Hatırlatmakta fayda var: geçmişte eğitim sistemi nasıldı?
İlkokul 5 sene, ardından ortaokul 3, sonrasında lise ise 3 sene…
Ardından sınavlar…
İstisnası sınav sonucu girilen anadolu ve parasız yatılı okulların ortaokullarında bir sene hazırlık okunurdu. O süre zarfından öğrenci en az bir dili iyi seviyede ikinci dili de öğrenirdi…
Öte yandan ilkokuldan sonra öğrencinin okumaya yatkınlığı yoksa zanaat okullarına verilir sonrasında haftada bir gün çıraklık okuluna gidilirdi.
Şimdilerde genel şikayet haline gelen mavi yakalıların ücrette beyaz yakalıları geçmesinin sebebinin de bu olduğunu düşünenlerdenim.
Yaş ilerledikçe zanaata yatkınlık uzaklaşır.
Ağaç yaşken eğilir misali…
Bu kısa özetten sonra gelelim mevcut duruma…
Sınavların sonuçları açıklandı, açıklanmak üzere…
Sonrası da tercih…
Aslında şunu net olarak ifade etmek gerekiyor, öğrenciler de veliler de nefesleri tuttu. Açıklanan LGS sonucunda veliler de öğrenciler de hangi okullara gireceğini merak ediyorlar.
Muhtemelen önümüzdeki hafta da üniversite sınavları açıklanacak.
Herkesin puanı belli olacak.
Liselere Giriş Sınavı’nın sonuçlarına göre tercihler yapıldıktan sonra açıkta kimse kalmayacak.
En kötü ihtimalle mahallesindeki bir okula yerleşecek.
O yerleştikleri lise onları mutlu eder mi?
Orası soru işareti.
Mutlu olmayanlar ama maddi gücü olanlar da özel okulların yolunu tutacak..
Hatırlatmakta fayda var:
Geçmişte bizim zamanımızda ne vardı? Girişte yazmıştık, biraz daha detaylandıralım.
İlkokulda 5. sınıfta Parasız Yatılı Sınavına girerdiniz, bir de Anadolu lisesi sınavlarına.
Her ikisi de iki aşamalıydı.
Anadolu lisesi sınavına girdin mi?
Tercihlerin arasında Anadolu liseleri ağırlıkta olurdu. Maddi durumun iyi ise özel liseleri de yazardın.
Şimdi her yer özel lise…
Şimdi her yer Anadolu lisesi…
Öte yandan liseden sonra ÖSS ve ÖYS sınavları vardı…
Şimdi liseden sınavlar devam ediyor. Sadece adı değişti mantalite aynı…
AYT oldu, TYT oldu…
Vesaire vesaire…
Ama asıl sorgulanamsı gereken puan türüne göre yerleştirme yapılmayan liseler arasında iyi eğitim veren okulların bulunduğu mahallelerde kiraların tavan yapması…
Kaliteli eğitim veren okulların bulunduğu adreste kiralar tavan yaptı…
Geçmişte ne vardı?
En azından homojen dağılım vardı. Anadolu, fen lisesi ve parasız yatılı okuluna gidemeyenlerin gittiği meslek liselerinden de, düz liselerden de üniversite sınavında her bölümü kazanan öğrenciler vardı.
Bugün bu oran git gide düştü…
Şimdi sormak lazım:
Tüm okullarda eğitim ve öğretim faaliyetlerinin homojen yapıya ulaşması gerekmez mi? Yavuzselim’e de, Keles’e, Büyükorhan’a, Kükürtlü’ye, Bademli’ye de nitelikli eğitim vermek ve okul yapmak Milli Eğitim’in işi değil mi?
Hele bir de bazı özel okulların sınavlarda döküldüğünü görünce bir an önce harekete geçmek gerekir.
Eğitim müfredatını değiştiriken bu ülkenin ihtiyacı olan mavi yaka ve çırak ihtiyacını da göz ardı etmemek gerekir.
Ara bir formülle çıraklık okulları tekrar aktif edilmeli.
Bu da ilkokuldan sonra başlamalı.
Yoksa yarın geç olabilir…
Mavi yakalı elemanı da ithal etmek zorunda kalabiliriz.
Bizden hatırlatması…