Haydi hızlıca 14 Mayıs’ı, öncesini ve sonrasını (2.turu) okuyalım…
Ülkenin geneli büyük bir şok yaşarken biz sokağın nabzını yerinden alanlar, tam da seçim öncesinde yazıp konuştuğumuz tabloyu gördük sandıklarda…
Muharrem İnce‘nin adaylıktan çekilmesiyle ilettiğim şu son veriyi dostlarım not etmişti seçim sonucuyla karşılaştırmak üzere; “Erdoğan: 49/51, Kılıçdaroğlu: 43/45, Oğan: 4/6…”
Üç adaya dair verdiğim oranların tutmasıyla telefonlar ve mesajlar almaya başladım elbette. En çok da Sinan Oğan’a verdiğim orana herkes şaşırmıştı çünkü bu kadar yüksek oranı kimseler beklemiyordu.
Cumhurbaşkanı adaylarıyla birlikte parti ve ittifak analizlerine dair de şu özeti yazılarımda ve katıldığım yayınlarda sıklıkla dile getirmiştim:
“MHP oyları yükselecek, İYİ Parti düşüşte, Yeşiller Sol’a Kürtlerden büyük tepki var bu sebepten oy oranı düşecek, Deva seçmeni bulunduğu Millet Ittifakı’na adapte olmayacak, AK Parti oylarında düşüş yaşansa da Erdoğan en yüksek oyu alacak, vatandaş CHP’ye hâlâ güvenmiyor…”
Seçim öncesi sıklıkla partilere yönelik dile getirdiğim bu paragrafta da “MHP oylarının yükseleceğine” kimseler ihtimal vermiyordu ama yazdığım tüm öngörülerle birlikte Milliyetçi Hareket Partisinde de yükseliş oldu…
Deprem bölgesinden Erdoğan ve AK Parti’nin yüksek oranda çıkmasına vicdansızca tepki gösterenleri kınamakla birlikte “depremzedeler neden AK Parti ve Erdoğan dedi?” meraklarını gidermek istiyorum. Depremzedeler evet dedi çünkü; milletin hayatı zaten alt üst olmuşken sığınak güvenli liman olarak ve başlanan projelerin sekteye uğramadan-el değiştirmeden-yön değiştirmeden bir an evvel bitmesi için Erdoğan’a icazet verdiler. Sonuçların açıklanmasıyla vicdansızca saldıran muhalefet karşısında depremzedeler iyi ki Erdoğan’a verdik diyecek ve ikinci turda çok daha fazla bir fark çıkaracaklar muhalefet aleyhine, bunu da not edin bir yere.
Sandıklardan çıkan genel sonuca bakılınca “Türk milliyetçi oylar yükselişte” verisi çıkmış olarak görünse de ben bu sonucu da ideolojik değil sosyolojik pencereden değerlendirmek istiyorum. Sonuç; Türk Milliyetçiliği artmış olarak nitelendirilse de vatandaşın bilinçaltında verdiği mesaj “Türkiye Aidiyeti” oldu…
Zira coğrafyanın içinde bulunduğu savaş-terör-sığınmacılar-küresel oyunlar-kuraklık vatandaşı aidiyet duygularıyla “Türkiye Çatısında” topladı… İç-dış tüm saldırılara karşı hepimiz Türkiye savunmasındayız ve ülkemizde sığınmacı-göçmen görmek istemiyoruz, bu inkar edilemez bir gerçek. O halde “Milliyetçilik Değil Türkiyecilik Kazandı” demek gerekiyor…
Şimdi gelelim ikinci tura dair öngörülerimize…
Erdoğan ikinci turu açık farkla alacak. Niye mi? Çünkü 6’lı masanın üzerinde Kılıçdaroğlu’na kesilmiş ağır bir fatura var şu an ve Kılıçdaroğlu Muharrem İnce gibi çekilmezse sandığa yalnız gidecek… Kesilen bu fatura İYİ Parti başta olmak üzere Deva Parti imzalı. İYİ Parti’yi ve Deva’yı ikinci turda 6’lı masada görmeyeceğiz büyük ihtimalle.
Liderler formalite icabı olsa da seçmen ve teşkilatlar olmayacak.
HDP ise aylardır konuştuğum “HDP çatırdıyor seçim sonrası ayrılık çanları çalacak ve Kürt seçmen diğer partilere adapte olacak” cümlemi gerçekleştirecek. “Ve HDP (YSP) seçmeni çok büyük bir ihtimalle tepkisini ikinci turda sandığa gitmeyerek gösterecek, bunu da yazın bir kere…”
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti’ye dair de şu önemli notları düşmeli: Köprüden önce son bir şans daha verdi vatandaş, bu sebepten bu güven baş tacı edilerek ciddi bir “revizyon süreci” acilen başlatılmalı basın ve medyada, teşkilatlarda, bürokraside, idari kademelerde ve diğer her kademede…