Nail Özer
Nail Özer
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kâğıttan gündem!

Yıllar önce.

Com uzantılı haber siteleri kurulmaya başlanmış.

İnternetin yaygınlaşması ile yeni sosyal ve ticari projeksiyonlar tartışılıyor.

Yayıncılık sektöründe de her şeyin mutlaka kâğıda basıldığı bir dönemin sonları.

Gazeteler, dergiler “baskı sayısı” rekabetini tonlarca kâğıda devasa makinalarla basarak yapıyorlar. Baskı teknolojisine bağlı haberciliğin beklenenden çok daha kısa sürede anlamını kaybedeceği konuşuluyor.

10 yıla varmadan bu gerçekleşecek!

Ülkemizde o dönemin lideri olan çoğu yayın organı bulundukları konfor alanını terk etme cesaretini gösteremeyen yönetici ya da sahipleri yüzünden, adım adım küçülüp ya kapandılar ya da etkisizleştiler.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 yılına ilişkin yazılı medya ve uluslararası standart kitap numarası istatistiklerine (ISBN) ilişkin açıklamaları okuyunca bunlar geldi aklıma.

Gazete ve dergi sayısı, geçen yıl, bir önceki yıla göre resmi olarak yüzde 6 azalmış. Bu oranın yüzde 6 olmasına bakmayın; pandeminin etkisi ile reel olarak yok olan, fiilen baskısı olup prosedürler düzeyinde kalan tirajsız, etkisiz yayınlar aslında yüzde 40’ı bulur.

Gazete ve dergilerin tirajı, söz konusu dönemde yüzde 7 civarında azalmış. Ülkede 2021’de yayımlanan gazete ve dergilerin yıllık toplam tirajı 925 milyon olarak hesaplanmış, bunun yüzde 95,3’ünü gazeteler oluşturuyor.

Gazetelerin yıllık tirajının yüzde 88,3’ünü günlük, yüzde 7,8’ini haftada 2-6 gün arası, yüzde 2,5’ini haftalık olarak yayımlanan gazeteler, dergilerin ise yıllık tirajının yüzde 65,7’sini aylık, yüzde 11,7’sini 3 aylık, yüzde 8,7’ini 2 aylık, yüzde 4,4’ünü haftalık yayımlananlar oluşturuyormuş.

Dergilerin yüzde 16,7’si sektörel/mesleki, yüzde 14,9’u akademik, yüzde 8,7’si edebiyat/tarih içerikli olurken, gazetelerin yüzde 90,3’ü siyasi/haber/güncel, yüzde 1,9’u sektörel/mesleki, yüzde 1,9’u yerel yönetim içerikli yayımlanmış.

Basılı mecralarda devam eden kan kaybı resmi olarak görünenden çok daha fazla aslında. Doğal olarak TÜİK eldeki verilere dayalı sonuçları açıklıyor.

Çünkü henüz, yeni mecraların, yani dijital yayıncılığın esas ve usullerini belirleyen yasal düzenlemeler gerçekleşmedi. Dolayısıyla günlük, haftalık, özellikle yerel basılan yayınlar varlıklarını basılı olarak koruyarak, yasal gelirlerini korumaya çalışıyor.

Bunu şu veriden de çıkarmak mümkün. TÜİK’e göre, 2021 yılında resmi ilan ve reklam bedelleri yüzde 34,7 artarak 613 milyona yükselmiş.

Toplum için hayati derecede önemli olan bu yasal düzenleme gündeme gelmiş, ama bilindiği gibi dağ fare doğurmuştu. Sistemi rahatlatacak bir düzenleme değil, sansürü katmerleştirecek bir yasa çalışması olduğu anlaşılınca meslek örgütlerinin tepkisi ile yasa geri çekilmişti.

Klasik yayıncılık anlayışı, gitgide kan kaybederken yeni düzen kendine el yordamı ile alan yaratmaya devam ediyor.

 

HABERLER