Yaşar İçen
Yaşar İçen
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kerkük ve Erbil’de faylar kırıldı

Taşlar yerleşmeye başladıkça “Irak özelinden Suriye ve Ortadoğu’nun yeni tablosu” netleşmeye başladı…Ve şimdiden söyleyeyim benim okuduğum tablo verileri hiçte iç açıcı değil!
Irak Başbakanı Muhammed Sudani’nin Ankara ziyareti sonrasında şu tespiti taşımıştım köşeme ;Irak’ta kartlar yeniden dağıtılıyor aman dikkat…

Başbakan Sudani ile etkide ve yetkide güçlenen bir Bağdat’ı görürken sorunlarıyla yalnız kalan bir Erbil’i görmeye başlamıştık. Agresiflik sesini giderek yükselten Süleymaniye ve bir türlü paylaşılamayan Kerkük’ü de unutmayalım.

Son üç yıldır sık sık yazılarımda ve yorumlarımda dile getirdiğim “bundan sonra Irak’ta en büyük sorunları Kürt Bölgesel Yönetimi dahilinde görmeye başlayacağız” öngörümden çok kısa zaman sonra İran’ın her an sınır ötesinden Erbil’i vurabileceği ve Kürt-Kürt çatışmalarının patlak verebileceği bir noktaya geldik. Evet Erbil Yönetimi oldukça sıkıntılı yıllarını yaşıyor. Erbil’in bu noktaya gelmesinde yapıcı eleştirilere kulak vermemesi ve kendi bildiğini ısrarla okuması yatıyor elbette. Beş altı yıl öncesine kadar her gidişimizde dostluğu, değerli ev sahipliği, mütevaziliği ve kültürüne bağlılığı ile “Mezopotamya kokusunu” hasretle içimize çekip huzur bulduğumuz Erbil’i göremiyoruz artık. Türkiye’ye karşı ön yargılı, herkese üstten bakan, ”Iraklı Kürt” milliyetçiliği diye bir ideolojiyi yükselten bu Erbil’i hiç birimiz seçememiştik.

Büyüyen ve gelişen bir coğrafya olarak kurumsallaşma isteğini ,istihdam yaratma hamlelerini, gençleri ve kadınları çalışma hayatına katma girişimlerini ve bu yöndeki tüm çabalarını desteklediğim Erbil’i bende defalarca yazıp moral olmaya çalıştım taa buralardan… Fakat “kaş yapayım derken gözü çıkarmanın” kimseye faydası olmayacağı unutuldu sanırım IKBY tarafından.

Geçtiğimiz günlerde Irak Türkmen Cephesi eski Başkanı ve mevcut Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, adeta Kürtlerin Kadim Başkanı Mesud Barzani üzerinden Iraklı tüm Kürtlere yönelik duygusal ve manidar bir yazı kaleme aldı.

Saddam Yönetiminde Kürtlerle birlikte Iraklı Türkmenlerin de büyük acılar çektiğine,açlıkta-ölümlerde-idamlarda-işkencelerde-sürgünlerde-gözyaşlarında aynı kaderi paylaştıklarına, aynı koğuşlarda yan yana yıllarca ceza çektiklerine değindi.

Erşat Salihi “şimdi Kürtlerin yanlışlarıyla yüzleşmesi” gerektiğine anlatıyordu yazısında ”Rejim Kürtlerin mallarına el koyduğu zaman bizim dini ve siyasi büyüklerimiz kesinlikle o malları almamamızı tavsiye etmişti çünkü sizlerin acısını bizler de fazlasıyla yaşıyorduk” diyordu. Kerkük Milletvekili Salihi’nin o yazının tamamını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Bu yönde bir kulis bilgisi de paylaşmak istiyorum. Yakın zamanda Kerkük Milletvekili Erşat Salihi ve Mesud Barzani’yi yan yana bir sohbette görürsek şaşırmamalı çünkü, “Acıları ve geçmişi bir olanların kurtuluşu da birliktedir” bu sebepten karşı karşıya değil yan yana durmak her iki halkın da menfaatine olacaktır.

Irak ciddi anlamda ısıtılmaya devam ediyorken geçtiğimiz günlerde gözlerden uzak KYB Başkanı Bafel Talabani’nin apar topar İran’a gitmesinin ardından Süleymaniye’deki(KYB içindeki ve KYB ye yakın oluşumlardaki) “İran karşıtları” hızla silahtan arındırıldı ve alandan uzaklaştırıldı. Eş zamanlı olarak Erbil yönetimi İran’ın yıllardır terörist olarak görüp mücadele ettiği grupları, İran sınırına yakın yerlerden geriye çekti. İran bu grupları terörist olarak kabul edip yıllardır mücadele ediyor olmasına rağmen Erbil Yönetimi’nin aleni bir şekilde bu grupları silahlandırarak kendi bünyesinde görev vermesini her fırsatta eleştiriyordu.

Irak’taki bunca gelişmenin yanı sıra ABD’nin Ermenistan ile tatbikat yakınlaşması, İran’a yönelik ambargonun yumuşatılması, Zengezur’un sık sık ABD ve Avrupa’da zikredilmesi, Çinli büyük bir otomotiv şirketinin Diyarbakır’ı yatırım alanı olarak seçmesi ve daha nicesiyle büyük bir fırtınanın coğrafyanın kapısında olduğunu gösteriyor.

Bunca hengamede Iraklı Türkmenler’de “bize ne olacak” sitemi içinde…Yakın zamana kadar Iraklı Türkmenlerin güçlü çatısı olan Irak Türkmen Cephesi (ITC) neden her geçen gün güç kaybediyor?

Eski Başkan Erşat Salihi’nin “ITC Sünni-Şii ayrışması yaratmadan herkesi kucaklayıp listelerinde ve kademelerinde yer vermeli” ısrarlarına rağmen yeni Başkan Hasan Turan’ın “Sünni eğilimli” bir politika izlemesi ITC’den büyük bir göçün yaşanmasına neden oldu.

”İran’ın Şii planını Sünni Türkmenler bozar” tespitinin yanlış olduğunu o zaman da iddia ediyordum şimdi de zira İran her zaman Iraklı Türkmenleri bir tehdit olarak değil azınlık olarak gördü. İranlı yetkililerin “azınlıklar” arasında görüp ona göre diplomatik ve siyasi olarak görüştüğü Iraklı Türkmenler “yanlış öngörüler ve bu öngörülere dayalı üretilen politikalar” sebebiyle her geçen gün daha da güç kaybediyor. Bence ne mi olmalı Türkmenlere dair? Acilen mezhepçi politikalar terk edilmeli çünkü Iraklı Türkmenlerin yaradılış ve tarihi kodları “Sünni ayrımını asla ve asla kabul etmez” Sonrasında da Türkiye’nin Irak’taki ilk kapısı Türkmenler olmalı. Sünni Araplar üzerinden değil doğrudan/öncelikli olarak ve “memur değil Iraklı siyasetçi oldukları unutulmadan” muhatap alınmalı Türkmenler…Ve yıl sonu gerçekleşecek seçimlere Şii-Sünni ağırlıklı iki liste yanlışıyla girecek olan Türkmenlerde oyların çoğunun Şii listeye gideceğine şimdiden kesin gözüyle bakılıyor Kerkük’te benden söylemesi…

HABERLER