Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Avrupa bizi niye kıskansın?

Sürekli artan fiyatlara ve enflasyonist yaşamın zorluklarına yönelik o kadar çok yazı yazdım ki, sanki etkisini kaybetmeye başladı yazdıklarım.

Ben konudan uzaklaşmaya çalışsam da fiyat artışları bizden hiç uzaklaşmayıp, hayatımızın yakasına yapışınca ve okulların açılması giderek yaklaşırken çocuklarının okul masraflarını da göğüslemek durumunda olan ailelerin sayısı giderek artınca, Avrupa’nın bizi ne kadar kıskandığını kısaca açıklığa kavuşturmak istedim.

Avrupa bizi hiç kıskanmıyor sevgili okur!

İster inanın, ister inanmayın Avrupa’nın, Avrupalının pek de umurunda değiliz!

Çünkü stratejik bir üretimimiz yok, dışa bağımlıyız, ciddi bir beyin göçümüz var, tarım ve hayvancılık alanında dahi etkimizi kaybetmiş durumdayız.

Niye kıskansın bizi Avrupa?

Yaz mevsimi boyunca bir biçimde Avrupa’da bulunma şansı yakalayan ya da yurtdışında bulunan eş dostundan haber alıp veren hemen hemen tüm gazeteciler çeşitli karşılaştırmalarla bizdeki enflasyonist durumun neredeyse başka hiçbir ülkede olmadığının altını çizdi defalarca.

Bu elbette bir çözüm değildi, ancak sorunun gerçek olarak tespiti için de yapılması gerekendi. Mesleki gereklilikler bence bu anlamda yerine getirilmeye çalışıldı.

Şimdi benim de elimde kısa süreli de olsa Avrupa deneyimi yaşayan bir kaynağım olunca, bu fırsatı değerlendirmek istedim.

Size kalem kalem ürünlerin fiyatlarını yazacak değilim. Bu zaten sıklıkla yapıldı. Söyleyebileceğim en keskin cümle şu ki, Almanya’da yağ kuyrukları yok! Yağ Almanya standartlarına göre pahalı, zira bu konudaki en büyük tedarikçi iki ülke birbiriyle savaş halinde, yine de kuyruk yok! Ama çok kısa bir süre önce gözlerimle yağ ve şeker kuyruğu bekleyen vatandaşlarımızı gördüğümden söyleyebilirim ki, bizde var!

Avrupa’nın her bölgesinde konut fiyatlarının ve kiraların yüksek olduğunu biliyorduk zaten, bunda bir değişiklik yok. Bu konuda bizde bir değişiklik var maalesef, bilginiz dahilinde olduğundan emin olduğum şeyi bir kez de ben yazayım; bizde konut fiyatları son bir yıl içinde neredeyse üçe katlandı. Kiralar da aynı biçimde arttı. Üstelik konut bulmak konusunda halen sorun yaşanıyor!

Avrupa’nın bazı bölgelerinde taze meyve sebze fiyatları nispeten yüksek ve bulmak bazen zor olabiliyor, ancak buna karşılık et ve süt ürünleri ile tahıl konusunda zenginler, dolayısıyla temel gıdaya ulaşmakta sorun yaşamıyorlar. Hatırlatmak isterim ki, bizim ülkemizde et, süt, yumurta, sebze, meyve, tahıl, kuru bakliyat, yağ, şeker… Arkadaş sabah uyanınca demlediğin çay bile ateş pahası… Daha ne diyeyim!

Sağlıkta ve eğitimde özellikle bizi çok kıskandığını düşündüğümüz Almanya’da sosyal devlet anlayışı var ve herkes bu hizmetlere ulaşabiliyor.

Bizde devletin sağlık ve eğitim alanından çekilmek için son yıllarda izlediği politikalarla yürüttüğümüz bir savaş hakim. Özelde aldığınız sağlık hizmetinin devlet tarafından karşılanan kısmı giderek azalırken vatandaşın sırtına binen yük artıyor. Devlet kurumlarında ise bir randevu hatta ameliyat için dahi aylarca beklemek gerekiyor.

Eğitim de bundan farklı değil. Güya devletin ücretsiz verdiği kitapları devlet okullarının öğretmenleri dahi yeterli görmüyor ve veliler ‘kaynak kitap’ adı altında ciddi kitap harcamaları yapmak zorunda kalıyor. Kağıt sıkıntısı çektiğimiz için bu kitap masraflarının yeni eğitim öğretim yılında çok daha yüksek olacağı kesin!

Daha sayılacak çok kalem var da başka bir yazı konusu olarak saklamak isterim.

Peki biz ne yapıyoruz bu süreçte?

İlginç yargı kararları ve toplumsal kırgınlıklarla sürekli merkezinden saptırılmaya çalışılan gündem konularını tartışıyoruz. Yazsan bir türlü yazmasan ayrı dert gündemlerin peşine takılıp çarşı pazar fiyatlarının ekseninden savruluveriyoruz bambaşka konulara.

O öyle demiş… Bu böyle giyinmiş… Şu ahlaka aykırı mı? Bunun yaptığını toplumun hassa dengeleri kaldırır mı?

Vatandaşın merkezinde her daim olan acımasız gündem maddesi beğenseniz de beğenmeseniz de hep aynı…

Gelir adaletsizliği ve geçim zorluğu!

Emeklisi, asgari ücretlisi, memuru, işçisi ile sabit gelirli gelirine gelen zamma sevinemeden alacaklarına gelen zammı görüp hüzünleniyor…

Hiç kendimizi kandırmayalım, Avrupa bizi kıskanmıyor!

HABERLER