Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Adalet yok!

Bir süredir İnegöl İlçesi Eymir, Sülüklügöl, Kurşunlu, Süpürtü, Babaoğlu ve Küçükyenice köylerini etkileyecek olan bölgede ormanlık alanlar kesilerek maden sondajı çalışmaları yapılmaya başlatıldığı konusunda bilgimiz vardı.

Bugün bölgede köylüler ve CHP Milletvekilleri ile birlikte açıklama yapan DOĞADER Başkanı Murat Demir;

“Öğrendik ki, köy sınırları içerisinde, ormanlık alanlarda, ormanımız kesilerek altın madeni sondaj çalışmaları başlatılmış. Bunlar başlatılırken köyümüzün muhtarına, insanına haber bile verilmemiş” diyerek meselenin nasıl oldubittiye getirilmeye çalışıldığına işaret etti.

Bir kez daha hatırlatalım, altın siyanür kullanılarak aranan bir maden, dolayısıyla çıkarıldığı bölgenin yakınlarındaki toprakların da etkileneceği, geri dönülemez bir çevre bozulmasına neden oluyor. Bir de bu aramanın ormanlık alanda yapılacağını, yani ağaçların kesileceğini göz önüne getirdiğinizde trajedinin ne kadar büyük olduğunu anlayacaksınız.

Türkiye son 20 yılda sadece topraklarının üstünü satmakla kalmayan, aynı zamanda topraklarının altındaki zenginlikleri de bir biçimde yabancılara satarak elden çıkaran ülkelerden, 20 yılda 386 madene ruhsat verilmiş bu toprakların yer altı zenginliklerini çıkarmak için. Bu izinlerin çoğunu yabancı şirketler almış. Dolayısıyla meseleyi ormanları, meraları, tarım topraklarını madenci şirketlere peşkeş çekme ve bu topraklar üzerinde bir sömürge madenciliğine göz yumma olarak adlandırmak son derece mümkün.

Tahmin edeceğiniz gibi köylüler ürün yetiştirdikleri, evlerinin olduğu, çocuklarının oynadığı, ağaçlarından yararlandıkları yerlerde siyanür gibi bir zehirle maden aranmasını, topraklarının zehirlenmesini istemiyorlar.

Daha çok kadınlar bilinçli bu konuda, toprağına daha çok kadınlar sahip çıkıyor. Aslında toprağının kıymetini bilenlerin çoğunluğunu kadınların oluşturması şaşırtıcı da değil, çünkü hepimiz biliyoruz ki, bu ülkenin köylerinde tarlada tapada en çok çalışanlar kadınlardır, hayvanlara bakanlar da kadınlardır, dolayısıyla ellerindekini kaybetmenin korkusunu en çok yaşayanlar, onlara en çok sahip çıkanlar da kadınlardır.

Yanlarında sivil toplum kuruluşları var, çevreci dernekler var, milletvekilleri var, Bursa Barosu var…

Ne yok biliyor musunuz?

Adalet yok!

Kadınlar tarım yapmak için destek, kapalı sistem sulamanın yaygınlaştırılmasını istiyorlar, mazot desteği, tohum, fidan, yem ve gübre desteği istiyorlar. Karşılarında koskoca yabancı maden şirketlerini buluyorlar.

43 milyon metrekarelik ormanlık alanda önce ağaçlar kesilecek, dinamitli patlatmalar nedeniyle yer altı suyolları yön değiştirecek, dolayısıyla köyün su kaynakları azalacak, toprak yığınları Siyanürlü yıkama sonrası buharlaşma nedeniyle köye asit yağmurları yağdıracak…

Köyün suları, toprağı, havası siyanüre bulaşacak…

CHP’li vekillerden Orhan Sarıbal, Kayıhan Pala ve Hasan Öztürk köylüye söylenecek yalanlardan şimdiki birliğin bozulması, bazı köylülerin satın alınması için yürütülecek çalışmalardan bahsettiler, fakat benim için en çarpıcı olan açıklama Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Eralp Atabek’in yaptığı konuşmaydı.

“Elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız. Süreç uzun bir süreç. Bu süreçte sabırlı ve birlikte olmalıyız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidiyoruz. Hemen sonuç alamazsak bize kızmayın. Bu uzun bir mücadele. Siz de bu toprakları korumak adına uzun yıllar mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz, bunu unutmayın!” sözleri sürecin gideceği yeri işaret ediyordu ne yazık ki…

Sürecin nasıl işleyeceğini artık biliyoruz. Tüm mahkeme yolları tüketilene kadar çevre savunucularının davaları oradan oraya sürüklenecek. Bu süreçte bir yürütmeyi durdurma kararı verilmeyeceği ve aradan yıllar geçeceği için, maden şirketi yapacağını zaten çoktan yapmış olacak. O ağaçlar kesilecek, o toprak zehirlenecek, o yeraltı suları yön değiştirecek…

Sonra da adaletten şöyle bir karar çıkacak, ‘kamu yararına uygun olmadığı gerekçesiyle iptal’

Fakat olan olmuş olduğundan, geç gelen adaleti ne yapacağımızı bilemeden, yine elimiz böğrümüzde kalacağız öylece.

Tıpkı Duvar Gazetesindeki haberinde Pelin Akdemir’in,

‘TOKİ tarafından Bursa’nın İnegöl ilçesi Karalar Mahallesi’nde tarım alanına yapılan konutlar, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi tarafından yargıya taşındı. Mahkeme, TOKİ’nin planlarını üst ölçekli planlara, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı gerekçesiyle iptal etti. Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme, inşaatın tamamlanması nedeniyle geri dönüşün olmadığını söyledi!’ diye başlayan haberinde olduğu gibi.

O zaman yeni bir mücadelemiz daha oldu Bursa…

Hayırlı olsun…

HABERLER