Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

100 bin liraya devlet okulu!

Şunun şurasında bir ay sonra okullar açılıyor ve biz veliler biliyoruz ki, çocuğumuzun zaten kayıtlı olduğu bir okul yoksa, geçireceğimiz en telaşlı sürecin tam göbeğindeyiz. Çünkü sadece okul forması, kırtasiye ve kitap masrafı değil, bir de okul kayıt ücreti adı altında belimizi bükecek rakamlarla boğuşma sırası gelmiştir.

Şimdi hiç kimse, ‘devletin mis gibi okulları var, kayıt ücreti de neymiş, kayıt ücreti alınmayacağına dair bakan bey açıklama yaptı’ falan gibi cümleler kurmasın.

Öncelikli olarak devletin mis gibi okulları vardı bir zamanlar, fakat bu mis gibi okulları mis gibi yapan kadroları öyle bir dağıttılar ki, şimdi okulların içinde mis gibi öğretmen arama karmaşası yaşıyor veliler. Mis gibi öğretmeni bulan, çocuğunu bu sınıfa aldırmak için ayrıca bir para ödüyor. Devletin öğretmenine devletin okulu bir değer biçiyor yani!

Diğer taraftan bir zamanlar neredeyse okul parasının yarısını devletin ödediği ve vatandaşın adeta kucağına itildiği özel okul muamması artık çözülemez bir hal aldı. Çocuğunu özel okula göndermek için çektikleri kredileri ödemekle meşgul pek çok veli. Üstelik özel okulların da büyük bölümünün içi eğitim kalitesi açısından boşaltıldı.

Tüm bunları bir kenara koyarsak, çocuğunuzu yeni bir devlet okuluna kaydettirmek istediğinizde elbette karşınıza bir ‘okul kayıt parası’ kavramı çıkıyor!

Ben diyeyim 20 siz deyin 30 hatta belki 40 yıldır olan bu işe şaşırmamayı bilmek, mücadele edebiliyorsanız bu konuyla mücadele etmek lazım.

İşin mücadele kısmını ben vakti zamanında yapmıştım. Öyle pek kolay olmuyor elbette. Hele şimdiki kayıt sistemi ile daha da zorlu bir süreç bahsettiğim, ancak mümkün.

Konuyla ilgili bugün bir açıklama yayınlayan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, “Laik, bilimsel, nitelikli, parasız eğitim haktır. Tüm velilerimizi, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için haklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz” derken yerden göğe kadar haklı.

Zira devlet okullarında bu yılın kayıt parası 100 bin liraya kadar çıkmış!

“Okullar arasındaki eşitsizliği gideremeyen, öğrencilere evine yakın, güvenle gidebileceği bir okul türü sunamayan Milli Eğitim ve kamu görevini kötüye kullanarak okulun ihtiyaçlarını velilerden bağış adı altında kayıt parası ile karşılamaya çalışan okul idareleri, bu yıl kayıt ücretini 100 bin TL’ye kadar çıkarmışlardır!” cümlesi mevcut açıklamada.

100 bin lira kesin kayıt yolunu açıyor, üstelik o ballandırıla ballandırıla anlatılan sistem nasıl oluyorsa devre dışı bırakılıyor ve çocuklar kendi mahalle mekteplerinin dışındaki yerlerde okuma hakkını da satın alabiliyor. Eğer 80 bin liraya gücünüz yetiyorsa sizi bir havuza alıyorlar ve boşluk bulabilirlerse kaydediyorlar.

Açıklamanın devamında bahsedilen fahiş fiyatlı kayıt parasının nedenlerine de değiniliyor;

Derslik ihtiyacı bakımından Türkiye’de ilk sıralarda yer alan Bursa, önce İnşaat-Emlak birimi, daha sonra Enerji Birimi yolsuzluk iddialarıyla kilitlenmiş, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün iç çatışmalarıyla tek bir okul, tek bir derslik yapamaz duruma getirilmiştir. Bugüne kadar deprem tahkiki yapılan eğitim binası sayısı sadece 178’dir. 1050 eğitim binasına deprem tahkiki yapılmamış, güçlendirme amacıyla yıktıklarını söyledikleri okullar da senelerdir tamamlanmamıştır. Bu koşullarda kalabalık sınıflarla başlayacak yeni eğitim-öğretim döneminde bir de İmam Hatip ve Meslek Lisesi dayatmasıyla LGS kontenjanları kasıtlı olarak öğrencilerin tercih etmediği okul türlerine aktarılmıştır. Akademik eğitim almak isteyen öğrenciler ya yüzlerce bin lira vererek özel okulları tercih edecek ya da yüzlerce bin lira vererek sıra gelirse devlet okuluna kayıt yaptıracaktır!” diyor Eğitim İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy.

