Özellikle senelerdir konuşulan konuların başında Bursa’nın turizmden yeteri kadar pay alamadığı geliyor. Bu konuda haklılık payı yok dersek haksızlık etmiş oluruz.
Bunu resmi rakamlar söylüyor.
Turizm noktasında rotamızı bir türlü bulamadık.
“Hafta sonu Bursa’ya” dedik yanlış anlaşıldı.
Hafta sonu soluğu Bursa yerine başka yerde alanların sayısı hiç de az değil.
“Hedef Güney Kore” dedik…
Turist sayısı oldukça sınırlı kaldı.
Keza var olan Arap turistleri de Karadeniz Bölgesine kaptırdık.
Netice olarak Bursa farklı…
Sanayii de tarımı da tarihi de turizmi de yok sayamayız…
Birileri sanayi kenti deyip geçiyor.
Birileri de turizmi sadece Uludağ’ın kayak mevsiminin açılmasıyla başlayan dönemden ibaret sanıyor.
Ama dünyada bu tür bölgeler 12 ay kullanılıyor…
Bizde ise 40 gün…
Öte yandan Bursa yerli ve yabancı turistler için inanç turizminin merkezi olabilir.
Tarih turizminin merkezi olabilir…
Başarılı planlama ile Bursa’nın ihracattan elde ettiği gelir kadar turizmden de gelir elde etmesi mümkün olabilir…
Tarım arazilerine fabrika yapmaya gerek kalmaz.
Belki de iş insanları turizme daha çok ilgi duymaya başlar.
Turizmi geliştirme adına, misal olarak Bursa’nın en eski mahallesi, tarihi Bursa olarak bildiğimiz Hisar Bölgesini, Kale İçini, Cumalıkızık gibi cazibe merkezi haline getirebiliriz.
Öncelikle konsept olarak da;
Bitinya’dan Bursa’ya başlığı ile bu bölgeyi turizm bölgesi ilan etmek gerekiyor.
Siyasiler üzerine düşeni yaparak bölgedeki turizm faaliyetleri ile ilgili teşvik çıkartırsa, tahminen önce buradaki tarihi evler restore edilir, ardından buralar butik otellere, kahvaltı salonlarına, restoranlara dönüştürülürse cazibe merkezi haline gelebilir.
Etrafından bulunan yatır ve camilerle ilgili de güzel bir düzenleme yapılması durumunda özellikle Ramazan ayında inanç turizmi ile bölgede hareketlilik de artar.
Yapılması gerekenler basit doğal müzenin üzerindeki tozu kaldırmak…
Bölgenin ruhaniyetine uygun hareket etmek…
Kısaca yapılması gereken gayet basit…
Amma velakin siyasi iradenin de yerel ve genel anlamda taşın altına elini sokması şart.
Bununla beraber herkesin ortak noktada buluşması ayrı seslerin çıkmaması da şart…
Biz her zamanki gibi önerimizi yaptık değerlendirmek ise karar vericilere düşüyor…