Aslında şu anda Hatay’da temiz su krizi var! Önemli bir sorun bu, çünkü bölgeye ne kadar su götürürsek götürelim susuzluk meselesi hep devam ediyor. Konunun özü şu; orada, yani deprem bölgesinde taşıma su ile döndürülmeye çalışılıyor değirmenler. Temiz suya ulaşma imkanı ancak böyle mümkün.
Bu nedenle ilk olarak günün en önemli mesajını vereyim; Hatay’ı, deprem bölgesini, bölgede yaşamaya çalışan insanlarımızı unutmayın! Temiz su en çok ihtiyaç duydukları kalem!
***
Şimdi gelelim yönümüzü ülkenin doğusundan ortasına doğru çevirmemize neden olan meşhur altılı masa meselesine.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 6’lı masayı kumar masasına benzeten konuşması henüz yapılmadan, ilk gergin kıvılcımların yandığı andan, o meşhur konuşmadan bir gece öncesinden itibaren, parti tabanının nabzını ölçmeye çalıştık basın mensupları olarak.
Benim gözlemim, Akşener’in son toplantısını yaptığı GİK üyelerinin haricinde hiç kimse tarafından böylesine sert çıkışlı, böylesine sert ithamların olduğu bir konuşmanın gerçekleşmesinin beklenmediği yönünde oldu. ‘En fazla aday sayısı artar’ düşüncesi hakimdi.
Çünkü daha birkaç ay öncesine kadar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ailesine emanet ettiğini söyleyen Akşener’den böyle bir çıkış beklemek; gerçek bir siyasi uzmanlık, hatta falcılık meziyeti gerektirir…
Elbette mevcutta bazı gizli ajandalar varsa ve onları biliyorsanız o zaman durum başka…
Kabul etmek lazım ki, sükutu hayale uğradık…
Tam farklı siyasi görüşler bir çatı altında birleşti derken, tam ortak bir amaç uğruna demokratik yaklaşım sergilemek mümkün görünüyor derken, tam güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş mümkün derken…
Bir yanda ‘masadan itildik’, bir yanda ‘masadan kalkıldı’ bir yanda da ‘çok şükür’ nidaları yankılanıyor siyaset sahnesinde…
Siyasetin ateşinin sönüp sönmeyeceğini Pazartesi günü göreceğiz, çünkü benim dikkatimi çeken, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in ‘masadan kalkıyoruz’ cümlesini halen net olarak duymadığımız gerçeği, bugün itibariyle İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta’nın da açıklamasının konusu oldu.
Masada sürekli kullanılan ‘tam mutabakat’ cümlesine vurgu yapan Usta, pazartesi günü yapılacak olan toplantıya katılım konusunda henüz karar verilmediğini, kapının halen açık olduğunu, altılı masanın tam mutabakatla çalışma ilkesinden vazgeçmemesi halinde yeniden bir araya gelinebileceğini söyledi.
Bir de dedi ki, ‘Cumhur İttifakına kapılar tamamen kapalı.’
Hadi bu söylemi doğru kabul edelim ve biraz fikir jimnastiği yapalım…
İYİ Parti aday konundaki tavrını sürdürecek bu belli. Kemal Kılıçdaroğlu da adaylığı konusundaki tavrından taviz vermeyecek gibi görünüyor. O halde İYİ Parti için önümüzdeki seçimlerde tek ilerleme yolu kalıyor, kendi adayını çıkarmak…
Ben ‘Başbakan olacağım’ diyerek ülkeyi dolaşan Akşener’i Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek pekala mümkün…
Senaryo böyle gelişirse, şimdiki anketlere göre, seçimin ikinci tura kalması muhtemel görünüyor. Burada da ikinci turda kimin kimi destekleyeceği önemli. Konuyla ilgili elbette bugünden bir netlik yok, ancak böyle bir durumda İYİ Parti seçmeninin çok zorlanacağı aşikar. Bir yanda desteklemedikleri Cumhur İttifakı diğer yanda ise masasından kalktıkları Millet İttifakı olacak!
Üzerinde en çok düşündüğüm konulardan biri de gençliğimden bu yana siyasetçi olarak takip ettiğim ve devletin içinde pişerek gelişimini izlediğim Meral Akşener’in önümüzdeki süreçte partisi adına yaşanabilecek olumsuz gelişmeleri nasıl göze alıp böyle bir karar verdiği…
Elbette bir yandan, ‘Çok doğru bir adımdı, üzerimizdeki yükleri attık, şimdi siyasi parti olduk, sonunda özgür hareket edebileceğiz…’ söylemleri var. Ancak diğer yanda, hatta tam da bu söylemlerin eşliğinde, gür sesle dillendirilmese de derin bir sessizlikle ifade edilen güven kaybı, kuşku, endişe, aidiyet hissini kaybetme görülüyor.
Bu iki aralıkta İYİ Parti’nin kendisini konumlandırmak istediği merkez sağa yerleşmesi tek bir durumda mümkün, AK Parti’nin ciddi oy kaybıyla. Masanın dağılması, masaya duyulan güvenin zedelenmesi ile beklenen gerçekleşmez ve AK Parti’de oy ve güven kaybı oluşmazsa İYİ Parti gerçekten ayağına sıkmış demektir.
Siyaset bir oyun sahnesi, fakat siyaset oyununu oynamakla vatandaşın halis duyguları ile oymamayı birbiriyle karıştırmamak lazım.
Altına defalarca imza attığınız mutabakat metinleri varken, konuşmanızdan 18 saat önce imzaladığınız ortaklaşma metni arşivlerdeki yerini almışken, bu kadar kısa süre böylesine sert bir konuşma nasıl olur da yapılır bunu vatandaşa anlatmak zor olacak Akşener için. Çünkü konuyu henüz kendi partisinin bileşenleri dahi anlayabilmiş değil.
Ben bu satırları yazarken, Millet İttifakı’nın iki önemli figürü, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Akşener ile görüşmeye gidiyordu.
Çıkacak sonucu merakla bekliyorum…