Sabah saatlerinde çok acı bir haberle yüz yüze geldik.
Coğrafyamızın jeolojik özellikleri bizi bir kez daha sarstı…
Sarsıldık; hem Richter ölçeği ile 7,7’ye ulaşan onlarca deprem art arda gerçekleşmesi ile, hem de can kayıpları ve yaralıların verdiği üzüntünün endişesi ile sarsıldık. On ilimizde birden.
Şüphesiz 99 Marmara depreminden sonra afet yönetimi konusunda ciddi mesafeler alındı. Hem resmi kuruluşlar hem de yarı resmi ve sivil toplum kuruluşlarımız arama kurtarma dernek ve organizasyonları hızla harekete geçebiliyor.Ancak etkilenen bölgenin 10 ili kapsadığı düşünüldüğünde, yaşanılabilecek imkansızlıkları tahmin etmek de zor değil.
Bu elim depremin bu büyük felaketin sonuçları ile arama kurtarma ve yardım sağlama çabaları yardım organizasyonları ile dört koldan devam ediyor bu yazının yazıldığı saatlerde de.
Konunun diğer bir yönü de; deprem bölgesinde bir yandan aralarında 10 metre olan binalardan birinin yerle bir olması hemen yanındakinin ise sapasağlam olup, içindekilerin burnu kanamadan binadan tahliyesinin mümkün olduğu binalar!
Bu nedenle “Deprem değil, bina öldürür” sözünü asla unutturmadan tekrarlamamız gerekiyor. Bütün şehirlerimizi depremlere uygun dönüştürmeyi ne pahasına olursa olsun başarmamız gerçeği ile yine yüzleştik.
Aksi takdirde ödenen bedeller çok ağır olmaya devam edecek maalesef.
Böyle dönemlerde yaşadığımız üzüntü ve endişe, dayanışma duygusunu da tetikler.
Böylesi zamanlarda harcanan enerji ve yardım imkânlarının verimliliği açısından kitle iletişiminin önemi çok büyük oluyor. Öyle ki yardım amacıyla çabalarken bunun kontrolsüzlüğü ve duygusal tepkilerle organize edilme çabaları, yeni kayıplara hatta kaynakların boşa harcanmasına neden olabiliyor. O nedenle öncelikle dikkat edilmesi gerekenleri yetkililer de ifade ediyor.
-Size en yakın kuruluşun yardım organizasyonun bir parçası olmak yeni bir organizasyon planlamaktan çok daha hızlı fayda sağlayacaktır. Bu amaçla öncelikle yetkililer ile irtibat kurularak hareket edilmeli.
-Yardım araç gereçleri toplanması esnasında kullanıma uygunluğu denetlenmeden tasnif edilmeden gönderimi ya da toplanmaması ayrı bir önem taşıyor.
-Deprem bölgesindeki insanlara en önemli faydayı deprem dışında olanlar sağlayabilir. Bu düşünce ile bölgenin ihtiyaçları başlıklar altında duyurulduğunda çocuk ve kadınlar başta olmak üzere yaşamsal ihtiyaçlar için öncelik verilmeli.
-Bursamızda da çok sayıda yardım toplama merkezi oluşturulmuş durumda. Başta belediyelerimiz olmak üzere birçok kurum ve kuruluş bu merkezleri sitelerinden duyurdular.
-Bunlar arasında örneğin Bursaspor taraftarları Timsah Arena’da, Çağdaş Eğitim Kooperatifi 3 Mart Eğitim Kurumları Yerleşkesi’nde, Nilüfer Kent Konseyi Agora Çarşısı’nın karşısındaki belediye hizmet binasında yardım toplama merkezi oluşturmuş durumda.
Doğal olarak böyle dönemlerde kitle iletişiminde bilgi kirliliğinin önlenebilmesi özel bir öneme sahip oluyor. İletişimin oldukça kolaylaştığı günümüzde doğru bilgiyi ayırt etmek yardım sağlamanın ilk kuralı olarak görülüyor.
En büyük temennimiz bu afetlerde can kaybını önceden önleyecek, en aza indirecek tedbirlerin mutlak bir devlet politikasına dönüşmesi gerektiğidir.
Ülkemizin başı sağ olsun…