Ülkemizde görev yapmış birçok bürokrat var. Kimi vali olarak görev yapmış, kimi genel müdür.
İçlerinden valileri say deseniz…
Bursa özelinde ilk akla gelen Haşim İşcan, ülke genelinde ise Recep Yazıcıoğlu’dur.
Her iki valinin de ortak özelliği statükoya bağlı kalmaması, yeri geldiğinde inisiyatif almasıdır.
Bugün Bursa genelinde 20’nin üzerinde OSB var…
Sanayicilerin aileleri başta olmak üzere halka anket yapsalar…
OSB başkanlarından kimi tanıyorsunuz dediklerinde ilk akla gelecek isim Uludağ OSB Başkanı Yunus Aydın’dır…
Aydın, klasik sanayici değildir.
Yeri geldiğinde vahşi kapitalizme karşı mücadele eder.
Yeri geldiğinde sanayicinin haklarını korumak için Ankara’da günlerce bakanlık kapılarında bekler.
Yeri geldiğinde bölgenin sanayicisi daha ucuz maliyetlere iş yapsın diye santral kurmak için çabalar.
Ve en önemlisi yeri geldiğinde felaketten etkilenen, selden zarar gören Kastamonu’ya kadar yardım elini uzatır.
Yeri geldiğinde köylünün tarlasında kalmış olan ürünler heba olmasın diye satın alır, ihtiyaç sahiplerine ulaştırır.
Kendi kapısını çalan başka ilçeden okulların, hastanelerin, resmi kurumların dertlerine merhem olmak için tüm gücünü ortaya koyar.
Belki bu yaptıklarının mevzuatta yeri yoktur, ama insani ve vicdani olarak yapılması gereklidir.
O işte insani ve vicdani olarak yaptıklarından dolayı oldukça mutludur.
Ve en önemlisi şu an sıkıntısını çekmeye başladığımız su kaynaklarının daha rantabl kullanılması ve sanayinin kurulu olduğu Gürsu Ovası‘nın daha da kirletilmesine karşı çıkarak, kirletici sanayiye, boyahane kurulmasına hayır diyebilecek kadar da cesurdur.
Kendini düşünse belki evet diyecek.
Ama onu yakından tanıyan birisi olarak, o bu toprakların dededen toruna, nesilden nesile verimli kullanılmasını gerektiğini, daha doğrusu bir emanet olduğu bilincini hiç kaybetmez.
Ve Yunus Aydın’ın en önemli özelliği, çok iyi niyetlidir.
Ama yapılan bir soruşturma sonucu Uludağ OSB Başkanı Yunus Aydın’la beraber üç isim üç aylığına görevden uzaklaştırıldı.
Alınan karar bizleri oldukça şaşırttı!
Aydın, alınan kararın gerekçelerini sosyal medya hesaplarından şu sözlerle açıkladı:
”Okullara, camilere, hastanelere, öğrencilere, spor kulüplerine, jandarmaya ve emniyete OSB olarak yardımcı olmak suç sayıldı.
Yeni boyahane ruhsatı alamayan vahşi kapitalist duygulu iki sanayicinin şikâyeti siyasi değerlendirme ile ‘Bakan Kararı’ ile 3 ay süre ile yönetim kurulundan 3 arkadaş dinleneceğiz.
Bu işi hukuka taşıyacağız, mevzuata ters olabilir, Gemlik Emniyet Müdürlüğü bahçesindeki bayrak direğini yapmak suçsa evet bu suçu üstleniyorum.
Gürsu İlçe Jandarma’da askerler rahat etsin, rahat nöbet tutsun diye nöbet yeri ve koğuş düzenlemesi yapmak suç ise bu suçu seve seve kabul ediyorum.
Gürsu İlçe Emniyet Müdürlüğüne araba almak suç ise bu suçu övünerek itiraf ediyorum.
Saymaya kalkarsak onlarca okula yardımcı olduk. Yerel yönetimlerin yapamadıklarını yaptık.
Maalesef bazı icraatlarımıza engel olundu. Kentsel dönüşüm şu an ne kadar önemlilik arz ediyor, maalesef anlatamadık.
Siyasi tavır hizmete engel olmamalı.
Allah’a şükür, vermeyeceğimiz hesabımız yok.
Yeni boyahane ruhsatına engel oldum, olacağım. Gerekirse sivil toplum örgütleri, herkesi bu mücadelemize davet edeceğim, edeceğiz. 3 ay dinlenmek bizim insana, ülkeye, gençlere, vatandaşa hizmet duygumuzu daha da teşvik eder, edecek.
Kamuoyunu bilgilendirme basın toplantısı ve anlatımlarda bulunacağız…”
Aydın’ı tanıyan birisi olarak şunu net ifade etmek gerekiyor:
Vatanını milletini seven birisi.
Şimdi bu gerekçeleri okuyunca ister istemez aklımıza şu soru geliyor:
Önümüzdeki günlerde deprem bölgesine yapılan yardımlardan dolayı bölgesi ya da ili dışında diye soruşturma geçiren resmi veya OSB gibi kurumlar olabilir mi?
Bakalım, biz süreci takip etmeye devam edeceğiz.
Nasıl sonuçlanacak?