Gün geçmesin ki ülke ve kent ekonomilerini etkileyen yenilikler veya yeni trendler, kavramlar hayatımıza girmesin.
Sağlık turizmi de özellikle son yıllarda kentlerin ekonomik kalkınmasını destekleyen ve rekabet gücünü artıran bir sektör olarak, hem ülkemiz hem Bursa için giderek önem kazandı.
Bu turizm çeşidi getirisi, kârlılığı ve sürdürülebilirliğinin yanı sıra Bursa’daki sağlık ve turizm sektörünün gelişmişlik potansiyeli de göz önüne alındığında, bence de lokomotif sektörlerden biri haline geldi.
Ancak yeterli düzeyde gündem oluyor mu, ona bakmak gerek.
Geçtiğimiz yılın 10 aylık döneminde tedavi amacıyla Türkiye’yi ziyaret eden turistlerden toplam elde edilen gelir 700 milyonu aşkın.
Sağlık turizmi gelirlerine ilişkin TÜİK tarafından sunulan istatistikler sınır kapılarında yapılan anketler yoluyla belirlendiğinden, mevcut hasta sayısının tamamını göstermediği de göz önünde bulundurulmalı.
Bursa’nın sağlık turizmi potansiyeli kent ve ülke ekonomisine ne oranda yansıyor? Bu alanda şans diyebileceğimiz bazı özelliklerini ne kadar kullanabiliyor?
Bu sorunun yanıtlarına bakmadan önce sağlık turizmi deyince ne anlaşıldığına bakmakta fayda var:
“Saç nakli, IVF tedaviler, görme bozuklukları, estetik ve güzellik, ağız ve diş sağlığı, check-up hizmetleri, tarama testleri, kardiak tedaviler, kilo kaybı, ortopedik cerrahi, kanser, kulak burun boğaz tedavileri, doku ve organ naklini de kapsıyor sağlık turizmi.
Bu alanlar konusunda Bursa’mızın modern kurumları ve ciddi bir insan kaynağı var. Bursa da, gerek kamu hastanelerinin gerek özel sektörün bu alandaki yatırımları dünyanın birçok ülkesi ile rekabet edebilecek özelliklerde. Bu gerçeği, geçtiğimiz günlerde EkoNorm programımızın konuğu olan Bursa Sağlık Turizmi Derneği (BUSAT) Başkanı Dr. Metin Yurdakoş bizzat dile getirmişti.
Nitekim medikal turizm, termal turizm, yaşlı ve engelli turizmi, bakım ve iyileştirme turizmi gibi alanlara bir bütün olarak baktığımızda Bursa’nın avantajları çok daha net olarak ortaya çıkıyor. Sağlık turistleri en çok özel sektörü tercih ediyorlar. Özellikle akreditasyon ve otelcilik hizmetlerinin bu konuda belirleyici olduğu gözlemlenmiş. Özel hastaneciliğin Bursa’da çok ciddi yatırımları var. Dolayısı ile geçmişte bazı yazılarda dile getirdiğimiz gibi un var, şeker var. Gerisi helva yapma kalıyor.
Gerek yerel yönetimler, gerekse sektör kuruluşlarının bu konudaki dinamiği altyapı eksiklikleri ve pazarlama sorunlarının aşılması yönünde büyük önem taşıyor.
Bu amaçla işbirliği yapan kurum ve kuruluşların önümüzdeki yıllarda bütün ülkeye örnek teşkil edeceğine inandığım Bursa Turizm Platformu yönetim modeli bu yöndeki atılımlar için umutları canlı tutmaya devam ediyor.