Bursa’da hava kirli, su kirli, trafik sorunu mevcut, binalarımızın büyük bölümü depreme dayanıksız, bizi etkileyecek üç önemli canlı fay hattıyla çevrelenmiş durumdayız, göç sorunları ile baş etmeye çalışıyoruz, tüm ülke ile birlikte güvenlik sorunlarını paylaşıyoruz…
Sorunlar skalasını genişletmek için hiç zorlanmayacağımız kesin.
Tüm bu sorunların içinde merkezi hükümet tarafından unutulmuş, belediyelerinin ödenekleri kesilerek cezalandırılmaya çalışılan bir Bursa olarak hangi alanda ilk olduk dersiniz?
Mesleki Ortaokul açılışında…
Tamamen deneme maksatlı bir girişim olarak nitelendirebileceğim mesleki ve teknik Anadolu liseleri bünyesinde birer ya da ikişer sınıf olarak yerleştirilecek olan ‘mesleki ortaokul’lardan biri İnegöl’de Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim kampüsü’nde 64 öğrenci ile eğitim hayatına başladı.
Doğru dürüst yolu olmayan, ulaşımına, sağlığına yatırım yapılmayan Bursa’da yabancı dil eğitimi veren Anadolu liselerine ağırlık verilerek tüm dünyanın ihtiyacı olan yabancı dil eğitimli gençler yetiştirmek yerine sen kalkıyorsun, hangi akla hizmetse 10 yaşındaki çocukların bir meslek öğrenmesinin önemine vurgu yaparak ve bu çocukların kendi gelecekleri hakkında karar verme noktasında yetkin olduklarını düşünerek ‘mesleki ortaokul’ açıyorsun!
Hem de nasıl?
Müfredatı dahi olmadan!
Bu konuyu birkaç kez yazmıştım, yine yazacağım…
Normal ortaokullardan ayrı olan, ancak meslek lisesi kapsamında da bulunmayan bu okulların ayrı bir müfredatı olması beklenir.
Var mı?
Elbette yok…
Hatta bu konuda bir hazırlık da yapılmadı, niyetine bile girilmedi…
Hatta mesleki ortaokullara bir talep olup olmayacağına yönelik tahmin de olmadığından muhtemelen İnegöl’de mesleki ortaokula kayıt olan 64 öğrencinin şokunu yaşıyorlar şu anda.
Yaklaşım şuydu; biz birer meslek ortaokulu sınıfı açalım, talep çok olursa iki sınıfa çıkartırız, şimdilik normal ortaokulların müfredatı ne ise onu görsünler, talep olur da devamlılık sağlanırsa onlara yönelik bir müfredat çalışması da yapılır elbet…
Böyle bir bakış açısı ile kaydı yapılan 64 öğrenci ile birlikte poz veren İnegöl Kaymakamı Eren Arslan; “Bu okullarımızın bakanlığımız tarafından açılması bizce de önemli çünkü çocuklarımızın mesleki eğitim anlamında yeteneklerini erkenden keşfederek bu alanda eğitimlerini verip ilerleyen süreçte lise ve üniversite tercihlerini doğru yönlendirmek önemli” demiş yaptığı konuşmada kısaca.
İnegöl Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Zengin ise; “2006 yılında temelleri atılan İnegöl Mesleki Eğitim Külliyemiz…” diyerek başladığı konuşmasında buranın bir okul olduğunu unutmuş görünüyor.
Konuşma; “İnşallah bu ortaokulumuz özellikle çocuklarımızın küçük yaşlarda mesleki eğilim açısından büyük bir çığır açacağına inanıyorum. Ben bu okulun açılmasında emeği geçen başta Sayın Bakanımız olmak üzere tüm yetkililere teşekkür ediyorum” diyerek devam ediyor. Öncelikle belirteyim cümle düşüklüğü bana ait değil! Konuşmacının kendi cümle düşüklüğünü üstüme alamam.
Sonrasında da belirtmek isterim ki, bir eğitimcinin inşallah ile maşallah ile işi olmaz. Eğitim işi insanların üzerinde hassasiyetle durması ve kurgulaması gereken, kadere terk edilmeyecek kadar önemli bir meseledir.
Gerçi burada ezilmiş, örselenmiş, sadece bant üretimde çalışmak üzere yetiştirilecek bir gelecek nesil arzusu da yatıyor olabilir.
Yani kurgu bu olabilir!
Her iki konuşma da gençlerin bu okullarda mesleki yönelimlerini küçük yaşlarda belirlemelerinin ne kadar mucizevi bir kazanç olduğundan bahsetmiş ki, bir kez daha belirtelim; mesleki ortaokullar en azından bu yıl, müfredatları olmadığından, yani kendilerine özel bir eğitim modeli belirlenmemiş olduğundan, normal ortaokul öğrencilerinin gördükleri eğitimi görecekler.
Öyle tahmin edildiği gibi mesleki yönelim belirlemeye yönelik bir amaca hizmet etmeyecekler, edemeyecekler.
Ortada müjdelik, alkışlık bir durum yok!
Bir diğer taraftan MESEM gibi uygulamalarla küçük yaşta çıraklık yapmaya başlayan, çıraklık ederken çeşitli kazalar geçiren, hatta hayatını kaybeden, haftanın sadece bir günü okula giderek eğitimden koparılan öğrencilerin yok sayıldığı gerçeğine ‘mesleki ortakokullarla tüy dikildiğini de hatırlatmak isterim.
Mesleki staj konusunda öğrencinin daha insaflı yaşlarda sanayiye yönelmesine vesile olan Meslek liselerinin meslek ortaokulları ile yer değiştirerek MESEM uygulamasının ülkedeki tüm meslek dersi veren okullara yayılması endişesi bile tüylerimi diken diken ediyor bir anne olarak.
10 yaşında ilkokuldan mezun olan bir çocuğun 11 yaşında mesleği ile tanışmasından bahsediyorsunuz!
Sizce bu bilimsel ve normal mi?
Mesleki ve teknik eğitime başlama yaşı aynı zamanda bireylerin tüm yaşantısını etkileyen ve bu yüzden çok önemli bir karar olan meslek seçiminin de yapılmasını gerektiren bir aşama.
İlerisi için düşünmeyen, üretmeyen, sadece çalışan ve mutsuzluğuna mutsuzluk katan bir gelecek yetiştirmek istiyorsanız yola devam, aksi halde 10 yaşındaki çocuktan çırak olmaz, mesleki ortaokullar bir hatadır!