Dünya Ekonomik Forumu (WEF) belirli ölçekte ülkelerin, dünyanın sosyoekonomik sistemlerini bir anlamda “check” etme amacıyla kurgulanmış bir forum.
Her yıl İsviçre’nin ‘meşhur’ Davos kentinde yapılırken, iki yıldır pandemi nedeniyle yapılamamıştı.
Bu yıl 22-26 Mayıs tarihleri arasında yapıldı.
Her ne kadar özellikle son dönemlerde, sosyal pazarlama vizyonu ile eş tutularak, hükümetlerini bağlamayan söylem ve açıklamalar ile liderlerin ve uluslararası şirketlerin CEO’ları için pahalı bir PR etkinliğine dönüştüğü konuşulsa da “Davos” adından söz ettirmeye devam ediyor.
Bu yıl iklim krizi ve dünyada yaşanan ekonomik krizler, tartışılan konuların başında geliyor.
Ekonomik krizlerin tırmandırdığı enflasyon ve yoksullaşma, bölgesel savaşların tetiklediği göç hareketlerinin belirsizliklerinde gündemler tartışılıyor.
Bir anlamda gelecek geldi yani.
Dün çeşitli çevreci örgütlerinin protesto gösterilerinde haykırılan, bilim adamlarının hasıraltı edilen raporlarında dile getirilen sonuçlar bugün yaşanıyor.
Pandemi ve Ukrayna Savaşı’nın etkileri ile esaslı şekilde bozulan tedarik zinciri, Rusya ile karşılıklı ambargo ve kısıtlamalar da işin tuzu biberi oldu.
Önümüzdeki yıllarda dünya nüfusunun tamamının etkileneceği çeşitli krizler dünyayı bekliyor.
Daha dün, küreselleşmeyi dünyanın her alanda refah ve verimliliği için dayatan çevreler, bu forumda küreselleşmenin sonuna gelindiğinden söz ediyorlar.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, bu yılın küresel ekonomi için zor bir yıl olacağını vurgulayarak, “Üst üste gelen krizlerin ardından alabileceğimiz ders şu; düşünülemeyeni düşünün (!)” demiş.
Hatta inanmayacaksınız ama Dünya Ekonomik Forumu’na katılan bazı milyoner iş insanları, siyasi liderlerden fiyat artışlarının neden olduğu geçim sıkıntısını azaltmaları yönünde girişimlerin artırılmasını isteyip, bu girişimlere destek amacıyla, zenginlerden daha fazla vergi alınması çağrısında bulunmuşlar. Bu iş insanları geçtiğimiz pazar günü sol görüşlü eylemcilerin yaptığı protesto gösterisine katılarak dünya çapında daha adil vergi politikaları talep etmişler.
“Yurtsever Milyonerler” adıyla bu ekonomi formunda ortaya çıkan bir grup var.
Grubu temsil eden Phil White bir dolar milyoneri. Servetini de ekonomi danışmanlığı ile yapmış bir iş insanı. Mevcut ekonomik sistemin çökmekte olduğunu düşündüğü için Dünya Ekonomik Forumu’na geldiğini ve burada değişim talep eden solcular ve yoksullukla mücadeleyi hedefleyen gruplarla birlikte hareket ettiklerini anlatıyor.
Karl Marks mezarında ters dönmüştür.
Kim bilir, belki de burjuvazi devrimin öncülüğüne soyunacak.
Aksi taktirde kapitalist sistem, kendi ile beraber dünyanın da sonunu getirecek gibi görünüyor.
Bizim kuşak bakalım daha neler görecek.