İlhami Yıldız
İlhami Yıldız
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Mapushanede bir saat, ömrümden geçen onlarca yıl…

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin önderliğinde 2005 yılında merhum Hikmet Şahin başkanlığında kurulan Sağlıklı Kentler Birliği her geçen gün büyümeye devam ediyor.

Toplam üye sayısı şu an 130’u geçmiş durumda…

Tabiri caiz ise artık Türkiye’nin her bölgesinden üyesi var.

Hal böyle olunca merkezi Bursa’da olmasına rağmen alınan bir kararla Ankara’da da temsilcilik açılmasına karar verildi.

Biz de önceki gün Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bayhan’ın davetlisi olarak soluğu Ankara’da aldık.

Ankara’ya gitmişken Bayhan’ın organizasyonu ile bir anda kendimizi mapushanede bulduk.

O mapushanenin adı Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi veya Ulucanlar Cezaevi veya orada yatanların ifadesi “Ölücanlar…”

Gerçekten mapushanenin yatakhanelerinden çok yüce insanlar gelmiş geçmiş.

Kimi sağdan, kimi soldan…

Kimi işkencelere maruz kalmış, kimileri de tek kişilik tecrit odalarda yaşamışlar.

Aslında adı tutukevi olmasına rağmen cezaevi gibi işlem yapmış.

Normalde yolu buraya düşenlerin en fazla bir iki ay kalması gerekirken, geçerken uğrayıp hayatını burada kaybedenlerin sayısı bilinmese de bilinen resmi olarak yargılama sonucu idam edilenlerin sayısı 18…

Allah’tan en son idam fermanı cezaevine verilmiş. 1925 yılından itibaren tutuklulara ev sahipliği yapan bu cezaevinin ömrü de 2006 yılında son bulmuş.

Ondan sonra reenkarnasyona inanan cezaevi müzeye dönüşmüş.

Bu sefer tutukluları değil, sivilleri ağırlamaya başlamış.

Belki de bu ağırlamanın sebebi ibret alınması için.

Zaten içerisinde de ibret alınacak çok hikâyeler var.

Ayrı ayrı yaşam hikâyeleri, son bulan hayatlar ve idam edilenler.

Şimdi burası müzeye dönüşmüş dönüşmesine ama gezerken, dolaşırken içimiz ürpermiyor, o işkence seslerini duyunca korkmuyoruz desek yalan olur.

Yine koğuşlarda cezaevinde yatanlardan kalan hatıralar yüreğimizi burkmadı desek yalan olur.

Bu cezaevinde kimler mi yatmış?

Siyasetçisi de, edebiyatçısı da, devrimcisi de darbeye kalkışanlar da başbakanı da, bakanı da burada yatmış.

İşte o isimler;

Nazım Hikmet’ten tutun Necip Fazıl Kısakürek’e, Bülent Ecevit’ten tutun Muhsin Yazıcıoğlu’na, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Oral Çalışlar, İpek Çalışlar, Beyhan Cenkçi, Adnan Cemgil, Cüneyt Arcayürek, Fakir Baykurt, Metin Tok, Osman Yüksel Serdengeçti, Yaşar Kemal gibi isimlerin yolu da buradan geçmiş.

Sadece onlar mı!..

O isimlerin yanı sıra

Yılmaz Güney, Talat Aydemir, Fethi Gürcan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan da burada yatmış, hatta bazılarının hayatları burada hazin bir şekilde son bulmuş…

Tutukevinin en şanslı konukları ise Hilton koğuşunda yatanlar.

Altı kişilik ranzadan dolayı bu ismi almış bu koğuş…

En son misafirlerinden biri de merhum Başbakanlardan Bülent Ecevit olmuş.

Toplamda 33 dönüme kurulan eski tutukevi yeni müze misafirlerini ağırlarken bir yandan da derin bir düşünceye sevk ediyor.

Bu mapushanede bir saat ömrümden geçen onlarca yıla eş değer…

Sonunda Allah’tan buraya girişimiz müze olduğu aklıma gelince biraz rahatlıyorsun.

Ama yaşanılanların mizanseni de Bursa’ya gelene kadar aklından çıkmıyor.

Ama doğru olan insanoğlunun insan gibi,  o derin düşüncelerden pay çıkarabilmesi.

Pay çıkarabilenlere ne mutlu…

HABERLER