Gerçek olan şu: Hükümet kuruldu, şimdi icraat zamanı. Bu icraatlara geçebilmek için gelirin artması, giderlerin azalması gerekiyor.
Ya da en azından gider kaleminin sabit kalması…
İşte bu açıdan, hem ekonominin işlemesi hem de elle tutulur gözle görülür icraatlar için alınması gereken bazı acil kararlar var.
Bu kararlar alınırken de bütçenin acilen dolması gerekli.
Bu gerçek yaşanırken, devletin bütçesi dolması gerekirken, bazı kesimlerin bütçesi doluyor.
Malum;
Pandemi sonrası ortaya çıkan fırsatçılar, karaborsacılar hala iş başında…
Onlar görevini yapıyor.
Karları her geçen gün katlanıyor…
Bu fırsatçılar, karaborsacılar kimler sırasıyla yazalım.
Misal, yetkili satıcılarda sıfır araba yok…
Ne hikmetse orada bulamadığımız araba hemen yanı başındaki galeride en 100 ile 200 bin TL pahalı bir şekilde mevcut.
Önlem olarak 5 bin km ve altı ay satış şartı koymuşlardı. Onu da uygun bir şekilde delenler mevcut.
Peki, önlem ne olmalı?..
Özellikle bu noktada hükümete düşen ikinci el araç ithalatını serbest bırakmak. Bırakırken de ikinci el araca yüzde 40 vergi koymak.
Basit bir ifade ile yurt dışından böyle olunca 2015 model bir aracı Türkiye’deki fiyatın en az yüzde 50 altına getirmek mümkün.
Ne yapıp edip hükümet buna bir an önce çözüm bulmalı.
***
Gelelim diğer bir önerime:
Özellikle AK Parti iktidarının en beğenilen politikalarından biri sağlık politikaları. Bugün birçok özel hastanenin kapıları SGK’lıya açık.
İşte bu noktada birçok özel hastanenin teknik altyapısı uygun olmasına rağmen kadroları olmadığı için bazı branşlarda teşhis ve tedavi olanakları kısıtlı.
Hal böyle olunca ortaya kadro borsası çıkıyor.
Bugün misal KVC kadroları için istenen rakamlar 500 bin doların üstünde…
O zaman ne olmalı?
Ülke genelinde Hazine ve Maliye Bakanı ile Sağlık Bakanı kafa kafaya verip kadro ihalesi yapmalı.
Ya da belli bedelden satışa sunmalı.
Ülke genelinde en az 10 bin kadro satışı olsa ortalama 100 bin dolar gibi rakamdan gitse 1 milyar dolara yakın gelir elde edilebilir.
Bana göre hiç de yabana atılacak bir öneri değil.
***
Gelelim bir başka önerimize;
Malum SGK’lıların özel hastanelere kapıları açıldı. Açılırken de belirli oranlar dahilinde fark ödenerek kâğıt üzerinde muayene olunuyor.
O alınması gereken fark yüzde 200…
Ama bu uygulanabilir, gerçekçi bir şey değil.
Bugün birçok hastane yüzde 2 binlere yakın fark alıyor.
Otelcilik hizmetlerinde ise fark çok daha fazla…
O zaman çözüm ne olmalı?
SGK özel hastanelere fark ödemeyi durdurmalı.
Ama muayene, teşhis ve tedavi hakları ise tedavi edilmeli.
Nasıl mı devam etmeli, sorusuna da vereceğimiz yanıt özel hastanelerin reçete, iş görmezlik raporu ve ilaç raporlarını kabul etmesi yeterli…
Zaten diğer ücretlerde kafalarına göre takıldığı için diyecek bir şey yok.
O fiyatlar da piyasa şartlarında oturur.
Böyle yapılırsa ciddi bir rakam devletin bütçesinde kalır.
***
Yukarıda yazdıklarımın yanı sıra devlete ilave ek gelir getirecek harcama kalemlerini azaltacak birkaç önerim daha olacak.
Onları da ilerleyen günlerde kaleme alırız.
Öneri bizden değerlendirmek karar vericilerden…
Biz süreci bekleyip, takip edelim.