Uzmanlar 2030 yılına kadar dünyanın en az yüzde 50 daha fazla enerjiye, yüzde 40 daha fazla suya ve yüzde 35 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Küresel olarak bu ihtiyaçların altyapı yatırımı için 2040 yılına kadar toplam 94 trilyon dolarlık da bir bütçeye ihtiyaç var.
Daha fazla enerji ihtiyacının yeni ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmeden sağlanması imkânsız görünüyor.
Bu açıdan bakınca güneş-rüzgâr ve su enerjisi kullanımı bakımından çok bakiriz henüz. İklim ve coğrafi özelliklerimiz nedeni ile bu enerji kaynakları bakımından avantajlı bir ülkeyiz.
Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ. ve Limak Uludağ Perakende Elektrik Satış AŞ’nin (Uludağ Elektrik Şirketleri) tek hissedarı Uluğ Enerji’nin İngiliz Yatırım Fonu Actis’e devri arasındaki tüm işlemler geçtiğimiz Mart ayında tamamlanmış durumda.
İlk olarak Eylül 2021’de imzalanan Hisse Alım Sözleşmesi, Türkiye Rekabet Kurumu, Türkiye Cumhuriyeti Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun gerekli şartları ve diğer gerekli izinleri tamamlanarak, hisselerin yüzde 100’ü Limak Yatırım’dan Actis’e devredilmiş.
Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerini içeren Türkiye’nin Güney Marmara Bölgesi’ne elektrik dağıtım ve perakende hizmetleri veren şirketin hakları artık bir yatırım fonu olan Actis’e geçmiş durumda.
Bilindiği gibi Limak Enerji Grubu Türkiye’nin en büyük özel sektör enerji üretim ve dağıtım işine sahipti. Limak Yatırım’ın mevcut enerji üretim portföyü 3.629 MW kurulu güce sahip ve 2021 yılında yaklaşık 11 milyar kwh elektrik üretmiş. Bu enerji miktarının yenilenebilir, doğal gaz ve kömür santrallerinin dengeli bir karışımdan oluştuğunun altı çizilmiş ilgili basın duyurusunda.
Bu İngiliz şirketi dünyada sürdürülebilir altyapı alanında önde gelen bir küresel yatırımcı olarak biliniyor. Actis Enerji, bugüne kadar 24 GW’ın üzerinde kapasite geliştirmiş ve sahip olduğu işletmeleri şu anda 40 milyonun üzerinde kişiye hizmet veriyor.
İşte bu Actis şu anda ülkemizin enerji piyasasındaki en önemli oyuncularından biri.
Ülkemize gösterdiği bu ilginin altında sürdürülebilir doğal enerji kaynaklarının zenginliği ve muhteşem büyüklükteki pazar var. Bu pazarın geliştirilmesi ve verimliliği için ise ciddi alt yapı ve teknoloji yatırımları gerekli. Bu gerekliliği yerine getirmektense bu satıştan elde edilecek gelir ile başka sektördeki yatırımlarını destekleme kararı almış Limak Holding. Öylelikle sürdürülebilir enerji alt yapı yatırımları için yeni bir kapı açılmış durumda ülkemizde.
Burada sorulması gereken soru şu?
Actis, bu hamle ile girdiği Türkiye pazarındaki bu satın alma kararı ile enerji piyasasında kendisine avantaj sağlayacak ayrıcalıklar elde etti mi?
Ya da bu satışın onayını veren Türkiye Rekabet Kurumu, Türkiye Cumhuriyeti Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun istediği şartları arasında, ülkemize bu alandaki rekabet üstünlüğü sağlayacak teknolojik yatırıma ilişkin zorunlu bir yatırım miktarı var mıdır?
Özellikle son dönemde sanayide artan enerji maliyetleri, üretimde başlıca sorunlar arasında. Doğal gaz enerjisinin sosyopolitik riskleri, fosil yakıtların tükenme eğilimi, güneş enerjisinin önemini daha da arttırmış görünüyor.
Doğal enerji kaynakları alandaki yatırım serbestliği konusu tartışılıyor. İlgili yasal düzenlemeler sürdürülebilir enerji piyasasının ekonomiye katkısının hızlandırılması açısından çok önemli.
Bu alanda yatırım yapmak isteyenlerin sağlayacağı katkı ve büyüme, ülkemiz ekonomisi için kısa vadede önemli kazanımlar sağlayacak gibi görünüyor.
Bu kazanımlar Actis gibi küresel bir oyuncunun öncülüğünde mi olacak, yoksa gölgesinde mi kalacak önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak.