundaki eksik ve hatalı kısımlar bir an önce tamamlanmalıdır.”
“İkili eğitim uygulamasına son verilmeli.”
“Görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları belli bir takvim dâhilinde düzenli olarak yapılmalıdır.”
“Okulların ödenek sorunu ivedilikle çözülmelidir.”
“Deprem bölgesinde görev yapan eğitim çalışanlarının hayat ve çalışma şartları iyileştirilmelidir.”
“Eğitimcilere yönelik şiddetin önüne geçecek tedbirler ivedilikle alınmalıdır.”
“Eğitimin asıl amacı, öğrenciyi daha donanımlı yetiştirme ve yeteneklerini daha iyi geliştirerek hayata hazırlama olmalıdır.”
“Sokak köpeği terörüne dur denilmelidi.r”
Genel olarak değerlendirdiğimizde her bir başlığın üzerine aylarca kafa yorulabilir. Bu kafa yormanın eğitimin erkleri tarafından kabul görmesi halinde çözüm üretmek mümkün.
İşte bu noktada yapılması gereken diğer bir ayrıntı da ekmeğin sağı solu, ideolojisi olmaz deyip tüm sendikaların en azından bu tür ortak sorunlarda hareket etmesi gerekir diye düşünüyorum.
Özellikle Başkan Ramazan Acar’ın açıklamalarını AK Parti kurmaylarının dost acı söyler mantalitesi ile yorumlaması, ona göre tedbirler alması şart diye düşünüyorum.
Bize düşen aktarmak, yorumlamak takip etmek…