Hayat dediğimiz bu karmaşık, bir o kadar da büyüleyici yolculukta bazen durup soluklanmaya ihtiyaç duyarız. İşte bu köşe, hem benim için bir soluklanma durağı hem de sizinle buluştuğum bir alan olacak. Hayatı anlamaya, anlatmaya ve belki de onun içinde gizlenen detayları birlikte keşfetmeye çıktığım bir yolculuğun başlangıcı bu. Bu yazılar bir monolog değil, bir diyalog olsun istiyorum. Söylediklerim, düşündürdüklerim kadar sustuklarım da sizinle tamamlanacak.
Çünkü bir köşe yazısı, bir köşede oturup uzaklara bakmak değildir; aksine, tam ortasında buluşmaktır hayatın.
Hayatın hızına kapıldığımızda, çoğu zaman küçük ama önemli anları fark edemiyoruz. Sabahın sessizliği, bir çocuğun gülümsemesi, düşen bir yaprağın ahengi… Oysa hayat, tam da bu detaylarda gizli. Büyük olayların peşinde koşarken, asıl mutluluğun ve huzurun yanı başımızda durduğunu unutuyoruz. Bu köşede biraz yavaşlayacağız, biraz bakmayı ve görmeyi deneyeceğiz.
Peki, neden yazıyorum? Çünkü kelimelerin gücüne inanıyorum. Yazmak, insanın kendine ve başkalarına açtığı bir penceredir. Buradan bakınca gördüğüm manzaraları sizinle paylaşmak istiyorum. Bazen bir düşünce, bazen bir hikâye, bazen de bir soru olacak satırlarımda. Çünkü hayatı anlamak için sorulara ihtiyacımız var. “Neden?” ve “Nasıl?” sorularını sormadan ilerleyemeyiz.
Hayat, her gün yeniden yazılan bir hikâye gibi. Her sabah gözlerimizi açtığımızda, önümüze bomboş bir sayfa seriliyor. Bu sayfanın içine ne yazacağımız, ne çizeceğimiz tamamen bize bağlı. Geçmişi değiştiremeyiz belki ama bugünü nasıl yaşayacağımızı seçebiliriz. İşte bu köşe, o seçimleri konuşacağımız bir yer olacak.
Burada gündelik hayatın içinde kaybolan o küçük ama anlamlı anları yazacağım. Belki bir sabah kahvesinde okursunuz, belki günün sonunda. Her satırda bir parça huzur, bir parça umut bulabilmeniz dileğiyle yazıyorum. Çünkü hepimizin birer hikâyesi var ve bu hikâyeler paylaşıldıkça anlam kazanıyor. Söyleyecek sözlerim var, ama daha çok sizinle konuşarak çoğalacak bir yolculuğun ilk adımı bu. Bu yüzden ilk yazı bir selam niteliğinde. Sessizce yanınızdan geçip gitmek yerine, durup “merhaba” demek istedim. Bugün burada bir başlangıç yapıyoruz. Yollarımız nasıl kesişti bilmiyorum, ama iyi ki öyle oldu. Şimdi gelin, kelimelerle ördüğümüz bu yolda birlikte yürüyelim. Daha anlatacak çok hikâye, konuşacak çok şey var.
Bu, bir merhaba olsun. Daha uzun yolları birlikte yürüyeceğimizin habercisi. Hayatı konuşalım, soralım, bazen gülelim, bazen düşünelim. Çünkü bu köşe sadece benim değil; sizinle anlam kazanan, sizinle tamamlanan bir yolculuk.