Bugün seçim yasaklarından dolayı siyaset yazamayacağız.
O partiden bu partiden bahsetmeyeceğiz.
Malum;
Yaklaşık 10 ay aradan sonra tekrar sandık başına gideceğiz.
Bu süreçte yaklaşık 45 gündür siyasiler konuşuyor, bizler dinliyoruz.
Ne anlattılarsa kimi zaman emme basma tulumba gibi başımız salladık.
Kimi zaman içimizden “anlat külahıma” diyerek, “amma da sallıyor” dedik.
Kimi zaman “helal olsun” dedik.
Kimi zaman da “bu projeler olabilir” dedik.
Velhasılı bu süreçte onlar anlattı, bizler dinledik.
Neticede vaatlerin özetine baktığımızda;
Kimi ev yapacak, kimi cebimize para koyacak.
Kimi de gençlere kart verecek.
Okula giden çocuklarımıza harçlık da cabası.
Bunun dışında ulaşım bedava olunca araba vermelerine gerek kalmadı!
Suda da okkalı indirim olacak…
Ama en son sözü pazar sabahının ilk saatlerinden itibaren kendini ve kentini beş yıl yönetecek isimleri seçecek olan vatandaş söyleyecek.
Vatandaş önce vicdanına danışacak, ardından referanslarına bakacak, “ayinesi iştir kişinin” diyerek oyunu verecek.
Kimi seçerse seçsin başımızın üstünde yeri var.
Belki bu seçim sonunda bazı başkanlar koltuklarını koruyacak bazıları da çıkan sonuçlarla beraber devretmek zorunda kalacak.
Kısaca bizler kimine kırmızı kart, kimine de yeşil kart çıkaracağız.
Bunu çıkarmak için de hepimize düşen görev sabahın ilk saatlerinden itibaren sandığa gidip oyumuzu kullanmak, ardından sandıklara sahip çıkmak olacaktır.
Bu vesile ile yerel seçimlerin önce mahallemize, ardından ilçemize, kentimize ve ülkemize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan diliyorum.
Bundan sonraki seçimler için de temennim odur ki öncelikli olarak tercihli oy sisteminin ve olmaz ise en azından ön seçimin sonucunda siyasi partilerin adaylarını belirleyeceği bir süreçten sonra seçmenin karşısına çıkmalarını isterim.
Sonuç olarak yaşadığımız kent için son cümle olarak diyeceğimiz odur ki kazanan demokrasi olsun!
Kazanan Bursa olsun!