Mehmet Emin Koşal
Mehmet Emin Koşal
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kahramanlar Işığında Bir Direniş ve Diriliş Hikayesi “GAZZE”

Gazze, sadece coğrafi sınırlarıyla değil, ruhuyla da bir direnişin simgesi haline geldi. Yüzyıllardır süren bir mücadele, her bir sokağında, her bir çocuğunda, her bir karış toprağında yankı buluyor. Bu topraklar, binlerce yıllık tarihinin göğüslediği acıların, kayıpların ve direnişin tanığı. Ve her direnişin bir adı, her mücadelenin bir yüzü vardır. Bu yüzler, Gazze’de halkın mücadelesinin kahramanlarıdır. Şeyh Ahmed Yasin’den İsmail Haniye’ye, Yahya Sinvar’dan Ebu Ubeyde’ye kadar, bu topraklarda doğan kahramanlar, özgürlük için verdikleri mücadeleyle sadece Gazze halkının değil, tüm insanlığın vicdanında derin izler bırakmışlardır.

Şeyh Ahmed Yasin: Direnişin Simgesi

Gazze’nin direniş tarihi, en çok Şeyh Ahmed Yasin’in adıyla anılır. Bir ömür boyu engelli bedeninde, direnişin ateşini taşıyan Ahmed Yasin, bir halkın önderi olmanın ne demek olduğunu, sadece kelimelerle değil, eylemleriyle göstermiştir. O, bir İslam alimi olarak Gazze’nin gözbebeği, gönüllerinin lideri oldu. Bedeni, bombalarla paramparça edildiğinde bile, ruhu ve kalbi direnişin önünde dimdik duruyordu. Ahmed Yasin, Filistin halkının yalnızca dini değil, kültürel ve politik mücadelesini de simgeliyordu. Onun en büyük mirası, işgal altındaki Gazze topraklarında özgürlük için verilen mücadeleye duyduğu inanç ve halkına gösterdiği özveriydi.

“Bir milletin direnişi, sonsuz bir inançla büyür.”

Şeyh Ahmed Yasin, ömrü boyunca bu inançla yaşadı. Bir halkın hafızasına kazınan bu direniş, ateşkese rağmen bir meşale gibi yanmaya devam ediyor. Bedeni ortadan kaldırıldığında bile, onun ruhu Gazze’nin her köşesinde, her sokak başında, her gönülde yaşadı.

İsmail Haniye: Direnişin Kararlı Lideri

İsmail Haniye, Gazze’deki mücadelenin modern simgelerinden biridir. Şeyh Ahmed Yasin’in mirasını devralan Haniye, halkının özgürlüğü ve adaleti için yıllarca mücadele etti. 2006 seçimlerinde Hamas’ın zaferiyle başbakanlık koltuğuna oturan Haniye, sadece Filistin değil, Orta Doğu’nun dengesini değiştiren bir figür haline geldi. Haniye’nin mücadelesi, sadece politik bir liderlikten ibaret değildi. O, Gazze halkının gözünde bir simge haline geldi. Zorluklar ve kuşatma altında Gazze’yi yönetmek, yıllarca süren çatışmaların içinde halkına umut aşılamak, Haniye’nin hikâyesinin temel taşlarını oluşturuyordu. Ateşkes anlaşmalarında ve barış süreçlerinde zaman zaman uzlaşıyı savunsa da, Haniye’nin liderliğinde Gazze’nin özgürlüğü için verilen mücadele, hala bitmemiş bir destandır. Kirli bir İran oyunuyla düzenlenen bir suikastla şehit edilse de o Filistin ve Gazze’nin haklı davasının mukaddes koruyucusu olarak her zaman saygıyla yad edilecek ve hayat hikayesi yıllarca dilden dile ,nesilden nesile aktarılacaktır.

“Bir milletin mücadelesi, sadece bir liderin değil, bir halkın kararlılığının ürünüdür.”

Haniye, bu kararlılığı simgeliyor. Gazze, onun liderliğinde sadece silahların değil, halkın iradesinin zaferini de gördü.

Yahya Sinvar: Direnişin Savaşçısı

Yahya Sinvar, Gazze’deki direnişin belki de en karizmatik ve stratejik liderlerinden biridir. 1980’li yıllarda İslami Cihad’a katılarak silahlı mücadelenin içine girdi, 2012 yılında Hamas’a katıldıktan sonra, Gazze’deki en güçlü liderlerden biri haline geldi. Sinvar, sadece askeri değil, siyasi arenada da etkili bir figür oldu. Gazze’nin ağır kuşatılmışlık koşullarında bile halkını yalnız bırakmayan Sinvar, bir yandan Hamas’ın askeri kanadını güçlendirirken, bir yandan da Gazze’nin siyasi kimliğini dünyaya duyurmayı başardı. Sinvar, sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda halkının özgürlüğünü sağlayacak stratejilerin mimarıydı. Bu yüzden, o, Gazze halkı için bir kahraman olmanın ötesinde, bir sembol haline geldi. Son nefesini verirken bile düşmana biat etmeyen tavrı ve oturuşuyla tüm dünyanın ve İslam coğrafyasının gönlüne taht kurdu. Ve Filistin’deki direnişin ne anlama geldiğini ,Gazze’deki çocukların sapanlarla bile olsa nasıl mücadele ettiğini tüm dünyaya gösterdi.

