Nail Özer
Nail Özer
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Tarım enflasyonu ve ayçiçeği tarlaları

Renkli hayat bilgisi kitaplarımızda kendi kendine yeten bilmem kaç ülkeden biriyiz, diye yazardı. O konuları işlerken belli belirsiz bir gurur ve merak duyduğumu şimdi bile hatırlıyorum.

Sarı burçak ve ayçiçeği tarlaları ile süslenmiş ünite sayfalarından hayatı öğrendiğimiz günler çok gerilerde kaldı.

Uzun zamandır da kafamız çok karışık.

Delik ozon tabakası, küresel ısınma, iklim krizi derken, kimin kime yettiğini artık bilemez olduk.

O çocuksu umut ve gururu yaşayan son kuşaktık belki de.

Son üç dört yıldır ülkemizde yeterlilik yüzde 107 iken, önce 102’ye sonra 97’ye ve ardından yüzde 82’ye kadar inmiş. Yaklaşık bir buçuk senedir de TÜİK bu konuda bir veri açıklamaktan vazgeçmiş.

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de buğday üretimi 2015’te 22 milyon, 2020’de 20 milyon 500 bin, 2021 yılında ise 17 milyon 650 bin tona gerilemiş.

Doğal olarak da aradaki ihtiyaç sürekli artan biçimde ithalat ile giderilmeye çalışılıyor. Öte yandan, özellikle Ukrayna savaşının yarattığı yeni dengeler üzerine Hindistan ürettiği buğday için ihracat yasağı getirmiş bulunuyor.

Önümüzdeki yılın buğday rekoltesinin artırılması için son yıllarda görülmeyen çabanın bir tetikleyicisi, belki de ithalatta da yaşanabilecek bir sıkıntı olarak görünüyor.

Yani şimdiye kadar ithalata dönük politikalar üretim artırma planı yapmaya yeni başlamış.

Neden?

Yetkili ilgili tüm ağızlar, tarımın ülkeler için stratejik önemine işaret ediyor. Dolasıyla ekonomik kalkınma için de tarım ürünlerinin hayati değerde olduğunun altı çiziliyor ısrarla.

Bu ortamda ülkemizde tarımla uğraşan nüfusun yaş ortalaması 55. Tarım toprakları rekabet edebilirliği sağlayacak, desteklerden yoksun politikaları ile her geçen gün daha da kıraçlaşıyor.

Kendi kendine yeterlilik kalmadı.

Ne çiftçi toprağa, ne ithalat ihtiyaca, ne üretim hedefleri ekonomiye yetebiliyor.

Gübre ithal, tohum ithal vb.

Yaşadığımız enflasyona hem de bu mevsimde gıda ürünlerinin katkısı göz önüne alındığında sonuçların vahameti daha net ortaya çıkıyor.

TÜİK verileri ile bile tarım enflasyonu rekor seviyelere yükselirken, bu yılın tarla fiyatları geçen yılın market etiketlerini bile ikiye katlamış. Biber yedi, patates dört kat artmış.

Patates soğan depolarını zabıta ve polisle basmak işe yaramamış anlaşılan.

Biz tarıma doğmuş bir nüfusuz aslında. Çoğunluğun köyü, çiftçi akrabaları toprakla ekmek biçmekle anıları vardır.

Bakalım gelecek ne gösterecek! Okutulan hayat bilgisi kitaplarında parlak sarı renkli ayçiçeği tarlalarının fotoğraflarını, buğday tarlalarında rüzgârdan, yana eğilmiş başakların altın sarısını çocuklar okşayarak yine gurur duyabilecekleri zamanlar gelecek mi?

 

 

 

 

HABERLER