Halk arasında bir deyim vardır:
Allah ne eksik etsin, ne düşürsün!
İşte bu sözün muhatabı hastaneler ve doktorlar.
İnsan bir hastaneye düşerse ne yapacağını şaşırıyor!..
İşte şaşıran, derdine derman arayan okurlarımız da bu noktada bizden destek bekliyor.
Zaman zaman elektronik postamıza özel hastanede yaşanan maddi sıkıntılara yönelik iletiler düşüyor.
Bu konuyu daha önce defalarca gündeme getirdik.
İşin özeti, özel hastanelerin ve hastaların durumu; aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali…
Biz bugün elektronik postamıza gelen iletilerden sonra konuyu bir kez daha gündeme getirelim.
Özel hastanelerde alınacak ücretler Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) belirlenen rakamlara göre istenebilir. Buradaki üst rakam bellidir.
O rakam da belirlenen rakamın en fazla yüzde 200’ü…
Asıl sıkıntı burada başlıyor.
SGK birçok teşhis ve tedavi ücretini güncellemediği için istenen farklar maliyeti karşılamıyor ve her hastane kendi kafasına göre fark belirliyor.
İstenen farklar yüzde 3 bine kadar çıkabiliyor…
Bu güncellememenin nedeni devlete de yük binmesi.
Ama bazı durumlar var ki fark da istenmemesi gerekiyor. Bunlar SUT’da belirtilmiş.
Ne yazık ki bazı özel hastaneler o durumda bulunan hastalardan da fark istemeye başladılar.
Misal, geçen hafta içinde Bursa’da özel bir hastane kolon kanseri olan hastadan 140 bin TL’nin üzerinde fark, yatak ücreti olarak da her yattığı gün için 4 bin TL artı masraf şeklinde ücret istemiş.
Sadece bu mu?
Yine Bursa’da bir başka özel hastanenin kalça operasyonu için istediği ücret 300 bin TL’nin üzerinde…
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Muayene ücretleri desen 1000 TL’nin üzerinde…
Artık bunlara çeki düzen verilmesi şart.
Bu arada tamamlayıcı sağlık sigortaları da her geçen gün anlamını yitiriyor.
Onu da ilerleyen günlerde kaleme alacağız.
Dönelim tekrar özel hastaneler ve farklar konusuna…
Devlet vatandaşın ve sektörün mağdur olmamasını istiyorsa SUT fiyatlarını bir an önce güncellemeli, ardından güncellenen bu fiyatların üzerinden kanunun belirlediği fiyat farkının üstünde ücret alan özel hastane ve teşhis merkezlerine ağır müeeyideler uygulamalı.
Bu denetimler geçmişte maliyenin yaptığı fiş denetimleri gibi olmalı.
SGK müfettişleri hasta kılığında hastaneleri denetlemeli…
“Yok bunlar olmaz” diyorsa da o zaman SGK’da “sizlerin reçetelerini kabul ediyorum artık ben size ücret ödemeyeceğim. Siz kendi fiyatlarınızı kendiniz belirleyin” demeli…
Bu sistem olursa devletin ciddi anlamda ekonomik geliri olur.
Biz yine önerimizi yapalım.
Karar vermek onlara kalmış…
Emniyet kemerleri için kazaları önleyecek renk önerisi…
Geçen hafta içinde Orhangazi dönüşünde rutin trafik kontrolleri sırasında emniyet kemerlerinin takılıp takılmadığı da kontrol ediliyordu.
Bu kontroller hayat kurtarıyor.
Bazen bu kontroller gözle de oluyor. Emniyet şeridi kurulunca hız azalıyor, sonrasında kimi zaman trafik polisleri göz ile kontrolde emniyet kemerinin takılı olup olmadığına göre aracı durdurabiliyor.
Bu kontrol gündüz olunca pek sorun olmuyor.
Fakat akşamları hava karardığında, kontrollerde gözden kaçmalar olabilir. İşte bu durumda yanımda bulunan arkadaşım acizane öneride bulundu.
Emniyet kemerleri neden fosforlu renklerden oluşmuyor?
Gerçekten üzerinde durulması gereken, otomobil firmalarının ve yan sanayinin de üzerinde durması gereken bir öneri.
Bu öneri akşam trafik kontrollerinde trafik polisinin işini rahatlatır.
Hem zaman, hem de can kaybını önleyebilir.
Kemer konusunda duyarsız olanlar bunun çabuk farkedileceğini de düşünerek kemerlerini takarlar, bu takışları hafife almazlar. Belki basit ama can kurtaracak öneri.
Öneri bizden, değerlendirmek yetkililerde…