“Özgürlük, sadece toprakla değil, yürekle kazanılır.”

Sinvar’ın mücadelesi, sadece toprağın savunulmasından değil, halkının özgürlüğü için verilen amansız bir savaştı. Direnişi, ruhu ve azmiyle halkına sadece güven değil, umut da verdi.

Ebu Ubeyde: Gazze’nin Gizemli ve Savaşçı Yüzü

Ebu Ubeyde, Gazze direnişinin askeri liderlerinden biri olarak, adını yalnızca sahada değil, tüm dünyada duyurdu. Hamas’ın silahlı kanadının en bilinen figürlerinden biri olan Ubeyde, savaşın göğüslediği zor koşullarda halkına umut oldu. Savaş meydanlarında gösterdiği cesaret, Gazze halkına sadece savunma değil, aynı zamanda bir zafer umudu da verdi. Özellikle 2014 yılında Gazze’yi kuşatan saldırılara karşı gösterdiği direniş, onu bir kahraman olarak tarihe kazandırdı. Ebu Ubeyde, sadece askeri bir lider değil, halkının ruhunu temsil eden bir figür olarak, Gazze’nin simgesi haline gelmiştir.

“Zafer, yalnızca gücün değil, inancın ve cesaretin bir sonucudur.”

Ebu Ubeyde’nin savaşçılığı, sadece silahların değil, halkın kararlılığının, direncinin ve cesaretinin bir yansımasıydı. Gazze’nin kahramanları, her biri, birer yıldız gibi, bu karanlık gecede parlıyor ve ışıklarını, umudun en karanlık anlarında bile kaybetmiyor.

Geçici Bir Durak mı, Yoksa Kalıcı Bir Barış mı ?

Gazze’deki bu kahramanların mücadelesi, sadece bir halkın değil, tüm insanlığın özgürlük arayışının bir parçasıdır. Onların çabaları, uluslararası toplumun gözleri önünde şekillenen bu dramı daha da derinleştiriyor. Ateşkes sağlanmış olsa da, bu sadece silahların susması anlamına gelir. Asıl mücadele, bu kahramanların izlediği yolu takip etmek, barış için adımlar atmak, Gazze’nin özgür geleceğini inşa etmektir. Şeyh Ahmed Yasin’in hayali, İsmail Haniye’nin kararlılığı, Yahya Sinvar’ın stratejileri ve Ebu Ubeyde’nin cesaretiyle şekillenen bu direniş, ateşkese rağmen hala bir umudu barındırıyor.

“Barış, direnişin sonu değil, insanlığın zaferidir.”

Her biri, kendi özverisiyle bir halkın hafızasına kazındı. Ama bu kahramanlar, sadece Gazze’nin değil, tüm insanlığın özgürlük için mücadelesinin simgesidir. Ateşkes bir durak olabilir, fakat Gazze’nin kahramanları, bu toprakların özgürlüğü için hala mücadele etmeye devam edeceklerdir. Çünkü onların mücadelesi, sadece bir savaş değil, aynı zamanda tüm insanlık için bir direniştir.

Gazze, yalnızca bir coğrafya değil, aynı zamanda bir direnişin, bir halkın ve bir halkın kimliğinin sembolüdür. Her sokağı, her köyü, her mahallesi bir direnişin özüdür; Gazze bir toprak parçası değil, özgürlük için her an çarpan bir kalptir.

Direniş, Gazze’nin kimliğidir.

Gazze’nin her karışı, kanla sulandı; ancak hiçbir zaman bu topraklar teslim olmadı. Çünkü özgürlük, her şeye rağmen direnenlerin içinde yeşerir. Gazze, her kayıptan sonra, bir kez daha kalktı. Bu topraklarda, her gözyaşı, bir umut için döküldü. Ve her umudun içinde, özgür bir gelecek için verilen bir söz vardı.

Ne zaman ki karanlık gece daha da derinleşse, o zaman yeni bir güneş doğar. Ve bu güneşin adı, Gazze’nin direnişi olur.

Direnişe ve dirilişe katkı sunarak Ahmed Yasin’in dediği gibi hiç olmazsa aleyhte olmayanlara ve ilk günden bu yana Gazze’de olanlara kendi evindeymiş gibi üzülenlere selam olsun. Bir sınav kağıdı olarak insanlığın önünde duran Filistin davasının Müslüman coğrafyaların uyanışına vesile olması ümidiyle …

HABERLER