Mehmet Emin Koşal
Mehmet Emin Koşal
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Filistin bir sınav kağıdı

Batı rüyasından Batı riyasına uyandığını düşündüğümüz şu günlerde tüm dünyanın gözü önünde İsrail insanlık suçu işleyip Filistin’de katliam yapmaya devam ediyor.

300 günden daha fazla bir süredir Gazze’yi bombalayan; kadın, çocuk, genç, yaşlı, hasta dinlemeyerek soykırıma devam eden İsrail’in ilkesiz ve gaddar tavrı görünen o ki daha şiddetli bir hal alacak.

Yüzlerce insanı katleden, şehirleri, hastaneleri, ulusal yardım kuruluşlarını, toplama kamplarını hedef alıp taş üstünde taş bırakmayan; çoluk çocuk dinlemeden herkesi katletmeye çalışan azgın azınlığa karşı dünya liderlerinin kör ve sağır olması insanın içini daha bir acıtıyor.

Dünyanın gözü önünde bu katliam yaşanırken Amerikan Senatosunun Netenyahu’yu çağırıp alkışlaması şüphesiz tarihin utanç vesikalarında her zaman hatırlanacaktır.

Saldırganı değil kurbanı suçlayan organize bir riyakarlık düzeniyle karşı karşıya kaldığımız şu günlerde mahzun ve mazlum insanlara yapılanları haklı gerekçelere dayandırma gayreti içerisinde olan ve bu utanç tablosunda yer alan tipler mahşere kadar vicdanlarda yargılanmaya devam edecekler.

Yıllarca Hitler üzerinden mağdur rolü oynayan bu gözü dönmüş, eli kanlı terör örgütünün insanlık tarihinin en büyük vahşetine imza attığına “İNSAN” olan herkes ikna olmuş ki Amerika’dan Asya’ya, Avrupadan Afrika’ya tüm dünya insanları sokaklara dökülüp protestolarda bulundu,bulunmaya devam ediyor.

Filistini ve Gazze’yi yok etmek istediler, ancak bütün dünya Gazze ve Filistin oldu.

Sözde Müslüman Kukla Liderlerin Sessizliği

İsrail’in Filistin’e uyguladığı ambargo ve yıllardır çektirdiği eziyetler bir yana son bir yılda artık insanım diyenin bile izlemeye ve dinlemeye utanır hale geldiği işgal hareketine insanlığı batan “Batı”nın sessizliği bir yana sözüm ona sözde müslüman ama özde ne oldukları belli olmayan çağdaş Lawrensların ülkesini savunan mücahit grup ve liderlerini, aldığı talimatlar neticesinde terör örgütü olarak görmesi, yanı başında olan zulme gözünü kapatması utanmaz Arap liderler için bir yüz karası olarak vicdanlardaki ve kitaplardaki yerini alacaktır. Filistin intifada hareketi liderlerinden Şehit Ahmed Yasin’in “Bu Ümmet Utanmaz Mı?” mektubunda geçen “lehimizde değilsiniz, Allah aşkına bari aleyhimizde olmayın” sözü onun ileri görüşlülüğünü göstermenin yanında sözde Müslüman coğrafyasının düştüğü çukurun boyutu hakkında da bize fikir veriyor.

İran Haniye Suikastiyle Diyet Borcunu Mu Ödedi ?

Hamas siyasi büro şefi İsmail Haniye İran Cumhurbaşkanlğı devir teslim töreni için gittiği İran’da alçakça bir suikastle şehit edildi.

Lübnan’daki tetikçisi Nasrallah’ı arayarak “senin güvenliğini sağlayamayız” diyerek gelmemesini söyleyen İran, neden İsmail Haniye için aynı şeyi yapmadı ya da neden yapmak istemedi?

Kuruluşundan bugüne kadar Müslüman olmayan hiçbir ülkeyle savaşmayan ve belli dönemlerde İslam coğrafyalarında huzursuzluk çıkaran İran’ın İsrail ve Amerika’yla dönem dönem girdiği it dalaşı artık alay konusu haline geldi.

Kasım Süleymani ve Reisi’nin intikamını alayım derken kendini rezil eden İran’ın kirli siyaseti göz önünde tutulup düşünülünce insanın aklına İsmail Haniye suikastının tetikçi Nasrallah için bir diyet borcu olabileceğini de düşündürmüyor değil doğrusu.

Türkiye ve Katar’ın Babacan Tavrı

Tüm dünya liderleri Gazze’de yaşanan zulme ve katliama sessiz kalırken, Türkiye ve Katar ilk günden beri Filistin davasında “Elif” gibi dimdik durmaya ve elinden geldiğince maddi ve manevi yardımlarını yapmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’yi her platformlarda dile getirmesi, İsrail’i ve Amerika’yı rahatsız etse de Erdoğan bu konuda geri adım atmamaya, hatta daha da güçlü bir şekilde savunmaya devam ediyor.

Haniye’nin şehit edilmesiyle birlikte ülkede yas ilan edilmesi ve gerekirse oraya gireriz demeci İsrail’i o kadar rahatsız etmiş olmalı ki tüm bakanları Erdoğan’a sosyal medya üzerinden saldırmaya başladı.

Ticaretin askıya alınması, Türkiye’nin Hamas’ı mücahit bir vatansever yapı olarak görmesi, yaptırımlar ve Hakan Fidan’ın son açıklamalarına da bakılırsa ilerleyen dönemlerde iki ülke arasında daha radikal söylem ve eylemler meydana gelebilir.

Türkiye’nin bu tavrı Filistin’e ve Filistin’e gönül verenlere şüphesiz en büyük umut kaynağı. Filistin davasının en büyük savunucusu Türkiye’nin bu tavrı yeni dönemde Ortadoğu’da güç dengeleri ile birlikte odak noktalarını değiştirebilir.

Kendisinden olmayana merhamet etmeyen, merhameti kendi sınırları içine hapseden ve hatta kendi sınırları içinde de belirli toplumsal kesimlere daha merhametli davranan bir tür narsist örgüt olan katil İsrail’e ve destekçilerine ses çıkarmayan, Hamas’ı suçlu gösterenler, bile bile destek veren markaları boykot etmeyenler için çaba sarf eden içimizdeki İsrail’liler için de söylenecek elbette birkaç çift söz var ama susmanın konuşmaktan kıymetli olduğu zamanlardayız.

Zor zamanlarda eleştiriyi ertelemek erdemli bir davranış biçimidir. Bundan dolayı bu konuda sözlerimi sonraya saklıyorum.

Gazze’deki katliamla birlikte önce ortak sevincimizi sonra da yek vücut dilimizi kaybettik. Bu tavrımız ve bölünmüşlüğümüz devam ederse önce insanlığımızı sonra da birbirimizi de kaybedeceğiz şüphesiz.

Şairin dediği gibi “Filistin bir sınav kağıdı tüm müminlerin önünde” ya bu sınavı hep birlikte kazanacağız ya da kaybedip hep birlikte yok olacağız.

Olimposun çocuklarına karşı Hirâ’nın evlatlarına büyük iş düşüyor.

Ya dünya Filistin olacak, ya da Filistin yok olacak.

Son söz;

Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır, der Cemil Meriç. Ben Filistin davasında tarafım, Filistin hakikatinin tarafıyım.

Vesselam…

HABERLER