Bu yazı yazılırken TOKİ Sosyal Konut projesine başvuru sayısı 3,5 milyonu aşmıştı.
250 bin konut için beşinci günde yapılan başvuru sayısı bu.
Oluşan beklenti ve inşaat piyasalarında sağlayacağı hareketliliğe bakarak şunu sormak mümkün.
Bu Sosyal Konut projesi kur ve enflasyondaki artışa rağmen konut fiyatlarının makul bir düzeyde kalmasını ya da düşmesini sağlar mı?
Öncelikle şunu eklemek gerek.
Konutların fiyatı, zamanda güvenli bir yatırım aracı olarak görülmesine bağlı olarak da arttı. Yani bir yandan belirsizlikler nedeni ile konut arzında düşüş sürerken, yatırım amaçlı satın almaları da hesaba katınca devam eden talep artışı fiyat artışlarını da zıplattı.
Bu hareketlilik kira artışlarını beraberinde getirmişti.
İşte öncelikle yatırım amaçlı bu talep artışı yavaşlayacak gibi görünüyor. Çünkü arz da kısmi bir ferahlama sağlanacağından söz edilebilir.
Ancak bütün uzmanlar, finansal açıdan erişilebilir konut üretiminin salt devlet eliyle sağlanmaya çalışılmasının yetersizliğinde hem fikir. Barınma hakkının insanca sağlanması için ihtiyaç duyulan konut sayısı giderek büyüyor. Artan nüfus ve gelişen kentlerle birlikte bu temel ihtiyacın giderek acil bir hal aldığı ortada.
Bursa açısından da özel koşullar var. Daha fazla sanayileşme konusunda bir kuşatılmışlık var. Ayrıca bir yandan limanlar, oto yolları ve köprüler açısından sahip olduğu lojistik olanakların özendirmesi ile İstanbul’un yatırım ve üretim konusundaki yükünü almaya aday bir kent kimliği ile göz önünde duruyor.
Tüm bunlara bağlı olarak aldığı göç, konut ihtiyacı ve fiyat artışlarını beraber getiriyor.
Öte yandan Gemlik’in özellikle TOKİ’nin bu son sosyal konut projesinde yer almaması eleştirilmişti. Ancak ben bu eleştirilere katılmıyorum. Gemlik, TOGG nedeni ile alacağı yeni göçte konut ihtiyacını yanı başındaki yazlıklarla karşılayabilir. Böylelikle zaten kısa olan Marmara Denizi sezonunda yerleşik konut olarak çok daha ekonomik hale gelecektir binlerce konut.
Yazının başlığına dönersek, finansal açıdan ulaşılabilir konut üretimi kolaylaştırılmadan fiyatlar düşmez ya da yavaşlamaz. Bunun sağlanabilmesi için serbest piyasanın bazı desteklerle ekonomik tipte konut üretimine teşvik edilmesi önemli görünüyor.
*Orta ve düşük gelir grubuna hitap eden belirli sayı ve m2 de konut üretiminde vergi indirimlerine gidilmesi,
*Bu amaçlı yüksek sayıda konut projeleri yapan şirketlere, yerel yönetimlerin muafiyetler sağlaması,
*Özellikle tarımın geliştirilmesi amaçlanan bölgelere odaklanan sosyal konut projelerinin yaygınlaştırılması (Kalabalık kentlerden tersine göç),
*Müteahhitlere arsa bedelleri daha düşük belirli şehirlerde sanayiciye sağlanan türden destek ve teşviklerle konut üretiminin arttırılması.
*Temel inşaat malzemelerinin ihracatı konusunda bir süreliğine bazı kota ve sınırlamalarla iç piyasada dövize bağlı fiyat artışlarının yavaşlatılması gibi daha radikal ve köklü tedbirler daha kalıcı ve olumlu sonuçlar doğurabilir.