Nail Özer
Nail Özer
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Boykot

Avrupa demokrasileri aşağıdan yukarıya doğru, yani halkın katılımı ile kurulmuştur.

Kuvvetler ayrılığı prensibinin devlet mekanizmalarının çalıştırılmasında, bürokratik bir tercih değil, sürdürülebilir toplumsal barış ve istikrarın teminatı olduğu gerçeği demokrasilerinin bel kemiğini oluşturur.

Bu prensipleri ortadan kaldırdığınızda demokrasi de ortadan kalkmıştır.

Bunun da ötesinde ise sivil itaatsizlik bir haktır.

Bunun önemli bir yöntemi de boykottur.

Halk, devletin sorumlu olduğu adalet güvenlik gibi temel gereksinimlerinin karşılanmasında ya da korunmasında zaaf göstermesi ya da bunları bizzat kendisinin ortadan kaldırmaya teşebbüsünde boykotlar ile tarihte önemli sonuçlar sağlanmış.

Örneğin Güney Afrika’daki apartheid karşıtı bir hareket olan, Montgomery otobüs boykotu ve Bristol Otobüs boykotu gibi girişimler ırk ayrımcılığına karşı önemli hukuki ve sosyal değişimleri başarmış. Markaların kendi çıkarları için, toplumsal ve siyasi etik prensiplerini göz ardı ettiği durumlarında boykotlar ortaya çıkmış.

Boykot, gücünü gayri ahlaki ve etiğe aykırı tutumlara karşı öfkeden alır.

Markalara karşı gerçekleşen boykotların 30-40 günlük sürelerde daha kalıcı sonuçlar yarattığı görülmüş.

Üstelik bu boykotlar sona erse bile, markaları terk eden tüketicinin bu davranışını sürdürme eğilimi var.

Dünya çapında boykotlarla yıllar içinde çeşitli nedenlerle Starbucks, CocaCola, ve Domino’s gibi büyük ABD markaları sık sık karşı karşıya kalıyor. Bunlara McDonald’s’ı da ekleyebiliriz.

Önemli küçülmelere gittikleri ya da bazı ülkelerden çekilmek zorunda kaldıkları sonuçlar yaşamış bu markalarda.

Geçtiğimiz ocak ayında fazla zam yaptığı için bazı marketlerin boykot edildiği Hırvatistan, Bosna Hersek, Karadağ gibi ülkelerde %53’e varan ciro kayıpları yaşanmıştı.

En yakın boykot örneklerinden bir diğeri de, Tesla Markasının Elon Musk’un Trump yönetimine verdiği desteği nedeni ile uğradığı boykot .

Bu boykot ile Tesla’nın ABD satışları, tarihinde ilk kez düşüş göstermiş…

Boykot tek başına etkili bir eylem değil şüphesiz. Bu eylemin gerekçelerinin açıkça anlatılması ve benimsenmesini sağlayacak mekanizmaların olması gerekiyor.

Böylelikle boykot, kolektif bir hal aldığında toplumun yalnızca %3-4 kısmının katılımı ile dahi ciddi değişiklikler, kazanımlar elde edilebiliyor.

Nitekim dün akşam CHP Lideri Özgür Özel, İstanbul Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının protesto edildiği gece mitinginde, daha önce sinyallerini verdiği bir boykot başlattı.

Boykotta adını verdiği 18 markanın içindeki 3 firma hızla sitesini erişime kapattı. Çünkü aynı anda yoğun rezervasyon ve satın alma iptallerinin gerçekleştiğinden söz ediliyor.

Demokrasi, yasa ya da örnek anayasalar yapmakla kurulmuyor.

Bu açıdan bakınca Cumhuriyetimiz yüzüncü yılında bir sınavdan geçiyor…

Ya halk demokrasinin erdemlerine layık bir sistemin yeniden kurulmasında öncü bir rol alacak, bu cumhuriyeti demokrasiye böylelikle de geleceğe taşıyacak.Ya da coğrafyasında eksik olmayan bütün trajedilerin yeni sahnesine dönüşecek.

HABERLER