Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü…
Muhtemelen bugün sosyal medyada en çok karşılaşacağımız konuların başında bugüne dair mesajlar olacaktır.
Hatırlatmakta fayda var:
Malum özel günlerde sosyal medya hesaplarından bazı sosyal medya uzmanları bu günlerin önemine dair konularda ahkâm keserler, öneride bulunurlar.
Zannedersin ki o yazanların hepsi engelli dostu.
Yazdıkları cümleler içinde kelimelerle dans eder, kimi zaman tango kimi zaman da vals yapar…
Ama icraat desen sus pus.
Onlar için icraat, 4 Aralık’ta yeni bir gün vardır.
Nasılsa yılın 365 günü kutlama mevcut, sözde sosyal medya uzmanları hayatın gerçeklerinden uzak, yaşamı sadece sanal dünyadan ibaret olanlar ise yazmaya devam eder…
Bu uzar gider, velhasılı burada sözüm de yazım da gerçek anlamda iş yapanlara değil, kelimelerle dans edip, onları süsleyip püsleyip, pazarlayıp, hiçbir icraat yapmayanlara.
O yazdıklarının bir kısmını bulundukları ortamda, kısaca hayatlarında uygulasalar engelliler için hayat bayram da olur cennet de…
Fakat gerçek olan şu: Dünyaya gelen her birey potansiyel engelli adayıdır.
Kimi dünyaya doğuştan engelli gelebildiği gibi bazıları da sonradan hayatın içerisinde beklenmeyen kazalar sonucu engelli olabilir.
Ama mühim olan kalplerde engel olmaması.
Hayatın kendine sunduğu engelleri, bir nimet gibi algılayan, sonrasında o engelleri bahane göstermeden başarılarıyla öne çıkmış dünyada birçok insan var.
Bu bağlamda belki birçoğunuz 9. Senfoni’yi yazan Beethoven’in duyma engeli olduğunu bilmiyordur.
Ama onu tüm dünya tanıyor ve biliyor…
Keza ünlü halk ozanımız, görme engelli Aşık Veysel’in ezgileri de hala gönüllerde yaşıyor.
Gönül gözünü parmaklarına yansıtan ve onlarla gören ünlü Ressam Eşref Armağan’ın da görme engelli olduğunu hatırlatayım.
Dünyaca ünlü matematik ve fizikçi Hawking de ALS hastası bir engelli.
Keza dünyaca ünlü beyzbolcu Jim Abbot’un da bir eli doğuştan yok.
Yine bir başka engelli Dorethy Hodgkin Crowfoot, kimya dalında Nobel Ödüllü bilim insanı…
Keza Türk edebiyatının usta ismi Cemil Meriç’in de gözlerini kaybetmesine rağmen en verimli eserlerini görme engelinin başladığı dönemde verdiğini hatırlatalım.
Bursa özelinde engelli olan Bennur Karaburun’un milletvekili olarak hizmet ettiklerini unutmayalım.
Aklıma yine bir çırpıda gelen görme engelli Lokman Ayva, yine bedensel engelli Muharrem Semsek de siyasetçi olarak akıllarımızda yer edindi.
Keza hayatı ti’ye alan herkesin yakinen tanıdığı görme engelli müzisyen Metin Şentürk’ün başarısı ve yaşama azmi hepimize örnek olmalı.
Öte yandan, 1988 yılında TRT ekranlarında yayınlanan, geçen ay içinde vefat eden Bülend Özveren’in sunduğu “Ben Bilirim” programında bilgisi ile akıllarımızda yer edinen Hale Bacakoğlu’nu unutmadık.
Neticede engellileri bir gün anmak işin görüntüsü.
Gerçek manada görüntüsü ise onların ve ailelerin yaşamlarını kolaylaştırma.
Bu konuda yerel ve merkezi idarelerin daha fazla sorumluluk üstlenip hayatlarını kolaylaştırıcı tedbirleri yasa ile güvence altına almaları, kısaca bir gün değil 365 gün anmaları…
Bursa özelinde ise Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın OBAM’ı, yine bedensel engellilere yönelik yapılan BAREM de alkışa layık hizmetlerden…
Engellilerin hayatını kolaylaştıracak adımları atan herkese teşekkür boynumuzun bir borcu.
Yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da engellilere özel ilgisi olduğunu, AK Parti iktidarında birçok icraat gerçekleştirdiğini de biliyoruz.
Biz de yapılanları takdir ediyoruz…
Fakat ağzına engellileri alıp da onların hayatını kolaylaştırma adına konuştuklarını icraata dökemeyenlere diyeceğimiz o ki siz de onlara gülüp geçin…