Gerçek olan şu: Siyaset kazanının fokur fokur kaynadığı.
Ankara’da bu yaz siyaseten de sıcak geçecek.
İşte Ankara’da yaşananların özeti:
Bir tarafta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş‘un anayasa değişikliği için gerçekleştirdiği ziyaretler.
Diğer tarafta ise AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında yaşanan ziyaret trafiği…
Ayşe Ateş’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabulü…
***
Aynı gün içerisinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin Suriyelilerle ilgili son açıklamaları da gündemi farklı bir tarafa çekti.
Bu ziyaretlerden sonra AK Parti ile MHP arasında ipler gerildi mi, diye düşünmeden edemedik.
Ardından her milliyetçinin gönlünde yatan, fakat gerçekleşmeyen Milliyetçi Cephe bloğunu aklımıza getirdik.
Malum Bahçeli’nin açıklamalarına paralel olarak geçmişte Zafer Partisi‘nin Suriyeli sığınmacılarla ilgili açıklamaları, BBP‘nin de Suriyelilere bakışı, gitmeleri gerektiği ifadelerini de hatırlamış olalım.
Keza İYİ Parti‘nin de Suriyelilerle ilgili düşüncesi net.
Velhasılı Bahçeli’nin son açıklamalarını da hesap edersek Milliyetçi Cephenin savaştan sonra ülkemize zorunlu göç eden yaklaşık 4 milyonun üzerindeki Suriyelilerin gitmesi konusunda fikir birliği oluşturduğunu söylemek mümkün.
Aralarındaki tek fark yöntem farklılığı.
Bazıları hemen gitsin derken, bazıları da zaman içerisinde ifadesini kullanıyor.
Burada asıl sorgulanması gerekenlerden biri de ekonominin Suriyeli misafirlerimizin gidişinden nasıl etkileneceği.
Bunu da ayrıca irdelemek, fayda maliyet hesabını yapmak gerekir
***
Şimdi diğer bir gerçek ise 2023 yılında gerçekleşen genel seçimlerde Milliyetçi Cephe olarak adlandıracağımız MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi ve BBP‘nin yaklaşık yüzde 30 oy potansiyeline ulaştığı.
Bu minvalden bakılırsa Milliyetçi Cephe kendi içinde ittifak oluşturabilir mi, diye düşünmeden edemiyoruz.
Oluşursa sandığa bunun sonucu nasıl yansır?
Bu sorunun yanıtı AK Parti ile CHP yakınlaşmasının nereye varacağı sonucuna bağlı.
Bu iki siyasi parti anayasa değişikliğinde uzlaşır, bu uzlaşmanın içinde Milliyetçi Cephe partileri olmaz ise o zaman gerek 2028, gerekse 2029; hem genel hem de yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok şeylere gebe, ifadesini kullanmak mümkün.
Sonuçtan bağımsız olarak Milliyetçi Cephe partileri uzlaşır ise iktidara alternatif olabilir mi?
Bu sorunun yanıtı kesinlikle evet.
Bakalım bu yaz siyasetin Ankara ayağında neler olacak?
Hep beraber takip edelim.
Ardından yorumlamaya çalışalım.