Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Akşener nereye koşuyor?

Hafta sonunun en önemli olayı İYİ Parti Kurultayıydı elbette. Norm Haber ekranlarında Furkan Kahraman moderatörlüğünde hazırlanıp sunulan ve benim de gedikli konuk olarak dahil olduğum Gündem Turu programında kurultayın iki önemli ayrıntısına dikkat çekmek gerektiğini belirtmiştim.

Yine belirtelim; milletvekili seçimlerinde demokrasinin ateşten gömlek basamaklarını kullanarak ezici çoğunluğu elde eden MHP kökenli İYİ Partililerin Akşener karşısında bir aday çıkaramayacakları netti, ancak Akşener’in blok listesini delmeye çalışıp çalışmayacakları konusu hassastı.

Beklenen oldu, partisinin genel idare kurulunun merkez sağ tandanslı kişilerden oluşması için büyük çaba sarf eden Akşener’in listesi muhalif kanattan ciddi çizikler yedi.

Konu da bolca konuşuldu, yazıldı, çizildi.

Şunu söyleyebiliriz;

Artık İYİ Parti’nin gizli muhalifleri açığa çıkmaktan korkmayacak kadar ortada. Akşener şimdilik genel başkanlık koltuğuna oturmuş olsa da genel başkanlık yapış tarzı, partiyi çekmeye çalıştığı nokta, teşkilatın çok hoşuna gitmiyor belli ki… Üstelik bu hoşuna gitmeme durumundan kaynaklı muhalefet giderek yaygınlaşacak, muhalefetin karşısında siyaset yapmak istemeyenler de yavaş yavaş partiden ayrılacak gibi bir hava var içeride…

Gelelim kürsüden yapılan zehir zemberek konuşmaya ve CHP ile kurulan barış köprülerinin alev alev yanışına…

Yine programda söylemiştim; Norm Haber Yayın Koordinatörü Bülent Civanoğlu’nun kullandığı ve benim de pek hoşuma giden bir tabirle, ‘Tanrılar kurban istiyor!’ meselesi vardı uzun süredir İYİ Parti içinde rüzgarını estiren.

Üstelik bu mesele hemen seçimin ardından gelişmiş, taze, dumanı üstünde bir mesele de değil…

Özellikle Bursa teşkilatlarından, partinin çiçeği burnunda Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu’nun yürüttüğü politikalardan ve neredeyse yaptığımız tüm sohbetlerde söylemekten çekinmemesinden biliyorum ki; İYİ Partililer CHP’siz çok daha iyi yol yürüyeceklerini düşünüyorlar.

Hatta, kendi görüşüm olarak dile getireyim, İYİ Partililer, CHP’yi sırtlarında bir yük olarak görüyorlar. Görüşlerini destekleyen söylemleri ise şu;

Bizim teşkilatlarımız çalışıyor, ortağımız olduğu için CHP de bundan yararlanıyor!”

İYİ Parti teşkilatlarının çalışmalarından CHP ne kadar nemalanıyor bunu söylemek zor, ama şunu söylemek kolay, ‘İYİ Parti teşkilatları CHP’den çok daha azimle çalışıyor özellikle Bursa’da…

Eveeettt…

Gelelim ‘Tanrıların istediği kurban’ı vermek için kürsüye çıkacağını Cuma günü programda dile getirdiğimiz Akşener’in yaptığı konuşmanın yaratacağı sonuçlara…

İYİ Parti Genel Başkanının CHP’ye karşı ilk öfke dolu konuşması bu değil malum. Altılı masayı devirdiğinde yaptığı konuşmayı burada milat olarak almak gerekiyor. Kendisinin kişilik olarak da öfkesine hakim olamayan bir yapısı var ve böyle önemli zamanlarda daha da belirgin hale geliyor bu yapı.

Altılı masayı devirdiğinde geçirdiği kalp spazmı işin sağlık boyutunu da ortaya koyuyor.

Ancak bu kez böyle kontrolsüz bir konuşma yaptığını düşünmüyorum ben. Hatta üzerinde uzun uzun hazırlanılan bir konuşma yaptığı kanaatindeyim. Zira parti içindeki muhalefetin güçlenme ihtimalini Meral Hanım da görüyor benim gibi.

Doğal olarak parti içi muhalefetin de yüzünü güldürecek, ‘Bu liderle yol yürünür, sonunda özümüze dönüyoruz, milliyetçiler olarak yapmamız gerekeni yapıyoruz, yükselen milli değerlerin getirdiği rüzgarı arkamıza aldığımızda ortağımız olmadan daha hızlı yol alırız…’ cümleleri benim kulağıma gelen memnuniyet cümleleri.

Bir süredir yazılan yazılar, Akşener’in siyasi hayatında ayağına sıkarcasına yaptığı ikinci konuşma ile iyice güçten düştüğünü ve partisine büyük kötülük ettiğini vurguluyor.

Bense şöyle düşünüyorum; bu kez kurulan sert cümleler Akşener’in bir sonraki kurultaya kadar daha rahat yol yürümesi için alınmış bir önlemdi. Üstelik birleşe birleşe kazanılmayacağını, tabanının CHP birleşmesinden mutlu olmadığını Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy vermeyerek gösterdiğini iyi okudu Akşener.

Şimdi bir kez de milliyetçilik damarları daha belirgin bir partinin özüne dönerek ne kadar ivme kazanacağını görmeyi deneyecektir kanaatimce. Tıpkı CHP örgütünün partisine artık bağırarak; ‘özüne dön!’ çağrısı yapması gibi bir hal…

Sonuçları iyi mi olur, kötü mü olur orasını zaman gösterecek elbette. Tabii ki, siyasette 24 saatin çok uzun bir zaman olduğu kavramını da hiç akıldan çıkarmamak lazım. CHP ile İYİ Parti yeri geldiğinde yeniden ortaklık kurabilirler, ancak bu kez her iki partinin de çok daha tedbirli olacağına şüphe yok!

 

 

 

 

HABERLER