Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Açtık kolları bekliyoruz…

Pandemi sürecinde görüp öğrendik ki, canım ülkemizin Avrupa tarafından kıskanılan tek hizmet alanı sağlık…

Pandemide zaten hakkını ödeyemeyeceğimize çoktan karar vermiş olduğumuz doktorları pandeminin hemen sonrasında haklarını ödemeden ‘giderlerse gitsinler…’ diyerek kovaladığımız andan itibaren, Avrupa’da hizmet anlamında hayli zorlanılan bir alan olan sağlık sektöründe Türkiye’de canhıraş çalışan tüm sağlıkçılarımızı da kaybettiğimizden artık bu alandaki kıskançlığın konusu değiliz.

Ne mutlu bize…

Tüm dünya için çok öğretici bir süreç olan pandemi süreci sonrası iki gelişme yaşandı; bunlardan ilki her ülkenin kendi kendine yetebilecek tarım ürünlerini üretebilmesi adına tarım alanında teknolojinin kullanımını en üst düzeye çıkarmasıydı, ikinci önemli gelişme de özellikle Avrupa ülkelerinin bizim gibi sağlıkçısının kıymetini bilmeyen ülkelerden doktor ve sağlık çalışanı ithal etmesiydi.

İşin bu noktasında dile getirmemiz gereken çok önemli bir gerçeklik var. Avrupa’nın yetişmiş işgücüne ihtiyacı aşikar, bu konuda çağrı da yapıyor Türkiye gibi ülkelerin yetişmiş elemanlarına. Gel gelelim kimse bizim gibi sınırlarına elek koymuş, ellerinde çiçekler beklemiyor kapıda.

Öncelikli olarak her ülke kendi dilinin en azından orta düzeyde konuşulmasını istiyor. Bu durum sağlık çalışanları için daha da kritik, zira hastanın dilinden anlamak mühim. Sonrasında bu ülkeler alanında yetişmiş eleman kabul ettiklerinden, ipe sapa gelmez tayfasını toplayıp başlarına dert olsunlar istemediklerinden, diploma denkliği talebinde bulunuyorlar.

Öyle diplomanızı elinize alıp benim diplomam sizin şu diplomanıza karşılık geliyor diye de giremiyorsunuz kapıdan içeri. Denkliği ispatlamak için 15-20 kadar evrak hazırlama gerekliliğiniz bir yana, girmeniz ve dolayısıyla başarılı olmanız gereken bir dizi sınav da mevcut.

Tüm bunlar olurken şöyle helalinden 6 ay ila 1 yıl kadar süren sabır dingildetici işlemler için her daim kafa yormanız ve tetikte olmanız da şart.

Her aşamayı tamamlayıp Avrupa ülkelerinden birinde çalışma hakkına kavuşursanız ne ala. Tabi tüm bu süreçleri Avrupa’ya çalışarak katkı sunmak için istihdam edilmek üzere geçtiğinizi unutmayın. İşinizden ayrılmanız halinde iki ay gibi kısa bir süre içinde yeniden iş bulup çalışmaya başlamazsanız geldiğiniz ülkeye paşa paşa dönmek zorundasınız. Çünkü şöyle diyor Avrupa ülkeleri; ‘Çalışarak benim ekonomime katkı sunmayacak, hatta bana sorun çıkaracaksan seni sınırlarım içinde istemiyorum!’

Bunun karşılığında biz ne yapıyoruz?

‘İçişleri Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımladığı, uluslararası işgücü kanunu uygulama yönetmeliğinde yapılan düzenlemeye göre, kapsam dahilindeki sığınmacılar, İçişleri Bakanlığı’nın bildiriminde belirlenen kapsam ve sürelerde çalışma izninden muaf tutulacak’ diyoruz.

Nedir bu kapsam meselesi bunu da hemen aydınlığa kavuşturalım…

Öncelikli olarak, Türkiye’ye insani ikamet izniyle giren sığınmacıların çalışma izni muafiyeti 6 aya çıkartılıyor bunu bir kenara koyalım.

Bu şekilde ülkeye yasal olarak gelen sığınmacılar, çalışma izni olmadan çalışabilecek ve ikamet edebilecek. Yönetmeliğe göre, Türkiye’ye ‘önemli hizmet ve katkı’ sağlayabilecek yabancıların muafiyetleri 3 yıla kadar çıkartılabilecek.

Bu kapsamda, ekonomik, sosyo-kültürel ve teknolojik alanlar ile eğitim konularında Türkiye’ye önemli hizmet ve katkı sağlayabilecekleri ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca bildirilen yabancılar için çalışma izninden muafiyet süresi 6 aydan 3 yıla çıkarılmış oluyor.

Kapsama gazeteciler ve sporcular da dahil ediliyor.

Hasılı kelam diyoruz ki, ‘Gel, ne olursan ol yine gel…’

Artık bu kadar da yeter…

Başka ülkelerden geleceklere imtiyazın dibini sunarken kendi doktorumuz için acaba neler çıkarsak da huzursuzluk yaratsak düşüncesinden de geri kalmıyoruz maşallah…

Sağlık Bakanlığı’nın Aile Hekimliği Yönetmeliği’nde yapmayı tasarladığı değişikliğe göre aile hekimleri bundan sonra maaşlarında kesinti olmaması için hasta peşinde koşmak zorunda kalacak gibi görünüyor.

Şöyle ki; Sağlık Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğe göre aile hekimlerinin maaşlarında kontrole gelmeyen lohusalar nedeniyle kesinti yapılacak. Aile hekimine görünmeden devlet hastanelerine başvuran hastalar için de kişinin aile hekimine ceza puanı yazılacak. Bakanlığın yönetmelik taslağına göre, bütün şartları yerine getiren aile hekimlerinin maaşı değişmeyecek, ancak hiçbir şartı yerine getiremeyen hekimin maaşından yaklaşık olarak 32 bin TL’lik kesinti olacak.

Sen bir türlü oturtamadığın birinci basamak sağlık hizmetinin faturasını kalkacaksın doktora keseceksin, biz de seni alkışlamayacağız…

Vallahi kim düşündüyse çok şahane düşünmüş…

Yeni aile hekimleri yönetmeliğinin hazırlık aşamasında olması nedeniyle Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, 19 Ekim Cumartesi günü eyleme gidiyor. Oradan da Avrupa ülkelerinden birine gitmek için yazının başında bahsettiğim zorlu yolu yürümeyi göze alarak yeni bir serüvene yelken açarlar herhalde.

Elimizdeki değerlerin kıymetini bilemeyip başka ülkelere kaçırdığımız gibi başka ülkelerden gelenleri de nedense başımızın üzerinde taşıma konusunda bizimle kimse yarışamaz diye naralar atıyoruz tüm dünyaya karşı.

Eminim tüm dünya da gülüyordur halimize…

Belki de tüm dünya kıskanıyordur bizi, öyle ya teşbihte hata olmaz…

 

HABERLER