Yine bugün, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş’ın bir sosyal medya mesajından yola çıkarak şu bilgilere ulaşıyoruz; 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılında inşaatı tamamlanarak hizmete girecek olan okullarla ilgili valilikte bir toplantı düzenlenmiş.

Sayın Vali der ki; ‘Her bir okulumuzun modern eğitim standartlarına uygun, güvenli ve donanımlı bir şekilde hizmete açılmasını hedefliyoruz’

Buraya kadar pek güzel de, Eğitim İş Sendikası Bursa Şubesi’nin yeni eğitim yılında, yani şunun şurasında önümüzdeki bir ayın sonunda hizmete girecek olan okullardan neden haberi yok?

Üstelik Milli Eğitim Müdürlüğünden kulağıma gelen fısıltılara göre, şube müdürlerinden bazılarının inşaat işine merak salmasından kaynaklı, bundan iki yıl öncesinden bu yana süregelen sorunlar yumağı artık nasıl bir yumaksa bir türlü çözülemediğinden, yine bu sebeple kurumda kimse hiçbir evraka imza atmak istemediğinden, işler bir türlü yürümüyormuş.

Herkes de birbirinin kulağına, ‘işte durumu biliyorsunuz, kimse risk almak istemiyor’ diyormuş.

Aslında hayır, durumu pek de bilmiyoruz.

Üstünden iki yıl geçmiş, bir açıklasanız artık tüm ayrıntıları ile de bilsek!

Şimdi bu depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan okullar aslında depreme dayanıklı olduğu halde yıkıldı ve inşaatından bir rant mı elde edildi? Yoksa okullarımızın depreme dayanıklı olup olmadığını tespit ettirmekten korkan, okulların pek çoğunun depreme dayanıksız çıkması endişesi içinde olan, bu yükü de sırtlanamayacağı düşüncesindeki kesimin çekinceli tutumları bir haklılık payı mı taşıyor?

Dersliklerle ilgili yakın zamanda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yaptığı ‘bir derslikte 23 öğrenci eğitim görüyor, bu bir devrimdir’ açıklamasının da Bursa’da bir karşılığı yok!

“Artan çağ nüfusu ve yoğun göç ile okulların tüm fiziki alanlarının dersliğe çevrilmesi, ikili eğitimin artarak devam etmesi de Bursa’da ihtiyaçları karşılamamış, İl-İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri derslik inşası için hayırsever arayışına girmiştir. On binlerce öğrenci MESEM adı altında işçileştirilmiş, açık öğretim adı altında özellikle kız öğrenciler, dezavantajlı öğrenciler ve eğitim maliyetini karşılayamayan yoksul emekçi ailelerin çocukları örgün eğitimden kopmuştur. Bunlara ek olarak, eğitimdeki niteliğin düşmesi ve LGS, YKS gibi ölçme araçları nedeniyle de pek çok öğrenci özel okul yolunu seçmiş yine de sınıf mevcutları elliye dayanmıştır!” diyor açıklamasında Yeliz Toy.

Sen kalk, ülkede zorunlu eğitimi 12 yıla çıkar, fakat okulların bu uygulama için yeterli olmayınca çocukları çeşitli isimler altında sistemin dışına it, o da olmayınca saçma sapan açıklamalarla bir sınıfta 23 kişinin okuduğunu söyle!

Bursa’da devletin orta öğretim öğrenci sayısı, resmi verilere göre; 298854, derslik sayısı 2145 olarak verilmiştir. Bu durumda orta öğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 52.9’dur!

Bir derslikte 23 öğrenci…

Ne güzel hayal…

Yarın da şu sistemin dışına itiverdiğiniz çocukların hangi bataklıkta boğuştuğunu konuşalım, ne dersiniz?

HABERLER