Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

As-ga-ri Üc-re-tin As-ker-le-ri-yiz…

Ekonomik kriz sürecini pandemiden önce yaşamaya başlayan, pandemi ile birlikte krizin etkilerini çok daha şiddetli hisseden, pandeminin sonrasında komşularının savaş haline girmesi ile kriz buhranından kurtulamayan, nedense savaşan komşularından daha büyük sıkıntılar çeken, tüm bunlar bitmesine rağmen halen ekonomik kriz denilen kavramı hayatından çıkaramayan, hatta bu kavrama sıkı sıkıya tutunmuş bir seyir izleyen ülke hangisidir?

Cevap veriyorum; Türkiye!

Nice ekonomistlerin enteresan yöntemlerle yönetmeye çalıştığı, ancak dünyaya entegre olamama gibi büyük bir hatanın sonucunda tüm kainatta düşen gıda fiyatlarına rağmen en büyük fiyat artışını gıdada yaşayan, ülkesindeki pek çok kişinin maaşından daha yüksek kiralar ödemesi beklenen ülke hangisi peki?

İnanılır gibi değil, ama yanıt yine aynı; Türkiye!

Son bir soru daha; vatandaşlarını belirli bir geçim düzeyinde eşitleyemediği için asgari gelir düzeyinde eşitleyen, adeta bir asgari ücretliler cenneti olan, hatta asgari ücreti de ‘işçilerin asgari ücreti’, ‘memurların asgari ücreti’, ‘emeklilerin asgari ücreti’ diye ayıran ülke hangisidir?

Aaaa… Yanıt yine aynı; Türkiye!

Milyonların dört gözle beklediği asgari ücretin açıklandığı bu kutlu günde konuyla ilgili bir yazı yazmasam olmazdı elbette.

Neti 11 bin 402 lira, yani 483 dolar olan asgari ücretin işverene maliyeti 15 bin 761 TL’ye ulaştı

Rakamın belirlenmesinin ardından Türk-İş Başkanı Ergun Atalay’ın, bir muhabire verdiği yanıt ise halimizin pür meali niteliğinde;

“Belki de asgari ücret tarihinin en yüksek rakamı. Bu mükemmel bir şey mi?

Değil! Ama bugünün şartlarında yapılması gereken buydu, bunu yaptık.

Muhabir: “Efendim rakam 500 doların altında kaldı ama…”

Atalay: “Kızım 14 altında kaldı, Allah özellikle sana kolaylık versin, yardımcın olsun…”

Atalay da biliyor mevzu bahis rakamın neye yetip neye yetmeyeceğini…

Yaşam zor, emeğin karşılığı asgari ücret olduğunda daha da zor…

Allah gerçekten de tüm emekçilere kolaylık versin…

Asgari ücrette eşitlenmenin dayanılmaz hafifliğini yaşamak böyle bir şey.

Ekonomistler, son zamla birlikte Türkiye’deki çalışanların yüzde 70’inin asgari ücretli haline geldiğini söylüyor.

Çalışma Bakanlığı’na göre Türkiye’de özel sektörde çalışanların yüzde 37’si asgari ücretle çalışıyor, ama işçi örgütlerine göre bu oran yüzde 60’e yaklaşmış durumda.

Her asgari ücret belirlemesi ile birlikte daha büyük bir kitlenin asgari ücretli çalışan ya da asgari ücretin çok yakınında ücretle çalışan sınıfına dahil olduğunu düşündüğünüzde, çığ gibi büyüyor asgari ücretli kesimi…

Bu konuda dünya sıralamasında hak da iddia ediyoruz…

Türkiye, asgari ücretle çalışanlarının oranında dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücretle çalışanların oranı Yunanistan’da yüzde 4, Almanya’da yüzde 5, Fransa’da yüzde 8, Polonya’da yüzde 17. Türkiye’ye en yakın orana sahip Romanya’da bu oran yüzde 21

Bir de asgari ücretin de altına çalıştırılan kayıt dışı işgücü var ki, o kısma hiç girmiyorum bile…

Şimdilik 500 doların etrafında dolaşan asgari ücretin, önümüzdeki 6 aylık süreçte ve içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda ne kadar geçer akçe olacağını da konuşmak lazım. Belki şimdi bir yaraya merhem olacak olan günün müjdesi asgari ücret, yarından itibaren yapılmaya başlanan zamlarla daha işçinin cebine girmeden erimeye başlayacak malumunuz…

Bir diğer taraftan da asgari ücret ve yoksulluk sınırı arasında her altı aylık süreçte giderek açılan makas var göz ardı edemeyeceğimiz…

TÜRK-İŞ Araştırmasının 2023 Mayıs ayı sonuçlarına göre;

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı 10 bin 362,01 TL’ye,

Gıda harcaması ile giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı, yani yoksulluk sınırı 33 bin 752,49 TL’ye,

Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 13 bin 439,41 TL’ye yükseldi.

Görüldüğü üzere asgari ücret yoksulluk sınırının yarısı kadar dahi değil.

Beni asıl korkutan ise bir biçimde makarna ile yaşamaya alışmış, anne babasının evine taşınarak kira derdini bertaraf etmeye çabalayan asgari ücretlinin aldığı maaşın yaşam standartları açısından sunduğu garibanlık değil…

Beni asıl korkutan, asgari ücretin açıklanmasının ardından gelebilecek olan işten çıkarma dalgaları

Ne diyelim, hakkımızda hayırlısı…

HABERLER