Yaşanan son depremlerin ardından can kaybımız 44 bine yaklaşmış durumda.
Depremler sonrası bir yandan cenazelerimiz defnederken, diğer yandan da devletimiz yıkılan inşaatların sorumluları hakkında adli süreci başlattı.
Bağımsız Türk yargısı en doğru kararı verecektir. Bundan bir şüphemiz yok.
Fakat depremler gösterdi ki bazı kanunlarımızın düzenlemeye ihtiyacı var. O kanunlardan biri de Yapı Denetim Kanunu.
Mevcut yapı denetim kanununda yapı denetimcilerin sorumluluğu yapı kullanma izninin alınması ile sona eriyor.
Ondan sonra oluşacaklardan yapı denetim firmasının herhangi bir sorumluğu kalmıyor.
Peki, aslında ne olmalı?
Bu soruya yanıt vermeden önce bir saptama yapalım.
İnşaatların bitmesinden sonra alınan yapı kullanım izninin ardından satın alınan dairede bir vatandaş binanın üstünde bazı değişiklikler yaparsa, misal kolonlarla oynarsa ve ardından bina yıkılırsa ilk olarak gözler müteahhide çevriliyor.
Neden? Yapı denetimcinin işi bitti!..
O zaman ne yapılabilir?
Bugün binalarda kullandığımız asansörler periyodik olarak belediyeler tarafından denetleniyor. Rutin bakım ve onarımları gerçekleşmediği tespit edilirse, asansörde eksik bulunursa, tamamlama için süre veriliyor.
Süresi içinde eksikler giderilmezse asansör kullanıma kapatılıyor.
Hal böyle olunca, bu durum kimsenin işine gelmeyeceği için o eksikler en kısa zamanda tamamlanmış oluyor.
Bunu bina, iş merkezi ve biten inşaatlar için düşündüğümüzde, binalarda güvenliği sarsacak projeye aykırı bir gelişme olup olmadığı da ilgili yapı denetim firması tarafından yapı kullanım izni alındıktan sonra her yıl düzenli olarak kontrol edilmeli.
Binadan dolayı vatandaşların güvenliğini tehdit edecek bir sıkıntı olduğunda, bunu hemen tutanakla kayıt altına alıp ilgili belediyelere ve bakanlığa bildirerek harekete geçilmesi sağlanmalı.
Bina sahipleri tarafından yapılması gerekenler yapılmaz ve harekete geçilmez ise o bina mühürlenmeli.
Vatandaşların içeriye girmelerine müsaade edilmemeli.
Ve bu en az 20 yıl tekrarlanmalı.
Böyle bir durum olduğunda yapı denetim firmaları da, belediye ve bakanlık çalışanları da sorumlu olur. Vatandaş da evine giremeyeceği durumla karşılaşmak istemediğinden kullanılan binada bu tür çalışmaları anında ilgili mercilere ihbar eder.
Felaketlerde can kaybını da minimize etmiş oluruz.
Bu önerinin yanısıra bir de yapı denetim firmalarının sorumluluklarını sigorta ettirme olanağı sağlanarak bunu da yükleniciye rücu etme olanağı sağlanmalı.
Gerekirse sigorta şirketleri de sorumluğun bir parçası olmalı.
Böyle bir düzenleme toplumun her kesiminin sorumluluk alması demektir.
Bir de bunların yanı sıra belediyelerin imar büroları ve yapı çalışması yapan bürolarında piyasa şartlarını bilen, hatta piyasada çalışan mühendis ve mimarlar görev almalı.
Bunun sebebi de inşaatların yapı denetimin sorumluğunun bittiği, yapı kullanım izninin aldığı süreçte denetim mekanizmasının daha reel gerçekleşmesi demektir.
Öneri bizden değerlendirmek her zaman yetkililerden…