Çalışma hayatını uzunca süredir meşgul eden konuların başında gelen EYT meselesinin çözümüne sayılı günler kaldı, desek abartmış olmayız.
Konunun müjdesini Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 yılının son günlerinde vermişti.
Yaklaşık bir aydır da beklenti Meclis gündemine gelmesi idi.
Şubat ayı ile birlikte EYT konusu TBMM gündemine gelecek.
Geçen hafta AK Parti grubunda imzaya açılmıştı.
Hatırlatmakta fayda var:
8 Eylül 1999 öncesinde, yani 4447 sayılı yasa öncesinde işe girenlerden kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim gününü dolduran tüm vatandaşların emekli olabilmesi sağlanacak.
Son anda bu da kademeli olarak 5975’e çıktı. Ancak bu durumun komisyonlarda düzeltileceği bilgisine ulaştık.
Değişmeyen ise EYT için herhangi bir yaş sınırı bulunmayacak.
Ama bunun yanı sıra olayın bir de BAĞ-KUR yönü var. Orada da prim şartı.
9 bin…
Ya da diğer bir ifade ile 25 yıl-9000 gün şartı.
Özellikle bu noktada ciddi mağduriyetlerin olacağı ifade olunuyor.
Geçmişte sigortalı olup sonradan muhtar olan ya da basit iş yeri açanlar mevcut.
Önceki haftalar içerisinde bu durumda olan, Bursa’dan muhtarlar Ankara’ya giderek konuyu ilgili makamlara anlatmıştı.
Sorunun muhataplarını dinleyenler konuyu masaya yatırmışlar.
Kulağımıza gelen bilgilere göre, BAĞ-KUR’da gün şartında bir esneme olacak, gibi duruyor…
O esneme de muhtemelen komisyonlarda görüşme sırasında şöyle olacak:
25 yılı doldurmak şartıyla toplam 7000 gün primi dolduranların da emekliliğe hak kazanması bekleniyor.
Öte yandan, stajla ilgili bir borçlanmanın olmayacağı, dünyada da benzer bir uygulamanın olmadığı ifade olunuyor.
EYT teklifinin Meclis’te önce Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, ardından Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi bekleniyor.
Teklif daha sonra Meclis Genel Kuruluna gelecek.
Tahminen şubat ayının ikinci haftasında kanunun TBMM’den çıkması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanması ve resmi gazetede yayınlanması bekleniyor.
Bekleyip, takip edelim.
IŞIK: BURSA’DA 300 BİN KONUTUN DEPREME DAYANIKLILIĞI KONTROL EDİLMELİ
Bursa’nın 1855 yılından itibaren beklediği ve ne zaman geleceği belli olmayan bir konuğu var; o da deprem.
Malum Bursa deprem kuşağında…
28 Şubat 1855 tarihinde meydana gelen depremde binlerce bina yıkılmış, 300’e yakın insanımız hayatını kaybetmiş.
Ardından artçı olarak 17 Nisan 1855 tarihinde meydana gelen depremde yıkılan bina sayısı ile can kaybı da artmış.
O zamanki rakamlara göre, her iki depremde kayıp 2 binli rakamlara ulaşmış.
Bir tarafta deprem gerçeği, diğer tarafta ise yapı stoğunun durumu.
Konu ile ilgili olarak geçen hafta içinde Yapı Denetimleri ve Deprem Mühendisleri Derneği Bursa Şubesi Başkanı Serkan Işık ile sohbet etme fırsatını yakaladım.
Önce kendi mesleği yapı denetiminde yaşanan zorluğu anlattı.
“İş olmadığı için büyük sıkıntıdayız, bugün bir yapı denetim bürosunda en az 8 çalışan olmak zorunda. Böyle giderse birçok yapı denetim firması büyük sıkıntılar yaşayabilir” dedi.
Ardından 1999 depreminden sonra çıkan kanun sonrası durumu anlatan Işık, “Bursa’da yaklaşık 500 bin bağımsız bölüm yapıldı. Bursa’nın nüfusu 3 milyonu geçmiş durumda. Her hanede 4 insanımızın yaşadığını ve yazlıkları da düşündüğümüzde en az 300 bin binanın deprem konusunda sıkıntılı olduğunu düşünüyoruz” şeklinde görüşlerini bizimle paylaştı.
Biz de Allah korusun diyoruz.
Yerel ve genel yönetimin bir an önce 3 kat ve üzeri binalarda bağlayıcı önlemler almasını bekliyoruz.