Özel günler sosyal vicdanlarımızın arınma günleri bir nevi.
– Dünya su günü var mesela. Su (!)
– Dünya Çocuk Günü var (1 Ekim), Çocuk Hakları Günü, ayrıca var (20 Kasım).
– Hayvanları Koruma Günü!
– Kadınlar Günü var.
– Sağlık Günü var.
Bu listeyi uzatmak mümkün.
Uygarlık, teknoloji ve insanın doğaya üstünlüğü demek değil.
Bu alanlarda ulaşılan seviyelere rağmen, insanlık bir sosyal bilinç, bir ortak akıl yaratamadı.
Hâlâ devletlerin ya da uluslararası kuruluşların ajandaları; çocuklar için, hava için, su için iklimler için ilan edilmiş özel günlerin parlak söylev ve törenlerine muhtaç bir yoksunluk içinde.
Bunun neresi uygarlık?
Kadınlar, çocuklar, sağlığımız, çevre, sularımız, hava, iklim her şey korunmaya muhtaç.
En çok da devletlerden ve birbirimizden korunmaya muhtaç.
Dünyanın mevcut ekopolitik sistemi her şeyi tüketiyor. Bu tükenişi saklamak yer yer azalmak için daha çok özel güne, daha yüksek sese ihtiyaç duyuluyor.
Sosyal vicdanımızı rahatlatmaktan öteye geçmeyen bu günlerden biri kapımızda.
5 Haziran Dünya Çevre Günü.
1972 yılında İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda alınan bir kararla 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak ilan edilmiş.
O günden bu günlere çevrenin başına gelmeyen kalmadı.
Bende vicdan rahatlatma için ilan edilmesi gereken yeni günler önereceğim bugün.
İZNİK GÖLÜ İLE DAYANIŞMA GÜNÜ
Gölün canlı çeşitliliği önemli oranda azalmış durumda. Suları çekiliyor. Azalan suya bir yandan gölü besleyen dereler üzerine kurulan (HES) barajlar ve gölden sanayi amaçlı insafsızca çekilen sular neden oluyor. Çevre dağlarda tarımsal amaçlı ilaçlamada kullanılan ve yağmur suları ile göle karışan evsel ve kimyasal atıkların yok edici etkileri yıllara yayılarak devam ediyor.
ULUABAT BATAKLIĞI TANITIM GÜNÜ
Gerek plankton ve dip canlıları, gerekse sucul bitkileri, balık ve kuş popülasyonları açısından Türkiye’nin en zengin göllerinden birisi (idi).
Ramsar sulak alanları koruması kapsamında olmasına rağmen Uluabat Gölü giderek ölüyor. Yüzlerce çeşit kuşun göç yolu üzerinde olan gölün derinliği yine sanayi kuruşluları tarafından çekilen suları nedeniyle giderek sığlaşıyor. En derin yeri 1,5 metre civarında.
Uzmanlar en fazla 10 yıl ömrü kaldığından söz ediyor bu gölün. Bölge bir bataklığa dönüşmek üzere.
MARMARA DENİZİNİ ANMA VE MÜSİLAJI LANETLEME HAFTASI
Marmara Denizi dünyanın en özel iç denizlerinden biri.
11,500 km2 yüzölçümüne sahip ve en derin yeri bin 270 metre olan denizin yüzeyi Karadeniz kökenli, dibi ise Ege-Akdeniz kökenli tuz, sıcaklık ve oksijen oranı bakımından farklı su kütlelerinden oluştuğundan deniz canlılığı bakımından çok zengin olan bir iç deniz (idi).
İstanbul ve Çanakkale Boğazı ile balık sürülerinin göç yolu da olan Marmara denizine belediyeler yıllardır fosseptik çukuru muamelesi yapıyor.
Öte yandan denize dökülen dereler, sanayi ve kentsel atıkları yıllardır denize taşıdı. Deniz suyunu ısıttı, kirletti.
Çevresindeki olağanüstü nüfus yoğunluğu artmaya devam ediyor.
Deniz tabanı evsel ve endüstriyel atıktan bir hurdalığa dönmüş durumda.
Bitkisel hayatta ve kendini onarma konusunda bir şans tanınması yönünde kararlı girişimleri bekliyor.
Yaşasın Dünya Çevre günü!