Önümüzde kazanan ve kaybedenlerin belirleneceği bir seçim için aday adaylığı süreci geçilmek üzere.
Sonrası adaylar için düz koşu.
Bu yerel seçimde, resmi olmasa da tabanın belirleyeceği ittifaklar rekabetine tanık olacağız.
Seçime katılan birçok parti var. Ancak iki farklı rekabet merkezi çerçevesinde gelişiyor süreç.
Süreçte etkin olmaya çalışan farklı politik gruplar; bir tarafta iktidar, öte tarafta muhalefetin merkezinde olduğu iki mahalleden oluşuyor aslında.
Düz koşu başlamadan, yani kesin adayların propaganda rekabet süreci başlamadan önceki havaya göz atınca neler görüyoruz bir bakalım?
– Muhalefet aday adayları içe dönük rekabette harcadıkları enerjiye, iktidar adayları parti politikalarına olan sadakatlerine güveniyor.
– Muhalefet aday adayları özgüven gösterince güçlü görünecekleri düşüncesi ile iktidar adayları etki alanlarının verdiği güçle davranıyor.
– Muhalefetin aday adayları içe dönük bir yarış için iktidarın aday adayları dışa dönük bir yarış için güç topluyor.
– Muhalefetin aday adayları kendilerinin, iktidarın aday adayları partilerinin seçim galibiyetine odaklanmış durumda.
– Muhalefetin aday adayları gelecekten, iktidarın aday adayları geçmişten söz ediyor.
– Muhalefetin aday adayları seçimlerdeki mücadelede partilerinden alacakları destekten şüpheli, iktidarın adaya adayları emin.
– Muhalefetin aday adayları proje ve hedeflerinde kendi girişimlerini referans gösteriyor, iktidarın aday adayları ise partilerini.
– Muhalefetin aday adayları partilerinin politikalarından şüpheli, iktidarın aday adayları parti politikalarından emin…
Siyasetin doğasında olan yönetme gücü kime verilecek?
Önce toplumun sonra devletin ortaya çıkması ile insanlığın üzerinde en çok kafa yorduğu, tartıştığı soru bu.
Mükemmel olmasa da buna şimdiye kadar verilen akla en yatkın cevap ise “Demokrasi” olmuş.
Gelgelelim antik Yunan filozofları, örneğin Platon şuna dikkat çekiyor:
“Bir panayırdır demokrasi, beğen, beğendiğini al… Kendimize halkın dostu dedirtmek yeter. Saygısızlık nezaket olur; kargaşa hürriyet; israf cömertlik; yüzsüzlük de yiğitlik. Eğitimsiz kitlelerle demokrasi yönetilirse oligarşi olur, devam edilirse demogoglar türer, demagoglardan da diktatörler çıkar.”
Üzerinden 2 bin 500 yıl geçmiş bu sözlere göre oy vermek ne kadar da romantik kaldı günümüzde…
Bizim mahalle, onların mahalle, demokrasi denen torbada seç beğen al.