Bir boks maçı öncesinde, antrenörü boksöre sürekli olarak maçı kazanacağını söylüyor ve moral veriyormuş. Maç başlamış ve bizim boksör, başlamış dayak yemeye. İlk raunt bittiğinde antrenör moral vermeye devam etmiş:
– Aferin evladım, çok iyi gidiyorsun. Adamı iyi dövdün, devam et…
İkinci raunt başlamış, değişen bir şey yok. Bizim boksör dayak yemeye devam ediyor, bir gözü de yediği yumruktan iyice morarmış. Raunt bittiğinde antrenörü:
– Çok iyi dövüştün, bravo. Adamı öyle dövdün ki neredeyse devirecektin. Devam et iyi gidiyorsun…
Üçüncü raunt başlamış. Bu kez rakip boksör daha sert yumruklar atmaya başlamış. Bizim boksörün kaşı açılmış, dudağı patlamış, burnundan kanlar gelmeye başlamış. Ringin ortasına serildi serilecek. Neyse ki gonk imdadına yetişmiş ve üçüncü raunt da bitmiş. Perişan bir şekilde, kesik kesik nefes alırken, antrenörü başlamış konuşmaya:
– Aferin evlat, bu raunt da çok iyiydin. Hatta önceki rauntlardan daha iyiydin. Çok iyi dövdün, adamı, bravo…
Boksör şöyle bir bakıp, antrenörüne dönmüş;
– Hocam, madem ben adamı çok iyi dövüp, perişan ediyorum… Peki ama biri de beni dövüyor, beni döven kim?
Ülkemizde kamu hizmetlerini gerçekleştirmek üzere atanmış ya da seçilmişler var. Hizmetleri ve yatırımları konusunda kendilerinin dünyanın gelişmiş ülkeleri ile yarıştığını iddia ediyorlar. Ancak kamu maliyesinin topluma bedeli, hiç de azımsanmayacak bir bedel.
Bu gerçek, bu kez de Prof. Dr. Aziz Akgül’ün başında olduğu Türkiye İsraf Vakfı tarafından yayınlanan 2021 raporu ile gözler önüne serildi.
Prof. Dr. Aziz Akgül, durumun vahim boyutlara ulaştığını belirterek, “En büyük israf devlette. Toplum da liderlerine bakarak israf konusunda hassasiyet göstermiyor” açıklaması yapmış.
2021 yılı verileri değerlendirilerek hazırlanan raporda, Türkiye’nin 2021 yılı Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 7 trilyon 209 milyar 40 milyon TL.
1 milyonda en fazla 3 israfa izin veren “Altı Sigma Yönetim Yaklaşımı” dikkate alındığında Türkiye’de her 1 milyon işlemde 6 bin 210 israf yapıldığı varsayımı çerçevesinde; ülke olarak 4 Sigma seviyesinde görülüyoruz. Bu varsayımdan yola çıkarak, Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini israf etmektedir. Yani Türkiye, 2021’de 1 trilyon 81 milyar TL’lik kaynağını israf etmiş görünüyor.
İç borç ve SGK’nın verimsiz yönetim nedeni ile verdiği açıklar başköşede yer alıyor. Öte taraftan, kamu kurum ve kuruluşlarının merkezden uzak, yaygın birimleri, israfın kontrolünü zorlaştırıyor.
Prof. Dr. Aziz Akgül, “Sadece merkez ilçelerde 100 milyar TL’lik kaynak kaybı var. Aynı bölge için her yönetimde aynı birimler görüyoruz. Valilikte spor müdürlüğü, kaymakamlıkta, belediyelerde… Ne yapıyorlar? Londra’da, New York’ta bu yok. Bütün bu yapılarda çalışanların maaşlarını halk ödüyor. 2021’de 30 büyükşehrin 130 merkez ilçe kaymakamlığına ve 130 merkez ilçe belediyesine ayrılan toplam bütçe yılda 85 milyar liralık israfa sebebiyet vermiştir” diyerek, sözlerine şu soruyu ekliyor:
“Bir bakanlık binasının sürekli yanan ışıklı tabelalara neden ihtiyacı var? Amaç ne?”
İşin en acınası yanı ise yediğimiz dayağın bilançosu.
Milli gelirin neredeyse yüzde 15’ine denk gelen ve bu rapora göre 2021’e göre israf edilen 1 trilyon 81 milyar TL ile neler yapılabilirmiş, raporda belirtilmiş:
- Her biri 600 yataklı ve tanesi 70 milyon lira değerinde 15 bin 447 hastane,
- Her biri 6 milyon 600 bin lira değerinde 16 derslikli 163 bin 841 ilkokul ve ortaokul,
- Kilometresi 4 milyon 950 bin lira olan 218 bin 455 km otoyol (geçiş garantisiz).
- Her bir ihracatçı firmaya veya KOBİ’ye 500 bin lira, kredi verilse 2 milyon 162 bin işletmeye destek,
- Her bir dar gelirliye yıllık 50 bin lira vatandaşlık geliri verilmesi durumunda, Türkiye’de 21 milyon 627 bin kişiye ulaşılırdı,
- Her bir öğretmene aylık 25 bin TL maaş verilmesi durumunda 3 milyon 604 bin öğretmenin bir yıllık maaşı karşılanabilirdi,
- Ortalama aylık öğretmen maaşının 6 bin 500 lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 13 milyon 863 bin öğretmenin yıllık maaşı karşılanabilirdi,
- Ortalama memur maaşının 9 bin lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 10 milyon 12 bin memurun yıllık maaşı karşılanabilirdi,
- Koronavirüs küresel salgını sürecinde büyük zorluklar çeken esnafa 1 yıl boyunca aylık 5 bin lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 18 milyon 22 bin esnafa yardım edilebilirdi,
- Çiftçilere yıllık 50 bin lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 21 milyon 627 bin çiftçiye yardım edilebilirdi,
- Ortalama litresi 18 TL’den mazot alan çiftçimize 60 milyar litrelik yakıt yardımı yapılabilirdi.
- Emekliye 1 yıl boyunca aylık 3 bin lira tutarında destek sağlanarak 30 milyon 37 bin emekli rahatlatılabilirdi.