Asgari ücret kaç lira olacak sorularının sorulması bu sene sakız gibi uzadı. Çünkü var olan enflasyonist ortama göre asgari altı ayda bir artarak alım gücünün dengelenmesi beklenen asgari ücret bu enflasyonist ortamın sorumlusu dar gelirli vatandaşmış gibi ‘acı reçete’ adı altındaki uygulama nedeniyle artırılmadı.
Yürekler ağızlarda, gözler giderek büyüyen borçlarda herkes nefesini tuttu asgari ücretin ne olacağını bekliyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını 10 Aralık Salı günü gerçekleştirecek. Patronların pazarlık masasında yüzde 32,5 zam önereceği iyimser tahmini şimdilik öne çıkıyor. Elbette kamuoyunda zam oranını yüzde 20 ila yüzde 41 arasında tutan farklı senaryolar konuşuluyor.
Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren bir ücretten bahsediyoruz. Hem asgari ücret ve komşu ücretlerle çalışan sayısı çok fazla ülkemizde hem de serbest piyasadaki tüm sabit gelirlerin asgari ücrete oranla belirlenmesi gibi bir alışkanlık mevcut.
Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret, işçi tarafından 5, işveren tarafından 5 ve hükümet temsilcilerinden 5 kişi olmak üzere toplam 15 kişilik heyet tarafından belirlenecek. Mesleğimizin yüz akı olarak bu yıl asgari ücretli çalışan 5 kişilik grubun içinde bir basın mensubu da bulunuyor.
Asıl soru şu, ‘zaten enflasyonun altında ezilirken suyu çıkan asgari ücretliye gerçekleşmiş enflasyon üzerinden mi zam yapılacak, yoksa gerçekleşmesi beklenen enflasyon üzerinden mi?’
2024 yılında gerçekleşen enflasyon TÜİK verilere göre ve tahminen yüzde 44 düzeyinde kapatacak seneyi. 2025 yılının tahmini enflasyonu ise yüzde 21 olarak açıklanmıştı tahminlerini hiç tutturamayan yetkililer tarafından.
Zaten yüzde 44’lük enflasyonu sırtlanan, yanına yüzde 21 tahmini enflasyonu da verilecek zam oranı ile birlikte sırtlanmaya hazırlanan asgari ücretlinin boynu kıldan ince.
Gelelim senaryolara;
Patronların pazarlık masasına gerçekleşen enflasyon ve hedeflenen enflasyonun ortalamasıyla geleceği gibi insaflı bir tahmin var son günlerde konuşulan. Eğer durum böyle olursa, 2025 yılı asgari ücreti yüzde 32.5 zamla 22 bin 527 liraya çıkacak.
Yüzde 20 zam yapılması halinde 20 bin 402 lira, yüzde 25 zam yapılması halinde 21 bin 252 lira, yüzde 30 zam yapılması halinde 22 bin 102 lira, yüzde 35 zam yapılması halinde 22 bin 502 lira, yüzde 40 zam yapılması halinde 23 bin 802 lira, yüzde 41 zam yapılması halinde 23 bin 972 lira alacak asgari ücretli.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Bakın geçen sene asgari ücretli kardeşlerimize biz yüzde 107 buçuk zam verdik. Geçen sene enflasyon yüzde 65’ti. Bu sene biz yüzde 49 zam verdik. Ekim ayı itibarıyla enflasyon yüzde 49’un altında. Özetle biz ne emeklimizi ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, toplumun hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Biz önümüzdeki dönemde de aynı prensipler çerçevesinde hareket edeceğiz ve enflasyonun üzerinde, çalışanlarımıza alım gücünü koruyacak çerçevede muamele edeceğiz!” diyor.
Bu konuşmadan yola çıkarsak, asgari ücretin yüzde 25 zamla 21 bin 252 lira olması muhtemel.
Zaten MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı’nın, “Bana göre asgari ücrette yüzde 25’in üzerinde artış doğru değil” ifadesi de pazarlıkların nereye doğru gideceğini işaret ediyor.
Peki nereden çıkıyor yüzde 32.5’lik zam artışına yönelik senaryolar?
Bahsedilen oran asgari ücretlinin kaybolan alım gücünü yerine koymazken, önümüzdeki yılın her gününde alım gücünün bir o kadar düşmesi anlamına da geleceğinden, bu durumun iş barışını bozma ihtimalini göz önünde bulunduran aklıselim iş insanlarının biraz daha vicdanlı olabileceği ihtimaline dayanıyor bahsettiğim senaryonun temeli.
Zira, Türk-İş’in Kasım 2024 tarihli araştırmasında dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 20 bin 532 TL oldu.
Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamalar için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı olarak ifade edilen yoksulluk sınırı ise 66 bin 976 TL olarak belirtildi.
Araştırmada, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyetinin 26 bin 712 TL olduğu görüldü. Asgari ücret ile yaşam maliyeti arasındaki fark ise 9 bin 700 TL oldu.
Araştırmanın son cümlesi olarak Türk-İş’ten yapılan açıklamada, “Bugün itibariyle mevcut asgari ücret dört kişilik bir aile için ancak 7 gün yetiyor!” ifadeleri kullanıldı.
Çok değil bir hafta sonra Türk-İş’in yaptığı araştırma sonuçlarına ne kadar sahip çıkacağını da göreceğiz hep birlikte, iş dünyasının iş barışını korumak için ne kadar öngörülü olabileceğini de göreceğiz, işçinin emekten gelen gücünü nasıl kullanacağını da göreceğiz.
Benim için en acısı, mesleği artık resmi olarak da asgari ücret skalasında gösterilen basın emekçilerinin deve dişi gibi örgütlerinin falan neler yapabileceğini de göreceğiz fikir işçilerinin daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasını sağlamak için…